6. Bölüm : Veda

24 4 0
                                    

Baran aklımı okumuş gibi bana döndü ve "Evet, Simay. Bunu farketmek benim için de zaman aldı. Ama birbirimizin arasında daha okulun ilk gününde oluşan bağı gördüğümde buna ihtimal vermemek elde değildi." dedi hüzünlü bir gülümsemeyle. Gözleri mi dolmuştu? Öyleyse kendimi yalnız hissetmeyecektim çünkü benim de dolmuştu. Tam şu noktada kayda değer şeyler yaşanıyordu, ilkokulda hoşlandığım kişi Baran'ın ta kendisiydi.. Hatta o anlığına ilkokulun son günü gözümde canlandı.

(Geçmiş - 16.06.2017)

"Anne, ben karne almak istemiyorum!"

"Simay'ım, neden böyle yapıyorsun ama annem? 4. Sınıf artık bitiyor, büyüdün kocaman kız olacaksın. Neden karne istemez ki bi insan? Notların düşük mi geldi, ben kızmam ki anneciğim biliyorsun."

"Hayır anne notlarım çok iyi ama istemiyorum işte."

"Neden gitmek istemediğini söylemezsen erkenden karneni alırız Simay. Eğer söylersen belki seni karne almaya götürmem."

"Karne almayınca tüm sınıf 4. Sınıfta kalıyoruz değil mi anne?"

"Ne..? Aa şeyy evet kızım öyle öyle."

"Tamam o zaman söylerim."

"Hadi söyle."

"Baran da ben de başka okullara gidicez, bir daha hiç görüşemeyiz ki.. bu yüzden ikimiz hep 4. Sınıfta kalalım istiyorum."

"Yaa Simay'ım dert ettiğin şeye bak. Söz veriyorum sana bir daha görüşeceksiniz. Anne sözü."

"Ama anne nerden biliceksin ki söz veriyorsun? Ya bir daha görüşemezsek.."

"Anne sözü diyorum Simay. Sana söz veriyorum Baran ile bir daha mutlaka karşılaşacaksınız."

"Peki, hadi gidelim karne almaya.."

(Günümüz)

4. Sınıfın son gününü ve annemin verdiği sözün gerçekten gerçekleştiğini hatırladığımda dışım belki tepkisizdi ama içim ağlıyordu. Üstelik babam, bu liseye gitmemi annemin ısrarıyla kabul ettiğini söylemişti. Canım annem, diye geçirmiştim içimden. Kendimi tutamadım ve gidip Baran'ın boynuna sarıldım. O da derin bir hıçkırık ve omzumda hissettiğim yanağından süzülen göz yaşıyla bana karşılık verdi.

"Baran, annem bana sözünü tutmuş."

"Evet Simay annenin sana söz verdiğini söylemiştin bana gitmeden önce.. Yıllarca senin annene güvendim ve bekledim, iyi ki beklemişim."

Burnumu çektim ve göz yaşlarımı sildim, "Tamam, bu kadar sulugözlük yeter." dedim Baran'a sahte bir sinirle. Baran da bu halime güldü, ama gözleri hala yaşlıydı. "Sana o reflekse neyin sebep olduğunu anlatmalı mıyım?" dedim Baran'a. "Elbette, Simay. Bilmem gerekmez mi?" diye yanıt verdi Baran bana. Derin bir nefes aldım, ve başladım.

"Annemler beni küçükken öğrenmem için markete gönderirdi. O zamanlar markette de kasiyerler hep aynıydı, değişmezdi. Kasasında hiç sıra olmayan orta yaşlı bir adam vardı. Muhtemelen babam yaşlarındaydı. Ben sıra beklemeyi sevmeyen sabırsız biri olduğum için hep o adamın kasasına giderdim. O adam ben geldiğimde önce tişörtünü tamamen çıkartır, daha sonra pantalonunun düğmelerini açıp hafifçe aşağı çekerdi. Bana bunun erkeklik olduğunu söylerdi. Diğer insanlar ona tuhaf bakardı ama ben çocuk aklımla o adama inanırdım. Bir gün babam evdeyken babamın tişörtünü çıkartıp pantalonunu aşağı indirmiştim. Erkeklik bu baba, demiştim. Babam bana bunu nerden çıkardığımı sormuştu, ben de marketteki adamı anlatmıştım. Babam saçmaladığımı ve uydurduğumu düşünüp ciddiye almamıştı. Her markete gittiğimde adam aynısını yapıyordu. Bir gün tekrar markete gittiğim zaman ilk defa benden başka bir kadın da bu kasaya gelmişti, ben poşet açarken adam yeniden aynı hareketi yapacakken kadın yanıma koşup beni arkama döndürmüştü. Daha sonra kulağıma eğilip bir daha bir yabancı karşında bunu yaparsa hep arkanı dönmelisin tatlım bu erkeklik değil sapıklık, demişti. O günden beri yanlış bir şey olduğunu anladım ama kadının sözü ister istemez aklımda kaldı."

Geçmişin Kaderi | 💌Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin