"Buraya gelmeniz bile beni mutlu etti. Anne, baba, Yadigar abla, Baran.." dedim. Hepsi bana gülümsedi. Ortamdaki tatlı sessizlik, herhangi birinin telefonundan gelen bildirim sesiyle bozuldu. Annem hemen telefonuna yönelince annemin telefonundan geldiğini anladım. Annemi baştan aşağı süzdüm. Annemin üstünde bedeninden 2-3 beden daha büyük olduğunu tahmin ettiğim oldukça bol bir sweat, altında ise normal bir jean vardı.
Annem oldukça kilo almıştı ki karnı bunun en büyük açıklamasıydı. Ama annem neredeyse az bile yerdi. Nasıl olmuştu da bu kadar kilo almıştı?
Kapıdan içeriye şirin bir kadın girdi. Herkesin dikkati kapıya kaydı. Annem telefonunu kapatıp geri yerine koydu ve kadına doğru baktı. Kadın beni gördü ve ,
"Simay Hanım, daha iyi misiniz?"
diye sordu. Başımı aşağı yukarı salladım. Hemşire veya doktor olmalıydı ki, elinde birkaç test sonucu tutuyordu. Bana ait olduklarını düşündüm. Hemşire elindeki test sonuçlarını anneme verdi ve başını olumlu anlamda sallayıp geri çekildi. "Simay Hanım iyiyse, taburcu işlemlerini başlatabiliriz." dedi hemşire olduğunu tahmin ettiğim görevli. Evet anlamında başımı salladım ve hemşire yanıma yaklaşıp kolumdaki serumu çıkarttı. Canım yanmadı desem yalan olurdu. Daha sonra hafifçe doğrulup kollarımdaki kasları gevşettim.
Saçım bozulmuştu, böylece moralim de.
Ellerimle ne kadar saçlarımı düzeltmeye çalışsam da bence başarılı olamamıştım. Ama olduğu kadar diyip en sonunda ayağa kalktım. Ayakkabılarımı zar zor da olsa ayağıma tekrardan geçirdikten sonra annemin yanına doğru ilerledim. Telefonumu annem almıştı, yanii umarım. Anneme elimi uzattım. Annem de telefonumu elime bıraktı.
Arkamı dönecekken Baran dibimde dikilmiş öylece duruyordu. Kulağıma doğru eğilip, "Güneş saçlı, alıngan kız. Üçüncü kat, temizlik odası." diye fısıldayıp göz kırptı.
Hiç bir şey yaşanmamış gibi kapıya doğru ilerledik. Odadan çıktığımızda odaya temizlik görevlileri girdi ve kapı kapandı. Annemle Yadigar abla çocukları okula kim bırakacak konuşması içindeydi. Babam öylece annemin yanında dikiliyordu. En sonunda Annem ve Yadigar abla konuşmalarını bitirmişlerdi. Kapıda beliren özel şoförün arabasını görünce ister istemez, şaşırdım. Annem, Baran, babam, ben ve Baran'ın annesi limuzine doğru ilerledik. Şoför bana geçmiş olsun dedi ve hepimiz artık limuzindeydik. Baran ile yan yana oturuyorduk. Önümüzde annelerimiz olduğundan ona çok bakmamaya özen gösteriyordum.
Sonunda okula geldiğimizde Yadigar abla ve babam bizimle beraber indiler. Herhalde okul aile birliğinde iş çıkmıştı. Bilemiyordum. Giriş kapısına doğru ilerlerken Baran'ın söylediklerini hatırladım.
"Üçüncü kat, temizlik odası."
Adımlarımı dikkat çekmemeye özen göstererek hızlandırdım ve ilk kapıya ulaşan ben oldum. Sırayla herkes içeriye girdi. Yadigar abla ve babam, birlikte başka bir tarafa doğru gittiler. Baran kaşla göz arasında ortalıktan kaybolmuştu, ben de merdivenlere yönelmiştim.
Nedenini bilmediğim bir heyecandan dolayı kalbim hızla atıyordu. Dizlerim içten içe titriyordu ama umursamadım. Genelde heyecanlandığımda oluyordu. Merdivenleri çıkmak beni baya bir yormuştu. Resmen ayaklarıma kara sular inmişti. Temizlik odasına doğru rahat bir tavırla ilerledim. Sonuçta bizim kat değildi, başıma her an her şey gelebilirdi.. Ama bu, pek de umrumda değildi.
Temizlik odasının kapısını araladığımda içerisi çok karanlıktı. Kapıyı kapattım ve odanın genişliğine baktım. Bir temizlik odasına göre bence abartıydı. İleriye doğru yavaşça adımlar attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Kaderi | 💌
RomanceSimay & Baran lisede tanışmış, ilk günden arkadaş olmuşlardır. Aralarındaki arkadaşlık çoğu zaman zedelenecek olsa da ortak geçmişleri onları tekrardan birleştirecektir.