39. Bolum

1 0 0
                                    

Bölüme başlamadan önce oylarsanız çok mutlu olurummm. Keyifli okumalarrrrrr.

Okumaya başlamadan önce buraya bir kalp bırakırsanız çok sevinirimmmm

"Ne oldu, bembeyaz oldun." Gözümü babamdan ayıramıyordum. Böyle gülmesi hiç normal değildi. 

"Babam burada."

"Ne?" Benim baktığım yöne baktığında kaşları çatıldı. "Tam karşıdaki mi?"

"Lara konuşur musun benimle." Sadece başımı salladım. Selim tam ayağa kalkacakken onu kolundan tuttum. "Sen otur." Sonrasında ben ayağa kalktım. Hızlı adımlarla benden uzaklaşan babamın peşine düştüm. Selim beni dinlemeyip arkamdan geldiğinde onu korumak için elimi silahımın olduğu yere götürdüm. Cafenin arka taraflarında boş bir odaya girdiğimizde silahımı çıkarttım ve ona doğrulttum. Selim'de arkamdan odaya girdiğinde babam kaçamasın diye kapının önünde durdu. 

"Bu sefer abini getirmemişsin." dedi gülerek. "Kaç kez daha peşimizi bırakmanı söyleyeceğim sana!" Selim önüme geçecekken onu durdurdum ve arkama aldım. "Senin ve abinin peşini asla ama asla bırakmayacağım. Benden kurtuluşunuz yok." Selim benden önce cevap verdi. "Bu kız seni sevmekten başka ne yaptı da ona böyle davranıyorsun?"

Alayla güldü. "Haddin olmayan şeylere karışma evlat. O artık benim kızım değil."

"Sende artık benim hiçbir şeyim değilsin. Şimdi teslim ol ve işleri daha fazla zorlaştırma." Üzerine doğru yürümeye başladığımda onun baktığı tek yer Selim'di. "Sen Sevil'in oğlusun değil mi?" Hayır hayır. Tahmin ettiğim şeyi söylemezdi değil mi? "O kadını nereden tanıyorsun lan sen!"

"Kapa şu çeneni Evren Kaya ve teslim ol." Tam onu yakalayacaktım ki dediği şey yüzünden mecburen olduğum yerde kaldım.

"Hiçbir şey gizli kalmamalı minik kızım. Öyle değil mi? Aynı senin bir zamanlar bana dediğin gibi." Selim'e doğru ilerlediğinde yüzünde büyük bir gülümseme oluştu. "Bakalım sevgilin gerçekleri öğrendikten sonra yanında olmaya devam edecek mi?"

Selim "Neyden bahsediyorsun sen?" dediğinde telaşla arkamı döndüm. "Dinleme onu, yine saçmalayacak."

"Eğer gerçekleri bir saçmalık olarak görüyorsan evet saçmalayacağım." Beni itekleyip Selim'in yanına gitti. "Beni hayatta hiç görmedin değil mi?"

"Hayır." Babamı iteklemeye çalıştığımda bana ters bir bakış attı. "Bunu duymaya hakkı var. Sakın beni engellemeye kalkma." Selim benim yanıma geldiğinde ona döndüm. "Lütfen söyleyeceklerini ciddiye alma. Yalan söyleyecek." Yalvarır gibi bir halim vardı. Selim elleriyle yüzümü kavradığında "Yalan söyleyeceğini biliyorum ancak bir dinleyelim. Sonra sen gereğini yaparsın." dedi. Başımı iki yana salladığımda boşta olan elimi tuttu ve babama döndü. "Ne saçmalayacaksan hemen söyle."

"Beni gerçekten hiç görmedin değil mi Selim? Mesela küçük bir çocukken?"

"Ne saçmalıyorsun sen?"

"Diyorum ki kardeşinin asıl babası benim."

"Ne?" Selim'in eli yumruk olduğunda babam tekrar konuşmaya başladı. "Annen sen doğduktan sonra babanı benimle aldatmaya başladı. Sonra benden ayrılmak istediğinde bende onu tecavüz ettim. Ve peşini hiç bırakmadım." Selim'in inanamaması gerekiyordu. Bunu öğrenmemesi lazımdı. "Yeter! Daha fazla saçmalama!" Selim lafını bitirdikten sonra silahımı tekrar ona doğrulttum ve üzerine yürümeye başladım. Bu sefer onu elimden kaçırmayacaktım. 

"Sakın Lara, sakın." Cebinden bir şey çıkardığında tam arkamda kalan dolabı işaret etti. "Eğer bir adım daha atarsan burayı patlatırım." Silahı hala ona tutarken gidip dolabın kapağını açtım. Şerefsiz dolabın içen düzenek yerleştirmişti. "Sen ne zaman bu kadar karaktersiz oldun? Ben senin kızınım lan kızın!"

Küçük YalancılarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin