Yeni bölüme hoş geldiniz.Keyifli okumalar.🏹✨
🍁
''Annesinden dayak yediği halde,
Yine 'anne' diye ağlayan bir
Çocuktur aşk.''
~Cemal Süreya~
🍁
Aşk,tanımlanamaz,anlamlandırılamaz bir duyguydu.
Fizikte aşka yer yoktu.Aşk,metafiziğe aitti.Dokunulamaz,görünemezdi ama hissedilirdi.Hessedilince de adına aşk denirdi.
Aşk benim için,ıslanacağım bildiğin halde o yağmurlu havada sokağa koşmaktı;yüzme bilmeyen birinin hiç düşünmeden kilometrelerce derinlikteki bir okyanusa atlamasıydı.
Bir balığın sudan çıkıp karada yaşamayı ummasaydı.
Çünkü aşk bana hep acı tarafını göstermişti.
Ben okyanusa boğulacağımı bilerek isteyerek atlamış ve Atilla'nın,kötü gecelerimin şafağı olan adamın beni tutmasını ummuştum.Islanacağım gerçeğini göz ardı ederek çıkmıştım o yağmurlu havada sokağa.Dilediğim tek şey ise çıktığım sokağın sonunda Atilla'ya,gönlümün güzüne ulaşmaktı.
Lakin çok sonradan;boğulurken,kuru tek bir yanım kalmamışken anladım ki ben boğuluyordum ve Atilla başka birini tutuyor,boğulmasına izin vermiyordu. Ama ben boğuluyordum,benim boğulmama izin veriyordu.
Yıllarca o farketmeden,usanmadan yürüdüğüm sokak ise Atilla'ya,dikenli tarafımın gülüne çıkmamış,yalnızca sırılsıklam olmamı sağlamıştı.
Bir de acı vardı tabii.Aşkın acı vermesi gayet olağandı.Aşk,hayal kırıklığına gebeydi çünkü.
Aşk ile acı eş anlamlıydı.
Acı da adlandırılamaz,fizikte kendine yer bulamazdı.
Aşk ve acının bu kadar ortak noktası varken bir kalbin aşk acısı çekmesi kaçınılmaz değil miydi?
Öyle bir duyduydu ki bu, sanki kalbim bir ağaçtı ve o ağacın dalları tek tek açılmadan kesiliyordu,kırılıyordu.Buna sebep olan kişi ise hiç beklemediğim,tahmin edemediğim kişiydi.
Olduğum yere çöküp hıçkıra hıçkıra ağlamak istediğim bir acıydı fakat yapmadım,yapamadım.Bunun yerine gözlerimi bize doğru gelen Atilla'ya,yürek sızıma ve sarışın kadına sabitledim.Kadın,Atiila'nın koluna girmişti ve yüzünde büyük bir gülümseme,üzerinde ise üzerine tam oturan kırmızı,zarif bir elbise vardı.Doğruyu söylemek gerekirse kadın her şeyiyle çok güzel ve zarifti.Attığı her adımda kendimi çirkin ve yetersiz hissettim.
Çok mu çirkindim ben?
Dolan gözlerimi kırpıştırıp ağlamamak için yanağımın iç kısmını ısırdım.Ağlamamalıydım ve hayır,ağlamayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAYEMUT
Ficção Adolescente"Öyle uzun zamandır,çocukluğumdan beri benimle bu içindekiler,sanki benimle birlikte onlar da büyüdü. Evlerimiz arasında birkaç metre olsa bile gönüllerimiz arasında dağlar,yollar,yıllar kadar mesafe vardı ve bu diğer mesafeler gibi aşılabilir bir u...