Orenda

411 58 1K
                                    

Sezen Aksu'nun sesi geziniyordu yine zihninde. Yine aynı şarkı geziniyordu kulaklarında, yıllar geçse de yine aynı duygular beliriyordu yüreğinde. Saklı kutudan birdenbire çıkmışlardı ortaya, ev sahibi olmuşlardı yeniden.
Bu şehirden giderkende aynı ses vardı kulaklarında şimdi de ufak mırıltılar doluyordu kulaklarına.

Ben de yoluma giderim
Ezdirmem kendimi
Ama gezdirmem de gönlümü
Gider acımı çekerim.

Aklına geldi gidişi, o da gitmişti zamanında ama gittiği yol ona ait miydi bilmeden. Kendini ezdirmemek için değil günahları altında yalnız başına ezilmek için gitmişti.

Bu cübbeyi son giydiğinde yüreği, cübbesi, mesleği her şeyi kana bulanmıştı. Kendi babasına ait olan kana. Katil damgası yediği kana.

İlk ve son kez dava kaybetmişti mesleği boyunca ve o son davadaki kaybedişi babasını almıştı ondan.

Koridorda göründüğü an bakışları anında aradığı kişi ile buluştu. Daha gördüğü kişinin kendisini görmesinin şokunu yaşayamadan onunla aynı duyguları hissettiğini,gözünün önünde aynı sahnelerin canlandığını biliyordu.

Aynı adamın yokluğu yoklamıştı ikisinin de yüreğini, nefesi daralarak eli kalbinde idam cümlelerini duydukları an canlanır olmuştu gözlerinde.

Buraya son gelişinde babasız kalmıştı. Kendi babasının idamına sebep olup çıkmıştı. Ancak karşısındaki adama tezat o düşüncelerini temizledi zihninden susturdu yüreğini, tabii Sezen'i de susturması gerekmişti bunun için.

"İzge'm"

Dayısından duyduğu ismi ile kendisine özlemle bakan adama buruk bir gülüşle gözlerini açıp kapadı. Yaşananlara, gidişine rağmen ondan kopmayan tek kişi olmuştu Erkut. Ellerindeki kanları göstererek, nefessiz kalırcasına ağlayarak katil olduğunu söylemesine rağmen olmadığını söyleyen, masum olduğuna inanan tek kişiydi.

Herhangi bir konuşmaya fırsat kalmadan içeri girmelerini söyledi mübaşir.

Baybars'ın bu sefer nefret dolu bakışları kin kusmak için kız kardeşinden ayrılarak dayısına çevrildi. Ancak Erkut'un kaldırdığı kaşı susması için yeterli oldu.

Canlarından çok sevdikleri, uğruna her gün ölümü göze aldıkları meslekleri birazdan içeride görecekleri hakimin dilinin ucundaydı. Ve hakimin dilinin ucunda şu an ne varsa onu da değiştirebilecek kişi Baybars'ın nefret kusmaya çalıştığı kız kardeşiydi. O yüzden Erkut hem İzge'nin kalbinin daha fazla kırılmasından korktuğu hem de timin geleceği onun ellerinde olduğu için böyle bir kavganın çıkmasına tamamen karşıydı. Ne timi ne de İzge kurban gitsin istiyordu Baybars'ın gazabına.

......

"Hangi yüzle geldin?"

Baybars'ın kapıdan dışarı adımını atar atmaz sorduğu soru genç kadın hariç herkesi şaşırmıştı. Çok doğaldı sonuçta saniyeler önce mesleklerini kurtaran kadına ilk dediği şey bu olmazdı normal bir insanın. Ancak ne Baybars normal bir insandı ne de yaşananlar normaldi.
Cevap verme gereği duymadan arkasını döndü İzge.

Öfke kusmak için araladı dudaklarını Baybars'ta. İzge'nin kaçıp gitmesi öfkelendiriyordu onu. Kavga etmek, hesap sormak istiyordu ancak her seferinde giden kadın buna müsade etmiyor onun kendi kendini kemirmesini sağlıyordu. Yine sırtını dönüp çekip gitmeye kalkıyordu.

Tabii baba diye duyduğu bağırış olmasaydı.

"Ezgi, güzel kızım. Nasıl geldin sen buraya?" Kızının sesini duyduğu yöne dönerken şaşkınlıkla sordu sorusunu Baybars.

DİLHUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin