•"sukuna-sama.."
kırmızı gözlerinden bir tanesi bana doğru döndü,gecenin karanlığında beraber ıssız ormanda yürüyorduk. onun yanında yürümek bile benim gibi aciz bir kul için imkansız geliyordu,onun kadar yüce bir varlığı görmeyi bile hak etmiyor olmalıydım..
"söyle."
yutkundum. "ben.. elinizi tutabilir miyim?" dedim titreyen bakışlarımla,bir süre sessiz kaldı ve sadece yürümeye devam ederken bana baktı. daha sonra dudaklarına bir tebessüm yayıldı.
"evet."
heyecanla gözlerim parladı,onun eline yaklaştım,teninin sıcaklığını bu kadar uzaktayken bile hissedebiliyordum. kalbim küt küt atıyordu,onun kocaman avucunu küçük elimle sardım,ona dokunabildiğim için öyle mutluydum ki.. şanslı hissediyordum.
"teşekkür ederim efendim.."
bakışlarını kaçırdı ve soğuk ormanda adımlamaya devam ettik,ona sadakat yeminimi büyük bir zevkle etmiştim ve o sadece bana kendisiyle beraber gelmemi emretmişti. nereye gittiğimizi ya da benimle ne yapacağını bilmiyordum,sadece ona güveniyordum. her şeyden ve herkesten çok güveniyordum..
"sarayıma gidiyoruz çocuk."
gözlerim şaşkınlıkla büyüdü,onun.. onun sarayına mı gidiyorduk? ormandaki terk edilmiş bir kilisenin yakınında kocaman bir sarayda ikamet ettiğini duymuştum ama bunun gerçek olması beni şaşırtmıştı,aynı zamanda epey heyecanlandım.
"gerçekten mi?" diye sordum heyecanla.
"evet,eğer bana sadık olmaya gerçekten kararlıysan seni hizmetkârım yapacağım. ki bana sadık olman için sebeplerin var,sarayımda bana hizmet eden lanetli ruhlarım var ve sende onlarla beraber olacaksın. hayatını yalnızca beni memnun etmeye adayacaksın."
gülümsedim,bu beni öyle çok heyecanlandırmıştı ki mutlulukla onun boynuna atlamak istedim.. ona her bir kelimesinde daha da hayran kalıyordum.
"beni daha fazla mutlu edecek herhangi bir şey olamazdı efendim. ben.. ben hayatımı yalnızca sizi memnun edebilmeye adayacağım. yemin ederim ki bir gün bile pişman olmayacaksınız.. Tanrı şahidim olsun ki size en sadık hizmetkârınız olacağım.."
kıkırdadı,gözlerimi onun yüce bedeninden bir saniye bile ayıramıyordum.
"Tanrı karşında duruyor,çocuk."
yutkundum,belki de o haklıydı.. o bir tanrı olmalıydı.. kurtarıcı bir tanrı,beni cehennemden çekip çıkaran,bana hayatımı bağışlayan yüce bir tanrı..
"ben.." duraksadım,ondan isteyeceğim şey ona tuhaf gelebilirdi ve bana sinirlenmesine sebep olmak istemiyordum. ben sadece.. ona duygularımı açmak istiyordum..
"ben.. size baba diyebilir miyim?"
bir anlığına yürümeyi bıraktı ve az evvel olduğu gibi kırmızı gözlerinden bir tanesi bana doğru döndü,sadece nefesimi tutup onun buna ne tepki vereceğini görmeyi bekledim. onun elini daha sıkı sardım,kocaman vücudu donup kalmıştı ve öylece beni seyrediyordu.
"baba mı?" diye sordu soğuk bir ses tonuyla,derin bir nefes verdim.
"siz bana hayatımı bağışladınız,sizin sayenizde yeniden doğduğuma ve bana yeni bir şans bahşedildiğine inanıyorum. yalvarırım,size baba dememe izin verin.. siz benim yaratıcımsınız."
sessiz kalmayı bırakmadı,yalvaran gözlerle ona bakıyordum. soğuk yüz hatları gerginleşti,sanki bir şeyler söylemek istiyordu ama emin olamıyordu. ondan alacağım yanıtı bekledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
daddy issues. | ryomen sukuna.
Fanfictiongo ahead and cry little girl, nobody does it like you do, I know how much it matters to you, I know that you got daddy issues. and if you were my little girl, I'd do whatever I could do.