go ahead and cry little girl,
nobody does it like you do,
I know how much it matters to you,
I know that you got daddy issues.
and if you were my little girl,
I'd do whatever I could do.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
1.4
heir of the king of curses,goddess of the future.'
8 ay sonra,Ryomen Sukuna'nın sarayında..
karnıma saplanan ve kısa hayatımın aklımın ucunda canlanmasını,nerdeyse hayatımın son bulacağına inanmamı sağlayan korkunç sancı zayıf vücudumun tamamıyla kasılmasına sebep oldu. ebe kadın uyluklarımı ayırıp doğumun başlayıp başlamadığını kontrol ederken,yanımda bulunan hizmetkârlar kan ve terle kaplanmış olan bana bakıyor ve kaygıyla olacakları seyrederken bana destek olmayı deniyorlardı. hayatım boyunca canımın bu kadar yandığını hatırlamıyordum,nerdeyse öldüğümü hissetmekten başka bir duygum yoktu.
yaklaşık sekiz ay boyunca bu doğumun ne kadar sancılı olacağı bana anlatılıp durulmuştu ancak bir kez olsun bu durumdan korkmamıştım,gebe olduğum süre boyunca yaşamak zorunda kaldığım o sancılara,korkunç ağrılara katlandığımdan bu doğumun beni o kadar da zorlamayacağına inanıyordum ancak yanıldığımı anladım. ruhum benden ayrılmak üzereydi,bu acıya katlanabileceğimi pek sanmıyordum.
o sırada aralık olan kapı tamamıyla açıldı,hızla yanımıza yaklaşan adımlar kulaklarımı uğuldatıyordu. "ebe,durumu açıkla." Sukuna yanımda bulunan hizmetkâr ona yer açtığında derhal bana doğru uzandı,parıldayan kırmızı göz bebekleri doğrudan bana odaklanırken o anda kaygılandığını,nerdeyse bana acıdığını anlıyordum. "doğum başladı Lordum."
alnımdan boncuk boncuk akan terlere avuçlarını bastırdı,soğuk pembe ışıklar alnıma doğru yayılıyorken bu durumu kolaylaştırmıyordu. ağlıyordum ve yalnızca ıkınıp bu doğumun mümkün olan en kısa zamanda sonlanmasını istiyordum. onun koluna tutunarak destek almayı denedim. "ebe,yalnızca kızımın sağlıkla doğmasını sağlamaya odaklan. Aya'yı ben kontrol ediyorum."
"S-Sukuna.." mırıldandım,beni soğuk terler akan sırtımdan kavradı ve o soğuk pembe ışıkları yaymayı bırakmadı. "canının yandığının farkındayım,yalnızca bana odaklan Aya. her şey yolunda,yakında kızını kucağına alacaksın. ne senin,ne de onun sağlığına zarar gelmesine asla müsaade etmeyeceğim,bunu unutma.."
dudaklarımın arasından hıçkırıklar kaçıyordu. "daha güçlü ıkınmalısınız.." ebe kadının uyarısına kulak astım ve kasılan bedenimde bulunan tüm kuvvetle ıkındım. parmaklarım Sukuna'nın tenine batıyordu,hala beni sıkı sıkıya tutuyorken ondan destek alıyordum. "L-Lordum.."
"konuşma Aya!"
"Lordum.. sizi seviyorum." fısıldadım,ardından sanki vücuduma aynı anda binlerce bıçağın saplandığı hissine kapılarak kocaman odanın korkunç haykırışımla dolmasını sağladım. "iyi olacaksın.." soğuk pembe ışıklar çoğaldı,onun sandığının aksine öleceğim konusunda bir şüphem yoktu. çünkü farkındaydım,kızımı kucağıma almadan ve onun sağlıklı olduğunu görmeden bu dünyadan asla ayrılmayacaktım.
