O nu tekrardan hatırlamam ile önümdeki tabağı aldım ve yanına koştum. Tabağı onun ellerine bırakırken kendi elime bakmaya başladım. Gerçekten fazlasıyla acıyordu.
Tabaktaki camları eline aldı ve tabağı kaldırıp ağzına boşalttı bütün kanı. Bu sırada biraz doğrulup arkasındaki elbise dolabıma yaslanmıştı. Kanı içmesi ile gözlerini kapattı. Bir kaç yarası anında adeta sihirli bir şekilde kapanırken bazıları hala yüzünde ve cildinde yer ediniyordu.
Hala tam iyileşmemişti. Gözlerini açtı. Kahveleri kırmızıya dönmüş, korkutucu görünüyordu. Gözleri gözlerimle buluştu. Korktum. Otururken birkaç kere arkaya doğru kaydım. Gözleri elimi buldu. Aç bir kurtun avına bakar gibi bakıyordu. Ayağa kalktım.
Daha da doğruldu.
Birkaç adım daha geriledim.
Korkudan arkamı dönemiyordum. Sanki arkamı döndüğüm an üzerime atlıycakmış gibi hissediyordum.
Korku uvuzlarımda yükselirken bir anda kalktı.Kendini tutmaya çalışıyor fakat yapamıyordu. Gözlerini sıkıp kapatmaya çalışıyor yapamıyordu.
Konuştu.-Buradan uzaklaş. Kanın kokusu geliyor.
Hızlıca kapıya ilerledim. Kulpu indirdim. Açılmadı. Kilitlemiştim. Aklıma geldi. Anahtarı aradım. Oradaydı. Çevirdim. Olmadı. Zorladım. Korku ile fark edemeyerek ters tarafa çeviriyordum oysaki. Kırıldı...
Anahtarı yere attım ve ufak bir küfür savurdum. Deliler gibi korkuyordum. Burada mahsur kalmıştım. Gözlerim doldu.
Kanın kokusunu hala duyabiliyordu. Gözleri kırmızının en ağır tonuydu. Elime baktım. Fanustan bulaşan kan ve elimden akan kan birleşiyordu. Aklıma gelen fikir ile elimi kaldırdım.
Kanımı kendim yok edecektim. Elimi kaldırdım ve ağzıma götürdüm. Ben sadece kanın durmasını ve yok olmasını sağlayabilirdim fakat onun tüm kanımı emeceğine artık adım kadar emin olmuştum.
O bir vampirdi...
Her hareket ettirişimde daha çok yaklaşıyordu. Aniden elimi dudaklarıma yaklaştırmam ile çoktan dudağımın biraz aşağısına bulaşmıştı. Lanet ettim. Elimdeki kanı emdim.
Yeniden karşımda belirdi. Durduramadım. Dişlerini kan bulaşan yere batırdı. Kesikten çok daha fazla yanıyordu.
İtmeye çalıştım olmadı.
Benden fazlasıyla güçlüydü ki, zaten insanlardan kat be kat gücü ağır basıyordu.
Vurmaya çalıştım. İşlemedi.
Gözleri kapandı.
Gözlerimden yaş aktı.
Canım yanıyordu.
Güçsüzleşmeye başladım.
Ölecektim galiba...Çekildi.
Dişlerini gördüm. Kan vardı. Vampir dişleri çoktan çıkmıştı. Dudağını yaladı. Mahcup, fakat aç gözüküyordu. Ama tüm kanımı emmemişti. Hala ufak güç kırıntıları vardı bedenimde fakat dayanamıyordum.Sesini işittim.
-Üzgünüm...
Dudağımın altında olan acı yerini sızlamaya bırakmıştı. Gözlerim kapanıyor, ayaklarım tutmamaya başlıyordu. Bacaklarım gücünü kaybetti ve vücudumu taşıyamayarak kendimi yerde buldum. Hala yardım istercesine ona bakıyordum. Kapıya ilerledi.
Tek seferde açtı. Bir şekilde alarmlar çalmaya başladı. Güvenlik sistemi çalıştırmıştı. Yeniden konuştu.
-Üzgünüm yapabileceğim tek şey bu.
Dedi ve kayboldu. Gözlerim yorgunluktan kapanıyordu. Ölüp ölmeyeceğim ise sadece şanstı artık. Gözlerimi daha fazla yormadan kapattım. Kısa ya da sonsuz uykuya karşı...
●◉◎◈◎◉●
Evet kısa oldu ama yapacak birşey yok ehe :)
Ne olacak sizce?
Tahminleri alayım.
Ölecek miii?
Diye sormak isterdim fakat zaten ölmeyecek çünküüüü
BAŞROL.
Ve bir sonraki bölümde final değil.
Neyse çenem düştü.
Yorum ve oylarınızı bekleyeceğim
Bir sonraki bölüme kadar sağlıcakla ve mutlu kalın öpüldünüzz ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampire Empire
Teen FictionKurgu Türkçedir * Join the breathtaking story that started with a necklace