119 16 3
                                    

Hava çoktan kararmış, herkes gitmeye hazırlanıyordu. Tabii ben dışında.

+Hadi ama beni götürmeyecek misiniz?

-Hayır Yena alışkın değilsin, önce seni çalıştırmamız lazım.

+Seungmin lütfen. Burada tek başıma ne yapayım ben ha?

Uzun yakarmalarım sonunda Chan araya girdi.

-Seungmin bırak gelsin. Haklı , tek başına burada ne yapsın. Hem alışması lazım.

Bıkkın bir nefes bırakıp izin verdiğinde ona kısaca sarıldım ve 32 diş sırıtan suratım ile ceketimi giymeye gittim.

~

+Seungmin burası çok karanlık ve korkunç.

Seungmin in koluna girmiş etrafa garip bakışlar atıyordum. Bu saatte bu ıssız ormanda olmak için ya deli olmak lazımdı yada ölmek istemek. Ki biz beslenme amacı ile gelmiştik. Ne harika.

-Sana gelmemeni  söylemiştim. Ama sen dinlemedin. Senin suçun.

+Ama bana bu kadar korkunç olacağını söylemedin.

Bana yan bir bakış attığında ağzımı sıkı sıkıya kapattım. Öylece ilerlerken isminin Changbin olduğunu öğrendiğim kaslı vampirin uyarısı ile ağaçların arkasına saklandık.

-İleride bir şeyler var.

Aradan geçen kısa süre sonrasında kocaman iki tane ceylan önümüzde duruyordu. Herkesin yüzünde güller açarken ben hüzünle birazdan ölecek olan masum ceylanlara acıyordum.

+Seungmin bunlar çok tatlı. Başka bir şeyler içseniz?

-Bunlar bizim temel gıdamız Yena cım. Ayrıca emin ol kan kokusunu alınca seninde ağzın sulanacak.

Bana yandan bir gülüş attıktan sonra diğerlerinin de yaptığı gibi bir anda ceylanlara atıldılar ve saniyeler içinde ceylanlar yerde onlar ise üstlerindeydi.

Yanlız kalmamak adına onların yanına adımladığımda dürüst olayım koku aklımı başımdan alıyordu. Dişlerim kaşınmaya başlarken kendimi zor tutuyordum.

Etraftan gelen hırlama sesleri ile kendime geldiğimde arkamı döndüm. Ama korkudan geriye sendelemem bir oldu. Etrafımızda bir çok kurt vardı. Diğerleride fark etmiş olacak ki etrafımda bir yuvarlak oluşturmuşlardı.

Korku uvuzlarıma yayılırken Chan ın kendinden emin sesi kulaklarıma ulaştı.

-Ah hadi ama Jinwook. Bu kadar klasik bir yöntemle bizi pusuya düşürdüğünü mü sanıyorsun?

Jeongin lafını tamamladı.

-Emin ol tüylerini yolarken büyük zevk alacağım.

Ve birden bütün kurtlar bir insan vücudu aldılar. Şuan etrafımızda 9 erkek, 3 kız kurt adam vardı. Yani sayıca bizden fazlalardı. Biz 10 , onlar 12 kişiydi. Ki bizim 10 kişi olduğumuza bakmayın, benim hiç bir şey yapabileceğimi sanmıyorum. Sonuçta halen bir insan sayılırdım. Kısaca bizden 3 kişi fazlalardı.

Liderleri olduğunu anladığım, isminin Jinwook olduğunu öğrendiğim kurt alaylı ifadesinden hiçbir şey kaybetmeden sürümüze doğru adımlamış, benimle göz teması kurarken kelimelerini sıralamıştı.

-Yeni elemanımızda bu ha? Gayette güzelmiş. Bir anlaşma yapalım mı? Onu bize verin.

Vampirlerden çıkan tıslama sesleri ile beni sevdikleri için içimde oluşan sevinç duygusunu sonraya saklamaya karar verdim. Bu sırada Seungmin önüme geçmiş ve sert ses tonu ile kurtları kesin bir dille reddetmişti.

-Onu asla sana vermeyeceğiz Wook. Kendine yeni avlar bul. Tabii buradan sağ çıkabilirsen.

Ve bu söz  bir savaşın başlangıcı olmuştu. Aniden kurtlar buraya, vampirler ise ileri gitmiş ve bir kaos oluşmuştu. Tabii bu sırada ben onlara yaklaşmamam için tembihlenmiştim. 

Vampire Empire Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin