Odaya ilk yardım çantası ile girip yanıma doğru adımladı. Tekrar yanıma geldiğinde yatağın kenarına oturdu ve ilk yardım çantasını koyarak açtı. İçinden pamuk, tentürdiyot ve ufak yara bantları çıkardı. Pamuğa tentürdiyot döktükten sonra elini yaklaştırdı. Fakat buna izin vermedim ve konuştum.
+Ben yaparım.
Elinden aldım ve komidinin üzerine koyduğum aynayı geri aldım. Pamuğu yavaşça dokundurduğumda acı ile geri çektim ve başımı geriye attım sızlanarak.
Bu duruma ufak bir kahkaha atsada şuan ona kızacak halim yoktu. Elimden pamuğu geri aldığında başım hala gerideydi. Çenemi tutup indirdi ve onu görebileceğim bir şekilde olduğumda durdu. Eli çenemden ayrılmazken çene hattıma doğru parmaklarını uzatıp daha naif bir şekilde tutuşunu devam ettirdi. Pamuğu yavaşça yarama değdirmeye başladığında resmen tüm acım gitmişti. Gözleri yeşile dönmüştü bu sırada. Büyük ihtimal ile yine güçlerinden birini kullanıyordu.
Ona bakmaya devam ettirdiğimde yüz hatlarını incelemeye başladım. Gözlerinden çenesine, burnundan dudaklarına kadar. O fazlası ile yakışıklıydı. Güzel ve oranında bir burnu, fazla keskin olmayan ama yinede fazlasıyla belirgin bir çene hattı ki bu onu hem sevimli hemde karizmatik gösterebiliyor, bu çok acayip, çekik ve rengi şuanlık yeşil olan gözleri, dolgun ve kırmızı dudaklara sahipti. Tenini unutmamak gerek, o fazlasıyla beyaz tenliydi fakat anormal değil sadece her zaman güneş kremi kullanmış birisi gibi idi. Normalden farklı olarak o fazlası ile yakışıklıydı. Tam bir ideal erkek arkadaştı yani. Neden benim sevgilim olamayasın? Kim istemezdi ki böyle bir erkek arkadaş.
Ay ne diyorum ya ben üf. Hep Lia yüzünden. O sürekli yanımda erkek kese kese aklıma bu tür şeyler sokuyordu. Kendime kızarken o geri çekildi. Yüzüne yeniden o pişkin sırıtışını takınmıştı. Bu benim sinirimi bozarken konuştum.
+Ne o pişmiş kelle gibi sırıtıyorsun?!
-Bilmem. Sen söyle. Mesela biraz önce seni öptüğümü şimdide erkek arkadaşın olduğumu düşündüğünü falan.
LANET. İç sesimi duymuş olmalıydı. Offf rezil oldun yine kızım Yena geçmiş olsun. Yılın en rezil kişisi ödülünü de aldın ya artık ölsende gam yemezsin. Of rezil kafam. Ama inkar etmekten sorun çıkmaz değilmi?
+Ne alaka ya! Yok öyle bir şey. Kafanda kurma. Hah! Öpmekmiş de erkek arkadaşım olmanmışta hah! Çok hayal kurmuşsun sen. Seni yakışıklı falan bulduğumda yok bir kere.
Yine güldü. Niye gülüp duruyorsun. Manyak valla bu vampir.
-Beni yakışıklı bulduğunu söylememiştim küçük hanım.
Aha Yena al. Sıçtın birde sıvadın. Aferim sana. Neyse hala konuyu değiştirebilirsin.
+Ben küçük değilim tamam mı! Senden büyüğümdür bir kere!
Bana üstten bir bakış atarak konuştu.
-Lafımı geri alırdım yerinde olsam. Çünkü senden 270 küsür büyük birisi duruyor karşında.
Duyduğum rakam ile yutkundum 270 ne be!
+Şey... Sen vampirdin değil mi.
Bu bir soru değildi. Ama o yinede gülerek başını aşağı yukarı salladı. Yine rezil olmuştum. Şuan resmen yerin dibine girmek istiyordum ama bu mümkün olmadığı için kucağımdaki yorganın içine girmeye karar verdim.
Yorganın uçlarını bulup acele ile kafama kadar çektim ve yattım. Bu sırada ağzımdan bir rezalet çığlığı çıkmıştı. O nun güldüğünü işitebiliyordum fakat daha ne kadar rezil olabilirdim ki? Bu sebeple umursamadan koluma çimdik atmaya devam ettim.
O yorganı açıp bana gülümseyerek bakana kadar...
♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampire Empire
Teen FictionKurgu Türkçedir * Join the breathtaking story that started with a necklace