110 17 6
                                    

Etraf savaş alanına, beynim çorbaya dönmüştü. Havada saldırı, yumruk, pençe ve bağırma sesleri uçuşuyordu. Ben ise elimden bir şey gelmeyerek orada öylece duruyordum. Elim ayağım bağlanmış, nankör birisi gibi hissediyordum.

Changbin, Chan ve Seungmin birden fazla kurt ile mücadele ederken oldukça zorlanıyorlardı. Birisinden yara almasa diğeri tarafından vücutlarına zarar alıyorlardı.

Vampir ve kurtların kanı birbirine karışıyor, hırsları ses desibelini delip geçiyordu.

Vampirler yavaş yavaş yorulurken kurtlarda aynı durumdaydı. Fakat sayıca fazla oldukları için halen hakimiyeti sürdüren taraftılar. Onların bana yaklaşmalarına izin vermiyordu vampirler. Çünkü kurtulamayacağımı biliyorlardı.

Ne acı bir durum. Güçsüz, aciz ve ölümlü olmak. Etrafındakilerin seni koruması dışında hiçbir şey yapamıyor hareket edemiyordun.

Kısa bir süre sonra o lanet olasıca Jinwook un vampirlerden kurtulmuş üzerime doğru gelmesini fark etmemle gücümün yettiğince koşmaya başladım. Fakat çok geçmeden üzerime atlaması ile ikimizde yeri boylamış, ona alttan bakıyordum. Elime ne geçiyorsa taş, toprak, ot fırlatıyor, fakat ona etki ettiremiyordum. Bana bakıp sinsice tısladı.

-Başbaşa kaldık insancık.

Köpek dişleri ile yaklaştığında artık öleceğimi anlamıştım. İtemeye çalışıyor yapamıyor, vurmaya çalışıyor hareket edemiyordum. Gözlerimi sıkıca kapattığımda acısız ölmek için içimden dualar ediyordum.

Aniden üzerimdeki yük kalktı. Hadi ama bu kadar acısız olamazya. Gözlerimi açtığımda hala dünyadaydım. Kafamı yana çevirdiğimde gözlerim korku ile açıldı.

Seungmin beni kurtarmış, fakat şimdi kendisi zor durumdaydı. Ki arkasındaki bütün vampirlerde öyle.

Tüm gücüm ile hızlıca ayağa kalktım ve Seungmin e koşmaya başladım. Onu kurtarmak istiyordum. Ben daha yanlarına varamadan Seungmin bitik düşmüş ve kendini salmıştı kurtun onu öldüreceğine göz yumarak.

Kurt pençelerini onu deşmek için kaldırdığında korku, endişe, pişmanlık, hüzün ,  aşk  ve daha nicesini taşıyan yüksek sesimle haykırdım. Olduğum yere çivilenmişcesine hareket edemezken.

+SEUNGMİN!!!

Ve adeta bir hava dalgası ile yer sallanmış, ağaçlardan kopan birçok çalı çırpı ile birlikte bütün kurtlar savrulmuştu. Hem de ormanın derinliklerinde kaybolana kadar.

Bunu ben mi yapmıştım!? Benim vampir özelliğim miydi? 9 vampirde şaşkınlıkla kalkmış duruma gelirken ben, yorgunluk, neşe, rahatlama, kurtulma gibi duygularla gözyaşlarımı serbest bıramıştım.

Yorgunluktan yavaşça gözlerim kararırken ayaklarım bedenimi taşımamış önce diz çökmüş, sonra yer boylu boyunca uzanmıştım. Ardından da Seungmin in güvenli kollarına. Ve duyduğum son sözlerde şu şekildeydi.

-Onu Yena mı yaptı!?

-Bizi kurtardın!

-Yena kendine gel!

-Yena aç gözlerini!

-Beni duyuyormusun?

-Yena bana bunu yapamazsın!

-Onu malikaneye götürün. Şifacıyı getireceğim. Çabuk, ne duruyorsunuz!

Ve ayaklarım yerden kesildi...

♥︎

Vampire Empire Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin