12.Bölüm-Seviyorum anlasana

6 4 0
                                    

Mete çoktan gitmişti. Ben de kafamı Bora'nın omzuna koymuş sessizce ağlıyordum. "Eeehhh yeter ama." dedi. "Noldu?" dedim yorgun bir sesle. Gözlerim kan çanağına dönmüştü. "Ağlama. Dayanamıyorum,kırk yıllık arkadaşım benim olanı seviyor." dedi sessizce.

Güneş hafif hafif batıyordu. "Ne dedin sen?" dedim. Ona dönerek. "Ne demişim?" dedi elini ensesine koyarak. Elimi ceketimin cebine attığım da oflayarak kağıt çıkardım. "Gene mi ya?!" dedim sinirle. "Ne gene mi?" dedi. "Sana söylemeyi unutmuşum. Bana sürekli telefondan ve not olarak "Bora'dan uzak dur." diye mesajlar geliyor. Bu da onlardan biridir." dedim kağıdı havaya kaldırıp.

"Aç" dedi. Bıkkın bir ses çıkarıp açtım. Kağıdı gözünün içine sokucaktım resmen "Al!" diye bağırdım. Oflayarak aldı ve yırtıp attı. "Hiç benden uzaklaşmaya çalıştın mı?" dedi Bora. Bunu sorucağını tahmin ettiğim için "Evet." dedim gayet ciddi bir tonda.

Bana dönüp "Bir daha çalışma o zaman." dedi sakince. "Nasıl?" dedim o kadar ağlamıştım ki sinirden. Kafam tam anlamıyla davul gibiydi. "Duydun işte bi daha benden uzaklaşma." dedi bana yaklaşarak.

Geri çekilmedim. "Peki." dedim gözlerimi kısarak. Sırıtıyordu. O an sanki bu ben ben değildim. Ellerimi boynuna doladım. Aramız da çok az bir mesafe vardı. "Ama" dedim sinsice sırıtarak. "Bi şartım var." dedim sessizce. "Nedir?" dedi bana ayak uyduruyordu.

"Beni sevdiğini itiraf et." dedim alttan alttan gülerek. "Sen sarhoş mu oldun?" dedi kahkaha atarak. Ellerimi boynundan ayırmıyordum o yüzden geri çekilemiyordu.

Nefesimiz birbirine çarpıyordu. Çok yakındık. Tek bi hamlesinde dudakları dudaklarımı bulurdu. Bunu bildiği için dikkatliydi ama kızdırırsam kesin yapacaktı. "İtiraf et hadi." dedim. "Olmayan şey itiraf edilmez." dedi gülerek. Ama benim gülüşüm solmuştu.

Belki şaka yapıyordu bilmiyordum ama kollarım gevşedi. Yavaş yavaş çekiliyordum geriye. Gene pes eden olmak istemiyordum fakat yapamıyordum.

Koşup gitsem daha beter olacaktı. Sırtımı banka yasladım. Telefonumu açıp oynamaya başladım.

"Bu kadar mı?" dedi dudağını büzerek. "Ne bekliyodun?" dedim yandan yandan bakarak. "Bilmem. Ama istersen gösterebilirim." dedi muzurca gülerek. Öksürdüm. "Daha zamanı var." dedim hafifçe sırıtarak.

Şok olmuştu. "Ne yani? Olacak mı?" dedi şaşkınlıkla. "Olsun istemiyor muydun?" dedim ayağa kalkarak. "Neden olmasın?" dedi omuzlarını silkerek. "Bekle dur o zaman!" deyip yürümeye başladım. Kahkaha atıyordum. "Melis!" diye arkamdan koşmaya başlamıştı. "Seni yakalarsam varya!" diyordu bi yandan.

"Naparsın?" diyordum kahkaha atarak. "Aklının duracağı şeyler yaparım!" diyordu koşarken. Bi an da sınıfa girince herkes bize bakmaya başladı. Sınıfta olanlar tabii. Dibime geldi Bora. "Bittin kızım sen." dedi dişlerinin arasından. "Sakın aklından bile geçirme. Rezil olmak istemiyorum." dedim dişlerimi sıkarak.

Gidip sırama oturdum. Yanıma geldi. Arda,"Ooo aşıklar gelmiş." dedi gülerek. "Sen sus! Seninle işimiz daha bitmedi!" dedik aynı anda. Birbirimize bakıp gülmeye başladık. "Kabul edin artıııkkk." diyordu el çırparak. "Olmayan şeyler kabul edilmez. Değil mi Bora?" dedim tek kaşımı kaldırarak. Onu kapana kıstırmıştım.

Alnını ovalayıp "Allah'ım sen bana sabır ver sabır!" diyordu. "Noldu aranız da?" dedi Arda dirseklerini sıraya koyup. Bora bakıp gözlerimi kıstım. "Bu Bey bana aşık olduğunu kabullenmiyor." dedim sesli söylemiştim ki herkes duysun istiyordum.

Sınıftan "Oooo" sesleri yükseldi. Bora dişlerini sıkıyordu. Yüz hatları gayet ortadaydı. "Bu Hanfendi bana deliler gibi aşık olduğunu kabul etmiyor." dedi sırıtarak. Gene sınıf "Ooo" dedi. "Üçkağıtçı benim laflarımı bana satma Bora Bey!" dedim koluna vurarak.

Telefonuma bildirim geldi. Whatsapptan en yakın arkadaşım olan Deniz yazmıştı!

Deniz: nasılsın Melisim?

Onunla konuşurken yazım yanlışlarıymış falan umrumda değildi.

Melis: iyiyim hayatım seennn????

Deniz: iyi ben de kanka şey dicem yarın ben İstanbul'a geliyorum

Melis: şaka mııı ben de eve geçiyim bize geellll

Deniz: sen nerdesin ki aşkım?

Melis: okul da

Deniz: bu saattee?

Melis: ay soru sorma yeter ama aaaa yarın anlatırım

Deniz: bu gece uyuyamıcam biliyosun demi Melis?

Melis çevrimdışı

Deniz: MELİİİSSSSS MELİİSSSSS offfff beklicem artık

Deniz çevrimdışı

Gülerek telefonu kapattım. "Bora" dedim. Bana döndü. "Yarın ben eve gideceğim. Beni bırakır mısın?" dedim. "Niye?" dedi kaşlarını çatarak. "Soru sorma. Evet mı Hayır mı?" dedim sertçe. "Tamam ya." dedi kollarını birleştirerek.

****

Sabah uyandığım da Bora uyanmış telefona bakıyordu. Benim uyandığımı görünce telefonu kapatıp "Hadi gidelim." dedi ayağa kalkarak. "Bi dur ya" dedim kolundan tutarak. "Olmaz. Akşam almaya gelicem seni." dedi. "Alma. Ben sana yazarım alman gerektiğin de." dedim sertçe. İtiraz etmeden kafasını salladı.

Araba da hiç konuşmadık. Evimi tarif ettim sadece. Kapının önüne gelince teşekkür edip indim. Anahtarımı çıkarıp evin kapısını açtım.

Evin içi mis gibi yemek kokuyordu. Mutfağa girdiğim de annem tezgahta harıl harıl yemek yapıyordu. "Anne" diye seslendim sessizce. Bana döndü.

"Kızım!" dedi neşeyle. "Seni çok özledim nerdeydin?" dedi. "Okulda." dedim kısaca. Konuşmamızı kısa kesip banyo yapmak istiyordum. Kafasını salladı. Ben de yukarı çıktım. Hızlıca çantamı koyup banyoya girdim. Üstümü giyip yatağa oturdum. Çok yorulmuştum. Yaşadıklarım o kadar ağırdı ki...

Önce katil,sonra Mete,sonra Bora derken iyice delirmiştim resmen. Saçlarımı tarayıp salık bıraktım. Deniz'den mesaj gelmişti. "Gelmek üzereyim" yazmıştı tamam yazıp telefonu kapattım. Kendimi tekrar yatağa atıp düşünmeye başladım.

Sahiden seviyor muydum? Mete'yi sevmiyordum ama Bora.. Emin olmadan umut vermek istemiyordum. Düşünürken uykuya dalmıştım.

ÖLÜ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin