"Uyan!" diye bir ses duydum. Gözlerim aralandı. Bora kolumu sarsıyordu. "Çok terlemişsin" dedi endişeyle. Konuşamıyordum. O neydi öyle? Sesi... Hiç istemediğim birinin sesiydi sanki.
"Kabus mu gördün?" dedi bana bakarak. Bu kabustan da kötüydü. Ona söylemeli miydim? Söylersem napardı? Aramız kötü olmazdı değil mi? "Evet,biri beni öldürmeye çalışıyordu" dedim endişeyle. Bora şaşkınlıkla "Kim?" dedi. "Hatırlamıyorum" diyerek yalan söyledim.
Ama o olamazdı. En yakınımdı. Yapamazdı bunu bana. "Deniz ile Arda nerde?" dedim. "Onlar kantindeler. Saat 1 oldu hâlâ uyanmayınca başında bekledim" dedi. "Teşekkürler Bora" dedim. "Teşekküre gerek yok sevgiliyiz biz tabii beklicem" dedi gururlu bi şekilde. "Ay bi kere de gururlanma" diye homurdandım.
Omuzlarını silkti. Ona belli etmeyecektim. En azından kafamdaki soruları çözene kadar. Biz öyle bir şeyin içine girmiştik ki battıkça batıyorduk. Şimdi daha iyi anlamıştım. Bora ya beni uyandırmasaydı? Ya bana ne yapacağını görseydim?
"Hadi gel biz de gidelim" dedi. Kafamı iki yana sallayıp "İstemiyorum. Sen git" dedim. "İkimize tost alıp geliyorum" dedi ve çıktı. Sınıf bomboştu. Hava o kadar güzeldi ki bahçe de olmalıydılar. Sınıfı havalandırmak için camı açtım. 4 tane cam vardı ama 1 tane yeterdi. Açtıktan sonra yerime oturdum.
Bora'yı beklerken telefonuma bakıyordum. İçerisi bi tık soğudu için camı kapatmak için ayağa kalktım. Kapattıktan sonra arkama döndüğümde kapı açıldı. Kabus gerçek mi oluyordu? Gözlerim yaşardı. Yandaki sıraya tutundum.
Gözlerim kararıyordu. Yavaş yavaş kapanıyordu. Kapıdan iki elinde tost olan Bora geldi. Derin bir iç çektim. Kendimi o kadar sıkmıştım ki o an gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. Bora elindeki tostları sıraya koyup koşarak yanıma geldi. "İyi misin?" dedi endişeyle. "Birini mi gördün?" dedi ellerimi tutarak.
"Kabus" dedim. "Sanki gerçek oluyordu" dedim titreyerek. "Eğer ordan sen gelmeseydin..." dedim hıçkırarak ağlamaya başladım. "Şşş,tamam sakin ol prensesim" dedi göz yaşlarımı siliyordu. "Dayanamıyorum" dedim ağlarken.
"En başında polise gitmeliydik" dedim derin bir nefes verirken. "Kahretsin!" dedi sinirle. "Yanından asla ayrılmayacağım bitanem" dedi saçlarımı okşarken. Yerde diz üstü çökmüştü.
"Ben varken kimse sana zarar veremez" dedi sakinleştirmek için. Kafamı salladım.
****
Olayın üstünden 1 hafta geçmişti. O kabustan sonra bir daha hiç öyle birşey görmedim. Not da gelmiyordu. Tamamen unutmuş olmasam da unutmuş gibiydim. Bu sırada Deniz ve Arda resmi bir şekilde sevgili olmuşlardı.
Arda,Deniz,Bora ve ben Bora'nın evine gitmiştik. 1-2 günlük. Bora'nın babası Adem Bey çok samimi bir insandı. Fakat ne olursa olsun müdür olduğu için mesafeli davranıyordum. Okuldan çıkıp Bora'nın arabasına bindik. İlk defa Bora'nın evine gitmenin heyecanı vardı üzerimde.
Ben Bora'nın yanına Arda ve Deniz arkaya oturmuşlardı. Araba da sadece telefona bakmıştım. Annesiyle daha tanışmamıştım. Onun da verdiği bir heyecan vardı üzerimde. Bora arabayı park etti ve indik.
Saray gibi desem yeridir. Kocaman bir villa duruyordu karşımızda. Benim evimde villaydı fakat bu kadar şatafatlı değildi. Ağzım açık kalmıştı. Bora yanıma gelip elimi tuttu. "Hadi bakalım" dedi. Kapının önüne geldik. Zili çaldı ve hizmetli açtı. "Hoşgeldiniz Bora Bey" dedi kadın. "Hoşbulduk Sevgi Teyze" dedi ve içeri girdi. Arda zaten daha önceden geldiği için alışıktı.
Deniz de bi tık şaşırmıştı. "İlk annemle mi tanışmak istersin? Yoksa odama mı gidelim?" diyerek bana döndü. "Annen olsa daha iyi olur" dedim. Elimi bırakmıyordu. Arda,"Abi biz odaya çıkıyoruz" dedi Bora'nın cevabını beklemeden koşmaya başladılar. "Çocuk bunlar" dedim gülerek.
"Bizde çıkabilirdik" diyerek homurdandı. Yutkundum. "Ay bi dur. Koca bebek oldun sende iyice" dedim sırıtarak. Omuzlarını silkti. Salona girdik. Salon bomboştu. "Annen nerde?" dedim merakla. "Mutfaktadır" demesine kalmadan annesi salona girdi. "Hoşgeldiniz!" dedi neşeyle.
"Annen mi yapıyor yemekleri?" diye mırıldandım. "Arada. Özel birileri geldiğinde" diyip "Hoşbulduk anne" dedi. Ayağa kalkıp sarıldı. "Hoşgeldin kızım" dedi bana dönerek. "Hoşbulduk Meral Hanım" dedim tedirginlikle.
"Hanım?" dedi dik dik bakarak. Pot kırmıştım. "Pardo-" dememe kalmadan. "Ne hanımı kızım? Annen sayılırım ben senin" dedi ve el işaretiyle yanına gelmemi işaret etti. Bora sadece sırıtıyordu. Ayağa kalktığım da sarıldı. Bi tık şaşırsam da karşılık verdim.
"Siz rahat edin. Odaya çıkabilirsiniz" dedi annesi Bora'ya göz kırparak. "Anne ya!" diye homurdandı Bora. "Neyse gidin hadiii" dedi annesi. "Benim daha çok işim var mutfakta" diye ekledi. "Gel Melis" diyerek elimden tuttu.
Yukarı çıkmaya başladık. Odaya girdiğimizde Arda ve Deniz yoktu. "Nerdeler?" dedim tek kaşımı kaldırarak. "Kim?" dedi. "Arda ve Deniz" diyerek cevapladım. "Hee Arda'nın bizim ev de kendi odası var" dedi oturarak. "Mete?" dedim sorar gibi.
"O biz de hiç kalmazdı" dedi. "Neyse boşver gel hadi bişeyler yapalım" dedi gülerek. "Sana bişey sorucam" dedim imali imalı. "Gönder gelsin" dedi yatağa yayılarak. "Annen sana niye göz kırptı?" dedim tek kaşımı kaldırarak.
"Senin de gözünden hiç bişey kaçmıyor maşallah" dedi sırıtarak. "Kıvırma. Soruma cevap ver" dedim ellerimi belime koyup. "Şey" dedi. "Ney?" dedim gözlerimi kısarak. "Boşver" diyip beni kendine çekti ve yatağa oturmak zorunda kaldım.
"Bora!" diye homurdandım. Yaklaştı,"Öğrenmek ister misin?" dedi sırıtarak. "İstemem" diyip ayağa kalktım. "Yemezler koçum" dedim ellerimi birbirine bağlayıp.
***
Yazmak gerçekten çok zor. Bölümler kısa gelebilir belki ama üzgünüm. Sence katil kim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜ (Tamamlandı)
Ciencia FicciónMelis Kaya yeni bir okula başlar.Kendisi çok fazla beceriksiz olduğu için gittiği her yere bi kötülük götürür.Okulunun ilk günü de Bora Beder ile neler yapacaklar hadi okuyalım!İyi okumalar.