8. Bölüm

667 41 42
                                    

Kim Taehyung

Jungkook'a yavaşça yaklaştım. Onu öpme duygusu bütün bedenimi sarmıştı. Onun o güzel dudaklarını hissetme arzusuyla dolup taşıyorum.

Derken birden yapıştım dudaklarına dudağındaki çileğimsi tat o kadar güzel di ki. Hele o kokusu ruhumu alıp götürüyordu. Bir an olsun hiç bitmesi istedim.

Ancak bu güzel şeyin de bir sonu oldu. Jungkook'umu öperken anneme yaklandım.

"Kim Taehyung derhal çalışma odama gel!"

Ayağa kalkıp gidecektim ki. Jungkook'u burda tek bırakmayacağım aklıma geldi. Mutfaktaki çalışana seslendim.

"Jack!"

Onun yanında karınca bile olsa nefret ediyorum ama galiba yapacak hiç bir şey yok.

"Buyrun efendim."

"Jungkook'u odama götür. Orayı temizlemesi lazım." Dedim. Halla odamın kirli olduğunu hatırlayarak.

Onu temizlik yaparken görmeyi çok isterdim ancak bu cadı kadını susturmak için yapmam gerekenler var.

"Jungkook?"

Jungkook dalıp gitmişti. Onu bu duruma sokmayı hiç istemezdim ama iş işten çoktan geçti. Cadı kadınla konuşurken Onu rahat bırakmasını unutmayayım. Söyleyeyim de Jungkook'umu rahat bıraksın.
Jungkook'un dalgınlığı geçti ve soruma cevap verdi.

"Efendim?"

"Odama git. İşe orayı temizlemek ile başla. Ve odamda tek bir toz tanesi bile görmek istemiyorum. Çok hassasım bu konularda."

Hiç itiraz etmedi.

"Tamam." Dedi ve kalktı. Ona gülümseyip biraz moral verdim ve ikimiz de ayrıldık. O sağ'daki merdivene ben ise sol'daki merdivene gittim. Ve o an hiç unutamayacağım bir şey oldu. Jungkook giderken bana bakıp, gülümseyip iki gözünü de kırptı. Bu sanırım sorun olmayacak, korkma anlamına geliyor.

Jungkook suan öyle tatlısın ki, sana yemin ederim bu cadı kadını bırakıp senin yanına gelirim. Ve sonunda merdivenler bitti. Yavaşça Annemin çalışma odasının, kapısına yaklaştım. Derin bir nefes alıp kapıyı tıklatmadan girdim.

Kapıyı açar açmaz kendimi içeriye attım. Cadı kadın kafasını kaldırmaya bile tenezzül etmedi.

"Kapı çalmayı unutmuşsun bakıyorum."

"Sen buralarda yokken biraz öyle oldu."

"Taehyung, kaç defa söyleyeceğim! Bana karşı gelme!"

"Yeter artık! Kendine anne demekten utanmıyor musun? Cidden birde etrafta 2 çocuk annesiyim diye geziniyorsun!"

Ellerini masaya vurup kalktı. Yavaşça yüzüme yaklaştı ama ben milim bile kıpırdamadım.

"Ben senin annenim dedim!"

Dişlerinin arasından söylediği bu cümleden nefret ettim. Anne kelimesinden de bu yüzden nefret ediyorum..

"Ve ayrıca, eve erkek atmak da ne demek oluyor Taehyung? Sana demedim mi Gay olmayacaksın diye!"

"Gay olmanın nesi yanlış anlayamadım!! Senin yüzünden kendim olamıyorum. Biliyor musun? Anne kelimesinden de bu yüzden nefret ediyorum! Sırf senin ağzından çıkıyor diye nefret ediyorum!! Her gün ben senin annenim yapamazsın. Ben senin annenim beni dinleyeceksin. Yok ben senin annenim ben ne dersem o. Artık bu devirde her istediğini başkasına yaptırmak yok anladın mı beni!!?"

Bu sözler bana bir yerden tanıdık geliyor ama neyse. Şimdi önemi yok. Önemli olan şuan burda bu cadı kadına benden hesap soramayacağını anlatmak.

F4//Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin