22. Bölüm

301 21 11
                                    


Jeon Jungkook

Taehyung'a bunu söylemek beni o kadar kırmıştı ki.. En az onlar kadar kırılmıştım.

Taehyung'a söylediğim söz Seo-jun'u etkiledi. Aniden yere düşünce tutmak için bir adım attım ama geri durdum. Acılarını yaşamaları lazımdı. İçinde ne var ne yok dökmeleri lazımdı. Aksi taktirde bu üzüntüleri ile çok şey kaybedecekleridi. İlk başta ise sevgiyi kaybedeceklerdi.

Taehyung arkasını dönüp ablasına baktı. Bense sadece Taehyung'u izliyordum. Ablasin düştüğü yerden kalkamıyordu. Taehyung ablasına doğru bir adım attı ki ablası aniden bayıldı.. Bu kadar şeyi kaldıramadı..

Taehyung ablasına Ağlayarak koşuyordu. Hemen atlayıp kendini ablasının yanına koydu. Kucağına aldığı Seo-jun'nu doktorun yanına götürdü.

Babaları gitmişti.. Annesi desen kendine bakamıyor.. Peki ya Taehyung ve ablası.. Onlara ne olacak.. Babalarını bu kadar severken aniden onları bırakıp gitmesi.. Sevdiğiniz bir insanı aniden kaybetmek gerçekten çok koyuyordu arkadaşlar.. Onu bir daha görememek, onun kokusunu almadan yaşayamazdı hiç kimse..

____

Bay Kim'in mezarının başındaydık. Ben, Seo-jun, Taehyung ve Bayan Kim.. Ve daha niceleri hepsi arkamızda duruyordu... Peki ya ben? Ben onların neyi oluyordum da önde kalma şerefine erişiyordum..

Bir adım arkaya gideceğim sırada Taehyung kolumdan tutu.

"L-lütfen gitme.. Sende bırakma beni.. Yanımda kal, bana sarıl... Beni iyileştir jungkook... Çünkü bir tek sen ve ablamda huzuru buluyorum.. Ancak gördüğün gibi ablam şuan pek kendinde değil. Bu yüzden lütfen sende gitme.."

İşte ben buyum.. Ben Kim Taehyung'un sevgilisi Jeon Jungkook'tum. Onun hayatıydım. Onun geleceği ve geçmişiydim. Taehyung'a daha da yaklaşıp belimden sarıldım.

"Her şey yoluna girecek Taehyung. Sana söz veriyorum... Her şeyi düzeltmek için gereken ne varsa yapacağım..."

"Seni seviyorum.."

"Bende seni çok seviyorum Taehyung.. Bende seni seviyorum."

Daha da iyi sarılıp sarmaladım. Onun şuan bana ihtiyacı vardı.. Ablasınında onunda annelerine ihtiyacı vardı.. Ancak anneleri bir anne değil Cadıydı. İnsan hiç mi ağlamaz? Anlayamıyorum, eşin vefat eti eşin! Oğlun kaza yaptı üzülmedin, eşin öldü üzülmedin. Sen nasıl bir kadınsın halla anlayamıyorum.

Taehyung'u daha da fazla üzmemek için hiç bir şey söylemedim. Artık çıkıyorduk. Bencede artık gitmemiz gerekiyordu. Yoksa Taehyung daha da kafayı yiyecekti...

Mezarlıktan yeni çıkmıştık. Bayan Kim durunca herkes birden durdu.. Bayan Kim arkasını dönüp bize baktı. Daha sonra aramızdaki kişilere başıyla gidin işareti yapınca herkes aniden gitmeye başladı.

"Bu kadar zırvalık yeter. Taehyung, yarın derhal babanın yerine ofise geçiyorsun.. Seo-jun sende derhal evine dön. Eşin merak etmesin."

Bayan Kim arkasını dönünce Seo-jun bağırıdı.

"DÖNMÜYORUM!"

Bayan Kim tekrar bize dondü ver tek kaşını havaya kaldırdı..

"Anlamadım?"

"DUYDUN DÖNMUYORUM! VE AYRICA O SÜMSÜK HERIFTEN AYRILACAĞIM ANLIYOR MUSUN BENİ!?"

"Ahahah, sen ne ara benimle böyle konuşmaya başladın? Taehyung'a izin veriyorum diye seninde bağırman gerekmiyor öyle değil mi? Hem neden gitmiyorsun? Ne yaptı da sana, gitmek istemiyorsun?"

F4//Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin