Part-8

978 60 8
                                        

Acı, pişmanlık,korku şuan iliklerime kadar hissediyorum herseyi. Yaptığım yanlışlar hayatımı mahvetmeye başladı. Mert için bu tarz işlere girdiğime köpek gibi pişmanım. Değmediğini yavaş yavaş Anlıyorum sanırım. Merdivenleri çıkarken Harun'un kolumdan tutup kendine çevirmesiyle duraksadım. 

- neler oluyor neden özür diliyorsun açıkla artık anlamak istiyorum ne var şu şerefsizle aranda eda?

Sessiz kalmıştım ne dicektim ki o benim Sevdiğim adam onu tekrar elde etmek için seni kullandım mı? 

- susma lanet olsun bişey söyle neden ağlıyorsun eda neden özür diliyorsun! Bağırmaya başlıyordu. Haklıydı. Aptal yerine koyuyordum adamı. 

-özür dilerim özür dilerim diye mırıldanmaya devam ettim. Kollarım tutup canımı acıtırcasına sarmaya başladı beni. Fiziken canım acıyordu evet ama ruhen dahada çökmüş durumdayım. Bağırmalarıyla söylenmelerine devam ediyor ben sadece çaresizce ağlıyordum. 

-söyleyemem özür dilerim söyleyemem sadece çok pişmanım Harun  diyebildim. Kollarındaki Baskısı azaldı ve sertçe geriye doğru itti beni. Dengemi zor sağlasamda önemli değildi. Beni olduğum yerde bırakıp hızla evi terk etti. Olduğum yere çöktüğümde Güçsüz kalmıştım. Ben ne yapıyordum. Harun'un yüzüne nasıl bakacaktım Mert aleni bir şekilde arkadan iş çevirdiğimi dile getirmişti ben nasıl bu evde kalacaktım. Harun'un her saniye şüpheyle beni süzmesine nasıl katlanacaktım. Ağır adımlarla yerimden kalkıp odama geçtim. Harun gelince konuşacak gitmek istediğimi dile getirecektim. Kabul etmeyeceğini bildiğim halde bunu deneyip ikna edecektim başka türlüsü olmazdı. Başka türlüsünü kaldıramazdım. 

Telefonumun sesiyle kendime gelip telefonu elime aldım. 

-ne var!

-evde mi ?

-Sanane Mert Sanane ne istiyorsun ya rahat bırak artık beni git nişanlınla mutlu ol benide rahat bırak! Dedim bağırarak. 

-sana Harun Evde mi diye sordum!

-degıl lanet olsun degıl 

-kapıyı aç

-ne hayır! Saçmalama her an Harun gelebilir

-aç şu kapıyı yoksa yapacaklarımı biliyorsun eda. 

Oflayarak telefonu suratına kapattım ve ağır adımlarla aşağı inip kapıyı açtım. Karşımda pis pis sırıtan Mert vardı! 

-ne istiyorsun Mert. Cümlemin bitmesini beklemeden kolları arasına aldı beni. Saçlarıma sayısız öpücük konduruyo ama ben bundan huzursuz oluyordum. Sanki ihanet ediyormuş gibi? Peki kime Harun'a mı! Tanrım neler düşünüyorum böyle! Mertın dudaklarını dudaklarımda hissettiğimde kendimi iğrenç bir varlık gibi hissetmeye başladım. Kendimi hızla çekerken o bana şaşkınlıkla bakıyordu. 

-ne yapıyorsun sen dedim şaşkınlıkla 

-sevgilimi öpüyorum ne var bunda 

-ben senin sevgilin değilim. Unutma sen nişanlısın!

-sen benim sevgilimsin. Sen benim karım sen benim tek aşkımsın. 

-ben neden bunu hissetmiyorum Mert. Görmüyor musun ne haldeyim çok mu zevk alıyorsun beni bu hale getirmekten. Hayatımdan bıktım. Senin yüzünden ne işlere kalkıştım. Senin yüzünden herkese yalan söyledim. Değer misin diye düşünüyorumda değmezsin be Mert. Ama bunu geç fark ettim iste bir boka değmediğini yeni fark ettim ve herşey için geç kaldım. Pişman olmak için bile geç kaldım. Artık pişman olmaya bile Hakkım yok. Ama tek birşeyden eminim bundan sonra seni hayatımda istemiyorum. Yakınımda olmanı istemiyorum. Harun'la konuşup herşeyi bitirip uzaklaşıcam Herşeyden. 

PİŞMANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin