Part- 9

964 53 9
                                    

Huzursuzlukla açtım gözlerimi. Etrafıma baktığımda harunu göremedim. Çoktan uyanmış Olmalı diye düşünerek sürüne sürüne kalktım yataktan. Ne kadar çok uyusamda hala uykum vardı ve bir türlü de ayılamamıştım. Aşağı indiğimde koltuğa uzanmış televizyon izlediğini gördüm. Direkt yanına inerleyip koltuğa bıraktım kendimi. 

"Günaydın" dedim gülerek. Bekledim ama aldığım bir cevap olmamıştı. Suratına baktığımda kaşları çatık bir şekilde televizyona baktığını gördüm. 

"Bişey mi oldu Harun" diyebildim. Hala devam mı ediyordu. Ona açıklamadığım için yüzüme bakmayacak mıydı?

Konuyu değiştirmek için

"Ben kahvaltı hazırlayayayım en iyisi" dedim boğazımdaki yumruyla. 

"Istemiyorum kendine göre hazırla birşeyler" 

"Sen kahvaltı yaptın mı" dedim.  Ama cevabım yine suskunluk olmuştu. Tüm iştahım kaçmış tüm enerjim bitmiş gibi hissediyordum. Mutfakta bir süre oturup düşündüm. Açıklasam ne olurdu? Onu tamamen kaybeder mıyım? Şimdi sadece bişey gizlediğimi bildiğinden böyle davranıyorsa gerçekleri öğrendiğinde yüzüme bakması imkansiz gibi duruyordu. Onun benimle konuşmasını ben neden bu kadar önemsiyorum ki! Keyfi bilir konuşmazsa Konuşmasın değil mi ama? Ah lanet olsun! Dilimden geçenlerle kalbimden geçenler o kadar farklı ki. O yüzüme bakmadıkca benimle konuşmadıkça kalbim sıkışıyordu. 

"Çıkmamız gerekiyo kahvaltını yaptıysan kalk hazırlan" o kadar dalmıştım ki sesiyle yerimden sıçramıştım ama o bunu önemsememişti bile. 

"Nereye gidicez" 

"Gülşah ve Mert'le buluşucaz" 

"Ben gelmesem" dedim utana sıkıla. 

"Hayır! Geleceksin ve o çocuğun gözü önünde yanımda duracaksın! Benimle olduğunu bildikçe sana yakın olduğumu gördükçe sinirlenecek ve aklımdaki düşüncelerde kesinleşecek eda hanım. O yüzden hemen kalkıp hazırlanıyorsun 15 dakıkaya çıkacaz" 

"Harun yapma bunu. Şimdi anlatamam neden anlamıyorsun neden Öğrenmek için bu kadar çabalıyorsun. Zamanı geldiğinde sana Anlatıcam ben istemiyor muyum sanıyorsun. Anlatıp tüm sıkıntılardan kurtulmak istemiyor muyum sanıyorsun ama erken daha korkuyorum anlamıyorsun!" Dedim en içten hissettiklerimle. 

"Neden korkuyorsun eda neden naptı sana o"

"Korkum o değil Harun korkum sensin" anlamamıştı ki kaşları çatık bir şekilde yüzüme bakıyordu.

"Senin vereceğin tepkiden korkuyorum. Açıkladıktan sonra yanımda olmayacağını biliyorum. Bırak bir süre toparlanıyım hazır olduğumda Anlatıcam sana" 

"10 dakıka kaldı hemen hazırlanmaya başlasan iyi edersin" dedi Söylediklerimi es geçerek. 

Zoraki bir şekilde hazırlanıp çıkmıştık evden. Tüm yol boyunca tek kelime konuşmamış birbirimizin suratına bakmamıştık. 

"Abicim Hoşgeldin" dedi Gülşah abisine sarılarak. Bende arkada Durmuş bekliyordum. 

"Sende hoş geldin edacım" dedi beni kolları arasına çekerken. 

"Herşeyi öğrendim! Abime herşeyi açıklayıp siktir olup gidiceksin"diye kulağıma fısıldadığında donup kalmıştım. Gözümden bir damlanın düşmesini engelleyememiştim. Harun halimi Görmüş oturduğu yerden saniyesinde kalkıp yanıma gelmişti 

" iyi misin eda"Kafamı sağa sola sallamaya başarabilmiştim Anca. Kolumdan tutup yavaşça sandalyeye oturttu beni. Sinirle garsona dönüp su istemeyi de ihmal etmemişti. Ateş Saçan gözleriyle kardeşine döndüğünde 

PİŞMANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin