Yayınlanma Tarihi= 25 şubat 2024
Düzenlenme Tarihi= 31 Mayıs 2024
Bu lanet yerde yaklaşık 2 haftadır tutuluyordum. Esir düşmüştüm. Bu kahrolası piçler ise beni konuşturmak için her yönteme başvuruyor du. Ben türk askeriydim bu işgenceler bana işlemezdi, hainlik etmem için bir gerekçe değildi! Gerekirse canımı verirdim ama bu pezevenklere hiç bir şey anlatmazdım.
"Bağ senle anlaşak esker hanım" şuan kulaklarım kanıyordu. Güzelim Türkçem onun ağzında kirlenmeyi hak etmiyordu. Şuanda yüzüne tüküresim vardı ama bu döl israfı heriften bir an önce kurtulmak istiyordum.
"Bir daha güzelim Türkçemi ağzına alma." Bunları çıldırtıcı bir sakinlik, yavaşlık ile söylüyordum. Anlaşılan bu tepkisizliğim onu kızdırmıştı.
Elindeki çakıyı sağ omzuma sapladığında diğer yaralarıma yeni bir yara eklemişti.
"Ulan döl israfı pezevenk kolumdan ne istiyorsun?! Ben senin tuvalin miyim lan!"
Çakıya biraz daha paskı yapınca elimde olmadan kısık bir sesle inledim. Çakıyı tutan elleri yanağıma doğru yol aldı ve yanağımı okşamaya başladı.
"Konuşmezsen bu güzelliğine yazık olacağ esker." Başımı iki yana sallayıp yanağımda olan elinden kurtulmaya çalıştım ama nafile, sülük gibi yapışmıştı.
"Sanane ulan benim güzelliğimden adi herif" Bu sözlerimin ardından yanağımda bir acı hissettim.
Adi piç bana tokat atmıştı."Laflarına dikkat et, kadın!
Hani 2 hefta oldu o esker arkadaşların gelmedi?" Ulan ben hele bir buradan kurtulayım sana o zaman laflarını teker teker yedireceğim.Buraya 2 hafta önce getirilmiştim. Bir kampa sızmıştım ama daha ne olduğunu bile anlamadan beni bu kampa getirip işkence etmeye başladılar. İfşa olmam imkansıza yakındı. Bu seçeneği de elediğimize göre büyük ihtimalle askeriye de hain vardı. Ve ben o haini bulursam eğer kemiklerini kıracak, burada gördüğüm tüm işkencelerin aynısını, hata daha beterini bende ona uygulayacak tım!
"Allah şahidim olsun ki ben buradan kurtulur kurtulmaz seni kendine mezarlık ta yer arıyacak hale getireceğim!
Gerçi siz insan değilsiniz ki mezarlığa defnedilesiniz."Bu sözlerimin ardından elini saçlarıma daldırdı ve saçlarımı diplerinden çekmeye başladı.
"Sana ne dedim manyağ karı!" Tam yumruğunu karnıma savuracakken dışarıda bir mermi sesi yükseldi.
Sonunda gelmişlerdi. Mermi sesleri daha çok gelmeye başladı, büyük ihtimalle teröristler onları fark etmişti ve çatışma başlamıştı.
Pislik Sadi'de mermi seslerini duymuş olmalı ki hemen etrafına bakıp kaçacak delik aradı.
"Kaç bakalım Sadi. Sana ecelin olacağım demiştim."
Şimdi o kaçacak delik ararken ben de sırıtıyordum. Bende Leyal'sem Sadi ölmek için bana yalvaracaktı.Dışarıdaki çatışma sesleri eskisi kadar gelmiyordu. Büyük ihtimalle diğer itlerin hepsi teker teker ölmüştü.
Artık eve gidip güzelinden bir uyku çekmek istiyordum, tabi bu hala birileri beni bulmaya gelmediği için mümkün değildi.Bir süre sonra mermi sesleri tamamen kesildi. Sadi burada kapana kısılmıştı. O kadar çok sırıtıyordum ki Sadi resmen üstüme atlayıp beni boğmak istiyordu. Hata istemiyordu, yapıyordu. İki elini de soluk boruma dayamış, nefesimi kesiyordu. Daha sonra çadırın içinde kalın, gür bir ses duyuldu, ardından da Sadi'nin ensesinde bir namlunun ucu belirdi.
"Çek ellerini askerimden!"
Ah, siktir! Bu sesi tanıyordum. O geleceğine kimse gelip beni kurtarmasay dı daha iyi di. Bu sesin sahibi şerefsiz Alparslan komutandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYAL
Teen Fiction"İsminin anlamı gibisin, gece gibisin. Sana yaklaşanları karanlığında boğuyorsun." Gözleri siyahın en koyu tonuna bürünmüştü. "Dikkat et ki, sende benim karanlığım da boğulma." Yutkunuşu kulaklarımı doldurdu. "Karanlığında boğulmayı merak ediyorum...