10.Bölüm

1.3K 116 243
                                        

Can Ozan-Öyle Kolay Aşık Olmam🎶

SINIR: 120 oy 200 yorum

Terler içinde, Ceren'in beni sarsmasıyla uyandım. Nefes nefese kalmıştım. Çok garip bir rüyaydı.

"İyi misin Leyal?" Diyip bir yandan da elinde ki su dolu bardağı bana uzattı. Cevap vermeden önce elinde ki su bardağını alıp, suyu tek dikişte içtim. Bardağı yatağımın yanında ki komodine bırakırken Ceren'e döndüm.

"İyiyim, iyiyim. Sadece kötü bir rüyaydı. Haa bu arada saat kaç?" Ceren kolunda ki saate bakıp konuştu.

"Saat 6.24, yani daha sabahın körü." Saati duymamla yataktan fırlamam bir olmuştu.

"Siktir, benim saat 7'de karargâhta olmam lazım!" Hemen koşarak dolabımdan üniformamı çıkardım ve giymeye başladım.

"Sen gideceksen benim burada işim ne? Bende birazdan eve giderim." Dün Murathan beylerden gelince çok kötü olduğum için Ceren'i çağırmıştım ve o da hemen gelmişti. Yani bir nevi dertleşme günü gibi bir şey yapmıştık.

"Bekle! Zaten yolumun üstü, seni ben bırakırım." Dediğimde üniforma mı çoktan giymiş saçlarımı üstten bağlıyordum. Yüzümü yıkamadığımı fark edince koşarak banyoya gittim. O sırada Ceren de arkamdan bağırıyordu.

"Kızım, sen salak mısın? Zaten geç kaldın, birde onca işinin arasında beni eve mi bırakacaksın?" Yüzümü yıkayıp geri odaya gelince sinirli bakışlarımı karşımda ki arkadaşıma yönelttim.

"Asıl sen mal mısın? Bir zahmet seni bıracağım, hem arabayla karargâh 10 dakika, en fazla 5 dakikamı daha alır, seni bırakmak." Ceren, dediğim dedik biri olduğumu bildiği için kabullenip, sustu.

Bordo beremi masamdan alıp taktım. Son olarak çok hafif bir makyaj yapıp, parfüm sıkınca hazırdım. Telefonumdan saate bakınca saatin 6.35 olduğunu gördüm.
10 dakika da hazırlanmıştım. Arkamı dönüp Ceren'e baktığım da, o da benim dün ona verdiğim pijamalardan kurtulup, kendi kıyafetlerini giymişti.

"Hazırsan gidelim?" Ceren beni başıyla onayladı.

"Haa bu arada, annem seni bu akşam yemeğe çağırdı." Aslında benim içinde iyi olurdu, uzun süre sonra doğru düzgün ev yemeği yerdim.

"Tamam, saat kaçta?" Ceren'in yüzünde bir sırıtma oluştu.

"Şerefsiz, sırf anamın yemeklerini yemek için geliyorsun değil mi? Neyse yarasın kankama." Biraz düşündükten sonra sorumu yanıtladı. "Saat 8'de gel."

"Tamam, hadi gel çıkalım." Araba anahtarımı, telefonumu ve cüzdanımı alıp hole doğru ilerledim. Ben postallarımı giyerken Ceren'de ayakkabılarını giyiyordu. En sonunda ikimiz de ayakkabılarımızı giyince, evden çıkıp, kapıyı kilitledik ve apartmandan çıktık.
Arabaya binince ikimiz de dünkü konuştuklarımızın etkisiyle sesizdik. Yaklaşık 5 dakika sonra arabam Ceren'lerin evinin önünde durdu. İkimiz de arabadan indik.

"Hadi, gir lan eve!" Ceren'de bana dil çıkarttı.

"Sus lan şerefsiz." Derken apartmanın kapısı açıldı. Siktir! Ben Alparslan komutanın Ceren'in abisi olduğunu unutmuştum ve kendisi tam şuan karşımdaydı.

Benim gözlerim ona kilitlenmişti, onun ki de bana.
Yüzünde bariz bir şaşkınlık vardı.

"Heh abi, sen de mi karargâha gidiyorsun?" Alparslan komutan başını salladı.

"Evet de, üsteğmenin burada ne işi var?" Ceren'de sanki hiç bilmiyormuş gibi konuşmaya başladı.

"Leyal benim arkadaşım, peki siz nerden tanışıyorsunuz?" Alparslan komutan eeli ile beni işaret etti.

LEYALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin