Ross bana anlamsızca baktı."Kim geldi Asya?"titreyen sesimle konuştum. "Diğer taraftan geldiler Ross."Ross hâla ne dediğimi anlamıyordu.Bu çocukta amma saf çıktı yav.
"Diğer taraf neresi?"gözlerimi devirdim.Adım sesleri kesilmişti. Allah işte şimdi yandık!
"Öcüler,"dediğimde Ross tuhaf bir bakış attı.O'da etkilenmişti filmden demek ki.
Ama etkilenilmeyecek gibi değildi ki, daha reklamlarında altına yapıyordun.
"Hey!"sesi duyulduğunda tiz bir çığlık atıp Ross'un koluna sarıldım.Sonrasında koridorun ışığı açıldı ve karşımızda bize anlamsız bakışlar atan Riker'ı gördüm.Bir bana,bir Ross'a ve birde sarıldığım Ross'un koluna baktı.
Hızla Ross'un kolundan ellerimi çektim ve üzerimi düzeltirmiş gibi yaptım.Bir şeyleri yanlış anlasın istemiyordum.Ki zaten anlayamazdı.Benim Ross'a o gözle bakmam için önce ölmem gerekirdi.
"Ne yapıyorsunuz siz?"diye sordu Riker meraklı bir sesle."Benim tuvaletim gelmişti ve yukarı çıktım.Ross'da tuvalete gelmiş.Fakat bir ses duyduğunu sanıp ona bakmaya gitmiş ama bir şey yokmuş.Sonra biz adım sesleri duyduk ve korktuk.Fakat o senmişsin."her şeyi ayrıntısıyla anlatmıştım.Riker anlamış gibi başını salladı.
"Tamam,uyumuyor musunuz?"
"Geliyoruz,"dedi Ross.Riker merdivenlerden inerken bana eliyle karşıyı gösterdi."Gıcıklar önden."ona sinir bozucu bir bakış attım."Sus be zevzek."Ross'dan önce davranıp aşağıya indim ve yatağıma girdim.Sabah yüzüme dökülen bir sıvı nedeniyle uyandım.Gözlerimi kırpıştırarak açtığımda karşımda sırıtan bir Ross duruyordu.
"Ne yapıyorsun be?"diye söylendim ellerimle yüzümü silerken."Rydel'ler gitti ve seni uyandırma işi bana kaldı." yatağımdan kalkarken sinirle soludum. "Niye bu tür işler hep sana kalıyor anlamıyorum."Omuz silkti.
Üzerimi düzeltip yere baktım.Buraları toplamak zamanımı alacaktı."Bana yardım etsene?"diye sordum Ross'a bakarak.Onunda üzerinde pijaması vardı,demek ki o'da yeni uyanmıştı.
"Karşılığında kahvaltı hazırlarsan olur."her ne kadar bu uyuzla sabah, sabah uğraşmak istemesem de kabul ettim.Bana yardım edecekti sonuçta.Ortalığı birlikte topladıktan sonra el-yüz temizliğimi yaptım ve mutfağa geçtik.Tezgaha yaslanırken kollarımı karnımda birleştirdim."Ne istersin?"
Biraz düşünür gibi yaptı ama onda düşünecek beyin olmadığını sanıyordum."Fark etmez."başımı sallayıp buz dolabına yöneldim.Biraz peynir,sosis,domates,salatalık ve portakal çıkardım.Önce domatesleri ve
salatalıkları soyup doğradım ve küçük bir tabağa koydum. Sonra portakal suyu sıktım ve onları biraz soğuması için buzdolabına yerleştirdim.Soğuk portakal suyu daha güzel oluyordu.Buzdolabından biraz reçel çıkarıp masaya yerleştirdim.Domatesler çatallar ve salatalıklarda masada ki yerini alınca tekrar tezgaha döndüm.
"Özür dilerim."aniden gelen bu cümle karşısında şaşırmıştım.Yemek masasında sandalyeye ters bir şekilde oturan Ross'a baktım.
"Efendim?"
Gözlerini devirdi.
"Duydun işte Asya.Seni boğduğum için özür dilerim."şaşırarak başımı salladım.Ross öküzünden böyle bir şey beklemiyordum açıkçası."Tamam,"diye mırıldanıp sosisleri dilimlemeye devam ettim.Peynirli ve sosisli güzel bir tost yaptım ve onları tabaklara yerleştirdim.Portakal suyu ve tostlar da masaya yerleşince Ross'da sandalyesine düz bir şekilde oturdu ve kahvaltı etmeye başladık.
"Bu gün ne yapacaksın?"diye sordu tostundan bir ısırık almadan önce. "Bilmiyorum.Bir şey yapmayacağım sanırım,"dedim çatalımı salatalıkların birine batırırken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Yaz Tatili Hikayesi
Teen Fiction18 yaşıma geldiğimde,iyi bir üniversite kazanmış olmanın karşılığı ailemden istediğim tek şey yalnız başıma bir Los Angeles tatiliydi.İzin almak her ne kadar zor olsa da amacıma ulaşmıştım. Uyuzun birinin kafama tene...