"Kim bile,bile yok sayar tüm hatalarını?Ben saydım."dilime taktığım şarkıyı mırıldanarak bavulumu hazırlamaya devam ettim.
Yatağın üzerine fırlattığım her şeyi bavula yerleştirince dolabında boş olup olmadığını kontrol ettim.Tamamdır.
Bavullarımı alıp aşağıya indim.Bu evi özleyecektim.Belki çok uzun zaman kalmamıştım fakat çok anım olmuştu.
Burada kalmamın bir sebebi yoktu artık.Gerçi gelirken de sadece tatil amaçlı gelmiştim fakat birşeylerin beni buraya bağlayacağını hissetmiştim sanki.Evden çıkıp bir taksi çağırdım.Taksi gelince bindim ve gideceği havaalanını söyledim.
Ross benimle veda etmeye gelmemişti. Ne Riker ne de Rydel.Ellington ve Rocky'de öyle.Aramamışlardı bile.
Aslında biraz düşününce;Onlar için ben kimdim ki?Onların bir sürü arkadaşları vardı.Beni özleyecek değillerdi ya.Benim üzüldüğüm konu Ross'tu.Hem gitme diyordu hemde veda bile etmiyordu.Üzülmüştüm açıkcası.
Ücreti ödeyip taksiden indim.Gerekli kontroller falan derken uçağa binme vaktim gelmişti.
Oturduğum yerden kalkıp ilerlemeye başladım."Asya!"duyduğum ses olduğum yerde durmama sebep oldu. Bu Ross'tu,gelmişti.
Arkamı döndüm.Bana doğru koşmaya başladı.Yanıma geldiğinde hiç beklemeden sarıldı bana.Öyle sıkı sarıldı ki.Bende ona öyle sıkı sarıldım.
Uzun bir süre sarıldık.Bu ona ilk sarılışımdı.Ona sarılmak kendimi güvende ve huzurlu hissettirmişti.
Ross kollarını belimden çektiğinde bana baktı.Gözyaşlarım yüzünden yüzüme yapışmış olan saçlarımı elleriyle çekip kulaklarımın arkasına itti.Elleriyle yüzümü avuçladı."Gitme Asya."yutkundum.
"Beni buraya bağlayan bir şey yok Ross, gitmem en iyisi."başını iki yana salladı.
"Hayır."ellerini yüzümden çekip ellerimi tuttu."Ben varım.Benim için kalamaz mısın?"Ross beni seviyordu.Bundan şu andan itibaren emindim.Bende onu seviyordum zaten,bu kesindi.
"Ross..."
"Sevgilim ol Asya.Ama öyle sahte değil,gerçekten kız arkadaşım ol." İnanmıyorum!Ross ciddi miydi?Bu...Rüya gibi bir şeydi sanırım.Ve artık gitmem için bir sebep yoktu. Aksine kalmam için bir sebep vardı.Boynuna sarıldım.O'da kollarını belime dolayıp beni kendi etrafımda döndürdü.
Beni yere indirdiğinde gülümsedim. "Hadi gidelim buradan,"dedi elimi tutarken.
***
"Ya ama güzelim lütfen!"sinirle ayağımı yere vurdum."Hayır Ross,olmaz."
Ross yanıma geldi ve yanağımı öptü. "Ama çok eğleneceğiz."gözlerimi devirdim."Sen eğleneceksin Ross."
Ross bana onaylamaz bir bakış attı. "Ross değil,sevgilim diyeceksin." güldüm."Pekala,sen eğleneceksin sevgilim." sırıttı ve gözümde ki güneş gözlüklerini alıp kendi gözlerine taktı.
Böyle çok komik ve tatlı olmuştu doğrusu.Yerimde doğrulup yanağını öptüm.
"Sizin hiç fotoğrafınız var mı?"diye sordu Rydel güneş kremini kollarına sürerken.
Başımı iki yana salladım."Hayır yok, zaten daha dün çıkmaya başladık biliyorsun."
Rydel güneş kremini yerde duran şezlonga atarken bana baktı."O zaman bir tane çekelim."sonra eğilip çantadan telefonunu çıkardı ve yatay tutup gülümsedi.
"Gülümseyin."Ross'un koluna biraz sarılıp gülümsedim ve Rydel fotoğrafımızı çekti.
"Çok güzel oldu,"dedi bana telefonu uzatırken.Gülümseyerek telefonu aldım ve fotoğrafa baktım.
Gerçekten güzel çıkmıştı.Ross'un gözümde benim güneş gözlüklerim vardı ve sırıtıyordu.Bende ellerimi koluna dolamış gülüyordum.Gerçekten güzel çıkmıştık.Bu fotoğrafı sonsuza denk saklayacaktım.
"Çok güzel,"diye mırıldandım.
"Evet öyle,"dedi Ross'da.
Telefonu Rydel'e geri uzattım.Ross'un gözünden güneş gözlüklerini çıkarırken ona bu kadar yakın olmak beni mutlu etmişti."Yüzelim mi canım?"diye sordum.Ross başını sallayıp elimi tuttu ve denize doğru ilerledik.
"Bu sefer beni boğmayacaksın değil mi?"diye sordum gülerek.
"Hayır,hem o sadece şakaydı."gözlerimi devirdim."Boğuluyordum."kolunu omzuma attı."Yüzmeyelim.Deniz kenarında yürüyelim biraz."başımı sallayarak onayladım onu.
Sahilde yürümeye başladığımızda bende bir kolumu beline sardım.
"Bir birimizi hiç tanımıyoruz,"dedim rahatsızca."Ne demek şimdi bu?"diye sordu Ross kırgın bir ifadeyle.
"Kötü bir şey değil,sadece biraz daha fazla zaman geçirelim diyecektim."
Güldü."Sen iste 7/24 seninleyim güzelim. " güldüm ve gözlerimi devirdim.
"Türk kırolarından bir farkın yok Ross.""O nedir?"diye sordu.
Ah bu şimdi bilmez kıro falan.Yazık yav.
"Boşver."
Saçlarımın arasına bir öpücük kondurdu."Arkadaşlarından bahset."
Sırıttım."Bizim tayfa çok iyidir."
Güldü."Bahset o zaman.""İsimlerini falan söyleyim mi?"
"Olur,"diyerek beni onayladığında başladım anlatmaya."İlk olarak Ela var.En iyi arkadaşım. Basketbol'u falan çok sever,sporla arası iyidir.Onun Romaca ismi;Elastrus."
Ona baktığımda kaşlarını çattığını gördüm."Romaca isim mi?"Sırıttım."Evet hepsine Eski Romalılar gibi isim taktım."güldü.
Devam ettim."Sonra Bahar var.O'da en iyi arkadaşım.Film izlemeyi falan sever. Onun'da Romaca adı;Bahartus."
"Birde Yağız var.O iyi arkadaşım.Bu sene tanıştık.Basketbol falan sever o'da."Sonra yutkunup devam ettim."Ve ben buraya gelmeden önce ondan hoşlanıyordum."
Ve Ross durdu.Elini omzumdan yavaşça çekti ve bana bakmaya başladı.
"Hoşlanıyordum mu?"Utançla başımı salladım.
"Ne zamandır.Ne kadar ay sürdü?"gözlerimi kaçırıp cevapladım."Geçen Ağustos ayından beri,yani 11 ay sürdü,ta ki seni sevene kadar."Ross bana bir bakış atıp arkasını döndü ve geldiğimiz yerden yürümeye başladı.
Gerizekalı ben yine her şeyi mahvetmiştim.
Sizce Ross'un tepkisi ne olacak?
Ve sizce bu kadar erken sevgili olmaları kötü mü oldu?
WhatsApp grubuna bekliyorum hepinizi bu arada.İletişim;
İnstagram;sunaycitakk
Facebook;Sunay Çıtak
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Yaz Tatili Hikayesi
Novela Juvenil18 yaşıma geldiğimde,iyi bir üniversite kazanmış olmanın karşılığı ailemden istediğim tek şey yalnız başıma bir Los Angeles tatiliydi.İzin almak her ne kadar zor olsa da amacıma ulaşmıştım. Uyuzun birinin kafama tene...