You tell me your secrets
You keep your life between your lips
You know you're my weakness
Tell stories with your fingertips
Yeah, you're beautiful, don't have to try
Darling, you look divine
Eyes don't lie
Eyes don't lie
Say you're mine
Eyes don't lie
I swear friends don't get this close
Pull you in, exchanging souls
Trace my skin, losing controlIsabel Larosa- Eyes Don't Lie
Limonlu şekerlerim hoş geldiniz yeniden, oy vermeyi unutmayın tamam mıdır? Tamamdır. Keyifli okumalar dilerim hepinize.
♛
Jeongguk omeganın gözlerini kaçırmasıyla kaşlarını çattı. İstemsizce içinden 'Neler oluyor?' diye geçirdi. Yine de fazla üzerinde durmamaya karar kılarak yemek yemeğe devam etti.
Yemek biter bitmez neredeyse koşarak, kaçarcasına yemek odasından çıktığında delta omeganın bu garip hareketlerine bir türlü anlam veremedi.
İlerleyen günlerde ise bu absürt durumun devam etmesiyle delta bir şeylerden şüphe duymaya başlamıştı artık.
Bahçede göz göze geldiklerinde Taehyung daha Jeongguk ona seslenemeden ortadan kaybolmuştu.
Mutfakta karşılaştıklarında da, koridorda ve toplu alanlarda da aynı şekilde. Jeongguk içinde bulundukları durumdan bir hayli sıkılmıştı. En kısa zamanda omegayı bir köşeye sıkıştırıp neden böyle davrandığını sormak istiyordu.
Ama omega bir türlü yerinde durmuyordu ki! Onu gördüğü anda ortadan bir anda kayboluveriyordu. Sanki oraya daha önce hiç gelmemiş gibi.
Taehyung yine deltadan kaçarken daha önce hiç girmediği bir koridora girmişti. Önüne çıkan ilk kapıyı açıp kendisini içeri attı. Delta ismini haykırarak koridordan ilerlerken omega rahat bir nefes alıp etrafına bakındı ve gördüğü şeyle gözleri kocaman oldu.
Koskoca bir kütüphaneydi burası! Hem de o kadar büyüktü ki adeta bir saray gibiydi. Dışarıda kendisini arayan eşini unutarak etrafı gezmeye başladı.
Kütüphanede kimsenin olmaması da işine gelmişti pek tabi.
Rahatça koca kütüphanede dolaşıp kitapları incelerken gözüne kestirdiği bir kitapla rafın önünde durdu. İlgini çeken kitapla rafa doğru uzanmıştı ama öngörülebilir şekilde kısa boyu yüzünden kitabı almayı bırakın biraz bile yakınına varamamıştı..
Çevresine göz gezdirip üzerine çıkabileceği bir şey ararken köşede duran merdivenle gülümseyerek merdiveni aldı.
Merdivenin tekerleklerinden birisi kırık gibi duruyordu ama bunu fazla umurmadı. Zaten bir tane kitap alıp hemen inecekti, en fazla ne olabilirdi ki yani. Değil mi?.
Merdiveni rafa dayayıp kaymayacağından emin olduktan sonra yavaşça basamaklarını çıktı, kitaba yaklaştığında tek eliyle altındaki ahşap merdiveni tutup diğer elini de kitabı almak için uzattı.
Kitabın sert kapağını kavrayıp yavaşça çekerek aldıktan sonra kocaman gülümsedi. Aşağı ineceği sırada ayağının altındaki basamaktan çatırtı sesinin gelmesiyle gözleri büyüdü. Hızlıca inmek için bir hamle yapmışken bastığı basamağın bir anda kırılmasıyla merdivenden yere doğru düştü.
Refleksle gözlerini kapatıp sırtına girecek ani acıyı hissetmeyi beklerken yumuşak bir iniş yapmayı beklemiyordu tabi ki.
Taehyung'un nefesi kesilirken kollarının arasında olduğu adama kaydı bakışları. Günlerdir gördüğü her yerde kaçtığı adamın kollarında..
Git gide kızaran yanaklarıyla küçük bir teşekkür mırıldanıp kucağından inecekken vücudunu saran kaslı kollar buna izin vermemişti.
Jeongguk burnuna dolan kokuyla refleks olarak yüzünü omeganın boynuna yaklaştırdığında kucağındaki bedenin kalbinin maraton koştuğundan bir haberdi.
Omega gözlerini sıkıca kapatıp Jeongguk'dan gelecek hamleyi bekledi heyecanla. Delta başını omeganın boynuna gömüp kokusunu solurken farkına varmadan yere çökmüştü.
Omegayı kucağına, kasıklarının üzerine oturtup belinden bastırıp hareketlerini sıfıra indirerek normalde hiç sevmediği -hatta nefret ettiği- çiçek kokulu feremonlarını koklamaya devam etti.
Taehyung deltadan bu beklenmedik ani hareketle sesini çıkartamadan şaşkınlık içerisinde olduğu yerde kalmıştı.
Jeongguk omeganın bu itaatkar ve usul halinden yararlanıp dudaklarını boynuna bastırarak sulu öpücükler kondurmaya başlamıştı. Taehyung istemsizce mırıldanırken elini dudaklarına kapattı.
Delta öptüğü yeri ısırdığında dudağından küçük bir inleme firar etmişti. Jeongguk dişlerini esmer tenden çekti, sıcak nefesinin boynuna çarpmasını sağlayarak konuştu; "Bana neler yapıyorsun böyle?"
Sayın Jeon Jeongguk eviniz yanıyor. Merhaba şekerlerim nasılsınız bakalım? Umarım iyisinizdir. Uzun zaman oldu görüşmeyeli değil mi? Kusura bakmayın birazcık işlerim vardı -ki hala var- boş bulduğum her anım için bölüm yazmaya çalışıyorum sizlere, bölümler kısa olabilir bu yüzden homurdanmayın bana yoksa terliği yersiniz ona göre. Tamam mı? Tamam. O zaman diğer bölümde görülmek üzere şekerlerim, ha bu arada oy vermeyini kazığa oturtuyorlarmış. Öyle duydum 🙂 . Diğer bölümde görüşmek üzere şeker çocuklarım-r.b
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Beauty And The Beast ○Taekook○
FanfictionOmegaverse × Mpreg × Yetişkin içerik Veliaht prens Jeon Jeongguk soğuk, acımasız, güçlü ve korku salan bir Deltaydı. Tahta geçmesi içinse evlenmesi şarttı. Annesinin topladığı omegaların arasında gözüne çarpan sarı saçlı omega Kim Taehyung'u eşi ol...