Bir yavru kedi buldum sonra
Bu sabah balkonumda
Uzattı ellerini
Bir nefes yalnızlığa
Kimler geldi, kimler geçti hayatından
Ne zaman saklandın aşktan en son
Çıkmış aklından
Yaşamak, hayata katlanmak demek
Bize yürek gerek
Çölde çiçek
Kimler geldi, kimler geçti hayatından
Ne zaman saklandın aşktan en son
Çıkmış aklından
Yaşamak, hayata katlanmak demek
Bize yürek gerek
Çölde çiçekTeoman- Çölde Çiçek
Merhaba şekerlerim hoş geldiniz, nasılsınız bakalım? Oy ve yorum yapmayı unutmayın tamam mıdır? Tamamdır. Keyifli okumalar dilerim.
♕
-Bir Kaç Gün Önce-
Delta öptüğü yeri ısırdığında dudağından küçük bir inleme firar etmişti. Jeongguk dişlerini esmer tenden çekti, sıcak nefesinin boynuna çarpmasını sağlayarak konuştu; "Bana neler yapıyorsun böyle?"
Taehyung kolları arasında soğuk bir kış gününde dışarıda kalmış gibi titrerken kütüphanenin kapısı açılmıştı. Sesi duyan ikili hemen yerden kalkıp doğrularak üzerlerini düzelttiler.
"Majesteleri! Burada mısınız?" İçeri giren hizmetçi kız kütüphanede Taehyung'u ararken omega rafların arasından çıkıp gelmişti.
"Ah işte buradasınız- boynunuza ne oldu öyle?" Taehyung kızarmış yüzüyle elini boynuna kapatırken hizmetçi kıza doğru ilerledi. "B-bir şey yok hadi gidelim biz!" Koşar adımlarla kütüphaneden çıktıklarında delta rafların arasından çıkıp arkalarından bakmıştı.
Elini saçlarından geçirip büyük camdan dışarı baktı. "Tanrım.. Kafayı yedim sanırım." Boğazını temizleyip kütüphaneden çıktı.
♚
Askerler soluk soluğa kalmışken dinlenmek için duvara yaslandılar. Bugün bir hayli az çalışmışlardı. Komutanlarının onları azarlamasını beklerken kütüğün üzerinde oturan bedenden hiç ses çıkmıyordu.
Geldiğinden beri ağzından bir kelime bile dökülmemişti. Üstelik bugün onları bir kere bile azarlamamıştı! Askerler endişeyle birbirlerine bakarken içlerinden birisi anlık bir cesaretle neler olduğunu sormaya karar verdi.
"Efendim.." Jeongguk kollarını kavuşturmuş, sırtı soğuk duvara yaslı bir şekilde otururken gözlerini bir kaç saattir baktığı -biraz daha bakarsa çatlayacak olan- kayadan çekmeden ağzının içinden cevap verdi. "Hmm?"
"İyi misiniz acaba?" Genç çocuk parmaklarını iç içe geçirip gergince beklerken deltanın sert bir nefes vermesiyle tüyleri ürpermişti.
"İyiyim." Komutanlarından beklenmedik derece de sakin bir yanıt alırken askerler için şaşırmamak elde değildi.
"Siz." Diyerek askerlerine seslendiğinde hepsi asker selamı verip hazır ol konumuna geçtiler.
"Siz aşık olmak nedir biliyor musunuz?"
"He?"
"Ne?"
"Efendim?" Ve benzeri şaşkın yanıtlar alırken kaşlarını çattı.
"Ne he, ne he. Soru soruyoruz şurada cevap verin adam akıllı."
"Şey efendim.. Bu tam olarak herkes de aynı tepki gösteren bir şey değil açıkçası."
"Çeşitleri de mi var yani?" Askerler komutanlarının bu konuda hiç mi hiç fikri olmadığını anladıklarında bu duruma gülmek istemişlerdi ama kafalarının yerinden ayrılmasını hiç istemezlerdi.. Bu yüzden sessiz kaldılar ve deltanın sorusuna farklı cevaplar verdiler.
"Tamam hadi dağılın. Bugünlük bu kadar yeter." Askerlerin dağılmasıyla Jeongguk oturduğu yerden kalktı. Belki de kendisi öğrenmeliydi ne hissettiğini.
İlerleyen günlerde Jeongguk hep omeganın peşindeydi.
Nereye giderse arkasından takip ediyor, onu izliyordu. Üstelik bütün bunları isteği dışında yapıyordu. Bazen kurduyla yer değiştirdiğini düşünüyordu hatta.
Şimdi de olduğu gibi.
Sarışın omega kahvaltıdan sonra bahçeye gitmişti. Jeongguk ise son birkaç gündür olduğu gibi arkasından geliyordu.
Bahçedeki çiçeklerle konuşmaya başladığında delta bunu önce garip sonrasındaysa tatlı bulmuştu.
Günlerdir onu gözlemlediği için hakkında istemsizce daha çok bilgi sahibi olmuştu. Mesela kahve içmiyordu, her gün en azından bir kere bahçeye iniyor çiçeklere bakıyor onlarla konuşuyordu, genelde açık renkli kıyafetler giyiniyordu. Jeongguk sarı saçlı omeganın daha önce hiç koyu bir renk giydiğini görmemişti.
Yolda yürürken eğer çevrede kimse yoksa tavşan gibi zıplayarak ilerliyordu, kitap okumayı çok seviyor, diğer insanlara karşı aşırı nazik davranıyor, şeker yemeyi -özellikle çilekli olanları- çok seviyor, geceleri bir şeye sarılmadan uyuyamıyordu ve Jeongguk omeganın yaptığı bu küçük ve tatlı hareketlere istemsizce gülerken buluyordu kendini.
Kendini omegadan ne kadar uzak tutmaya çalışırsa o kadar çok yakınlaşıyordu.. İstenmeyen bir ot gibi dibinde bitiveriyordu.
Bütün bunlar oluğunda ise artık oluruna göre davranmaya karar vermişti. Ne de olsa ondan uzak duramıyordu. Belki de birlikte olurlarsa her şey daha güzel olacaktı diye düşündü ve o günden sonra artık kendisini sıkmaktan vazgeçti..
Jeongguk'un annesi: Çok şükür oğlum akıllandı.
Okuyucular: Sonunda be.
O sırada yazar: Biraz daha mı uzatsaydım acaba ya?Qğwpqüw merhabalar limonlu şekerlerim nasılsınız bakayım? Bölüm nasıldı asıl onu söyleyin siz beğendiniz mi? Kötü bir yer varsa söyleyin düzelteyim. Okuduğunuz için teşekkürler. Diğer bölümde görüşmek üzere şimonlu şekerlerim-r.b
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Beauty And The Beast ○Taekook○
FanficOmegaverse × Mpreg × Yetişkin içerik Veliaht prens Jeon Jeongguk soğuk, acımasız, güçlü ve korku salan bir Deltaydı. Tahta geçmesi içinse evlenmesi şarttı. Annesinin topladığı omegaların arasında gözüne çarpan sarı saçlı omega Kim Taehyung'u eşi ol...