-17- Still Standing

1.9K 169 25
                                    

Geziyorum gezegeni
Geceleri gönül gemim kalkar, buradan
Reçel olmuş acıların
Sürmelere doyulmuyor valla, Allalla
Dalgasına yüzüyorum batmam
Bir şey olmaz anca biraz sallar
Alışığım başlar yeni baştan
Yatamadım sarhoşluğum aşktan
Gökyüzünün karasında
Yıldızların arasında süzülüyorum
Yoldaş oldum duyanlara
Şiir oldum duvarlara yazılıyorum

Emre Nalbantoğlu- Şiir Oldum

Merhabalar şekerlerim nasılsınız bakalım? Hoseok'umuzun pek de hoş olmayan geçmişini görmeye hazır mıyız? O zaman keyifli okumalar dilerim.


-5 Yıl Önce-

Küçük çocuk abisinin kolunu dürtüp dikkatini çektikten sonra ellerini oynatarak konuştu. "Hyung, annem ne zaman gelecek?" Hoseok kolları arasındaki bebeğe mamasını yedirirken dudaklarını oynattı.

"Bilmiyorum Hanni, belki de yarın gelir, hm?" Küçük olan kaşlarını çattı. "Dün de öyle demiştin, ondan önceki gün de! Hala gelmedi ama!" Dediğinde Hoseok iç çekti. Haklıydı. Anneleri uzun zamandır ortalarda yoktu.

Hoseok acaba başına bir iş mi geldi demekten alıkoyamıyordu kendisini. İki küçük kardeşine bakıyor, bir yandan da çalışarak karınlarını doyurmaya çalışıyordu.

Anneleri bir Geisha idi.

Güzel kıyafetler giyer, gösterişli, pahalı takılar takar, abartılı makyajlar yaparak insanları eğlendirirdi.

En azından Hoseok'un kardeşlerine söylediği şeyler bunlardı. Gerçeği bilen tek kişi kendisiydi. Ve öyle de kalmalıydı..

Babası bir kaç yıl önce annesinin çalışarak kazandığı paraların hepsini alıp kaçmıştı. Annesi üç çocukla birlikte sokakta kalmıştı. Kadın olduğu içinse hiç kimse onu yanında çalıştırmak istemiyordu.

Çünkü kadın olmak bu dünyada zayıf olmak demekti.

Bir de omega olması onu daha da değersiz kılıyordu. Tek çaresi ise bedenini satıp para kazanmaktı. Genç kadın çok direnmişti, bedenini, ruhunu temiz tutabilmek için. Ama bu dünya çok acımasız bir yerdi..

Sonunda bu iğrenç bataklığa düştüğündeyse eline yüklü miktarda para geçmişti. Kimi zaman sadece insanları eğlendirir, bir kaç dans ederek gözleri şenlendirir, kimi zamansa.. Ağzından salyalar akan, her fırsatta birilerine yanaşmaya, onların da vücutlarını kendilerininki gibi kirletmeye çalışan pisliklerin altına yatardı.

O gibi gecelerde parayı masanın üzerine koyduktan sonra çocukların yüzüne bakmadan banyoya gider ve saatlerce çıkmazdı..

Hoseok bilirdi. Kadının yüzünde güller açsa da, ne kadar büyük bir gülüş takınsa da, içten içe kan ağlardı. Çığlıklar kopardı. Ama hiçbirini çocuklarına yansıtmazdı.

Sadece maskesini yüzüne takar ve rol yapardı. Çünkü zorundaydı. Eğer bu işi yapmıyor olsaydı eve kim para getirecekti? Hoseok'un henüz yaşı o zamanlarda çok küçüktü, kimse onu yanında istemezdi. Bu yüzden canını dişine takıp çalışmak zorundaydı. Gerek cinayet işleyerek, gerek vücudunu satarak olsun, yapmak zorundaydı.

The Beauty And The Beast  ○Taekook○Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin