-4- The Majesty Has Chosen You

2.8K 286 58
                                    

How did you know?
It's what I've always wanted
Could never have too many of these
Will you quit kicking me under the table?
I'm trying, will somebody
make her shut up about it?
Can we settle down, please?
It's what
I think
Bite tongue, deep breaths
It's what
I think

Clams Casino- I'm God

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen, keyifli okumalar dilerim..




Taehyung gün içinde ki işlerini bitirmiş ve biraz kestirmeye karar vermişti. Kedi gibi koltuğa kıvrılıp uyumuştu.

Onu kısa şekerlemesinden uyandıran şeyse kapının alacaklı varmış gibi çalınması olmuştu. Yattığı yerden sıçrayarak kalkmış koşarak kapıyı açmıştı.

Babasının veya abisinin bir şey unutup eve geri döndüğünü düşünüyordu. Kapıyı açtığında önünde ki iki iri yarı askeri gördüğünde gözleri şokla açıldı.

"Buyurun?.." Sesi içine kaçmış gibi konuştuğunda askerler biraz geriye çekildi.

"Kim Taehyung'la görüşebilir miyiz?" Taehyung sertçe yutkundu.

"B-benim o buyurun. Ne istemiştiniz acaba?.."

"Bay Kim bizimle saraya gelmeniz gerekiyor."

"Saraya mı?"

"Veliaht Prens Jeon Jeongguk için eş adayı seçmelerine katıldınız ve şimdi gitmemiz gerekiyor." Tek solukta konuştuğunda Taehyung'un ağzı açık kalmıştı.

"Affedersin ne seçmeleri dedin? Eş adayı mı!"

"Efendim, lütfen zorluk çıkartmayın ve bizimle gelin."

"Bir saniye benim öyle bir şeyden haberim bile yok ne katılması!" Asker cebinden çıkarttığı kağıdı Taehyung'a uzattı. Omega kağıdı askerin elinden alıp üzerinde yazanları okudu.

Her bir satırda daha da şaşırıyordu. Babasının imzası en altta gözüne çarptığında sinirle dolan gözlerine küfretti.

"Bay Kim sizin yerinize imza attı efendim. Şimdi lütfen bizimle gelin."

"B-bekle bekle biraz, şey eşya evet eşyalarımı alayım!" Taehyung içeri girmek için geriye doğru bir adım atmıştı ki askerin kolundan tutup sürüklemesiyle kaçma planı suya düştü.

"Bu tür şeylerle uğraşmanıza gerek yok, eğer Prens Jeon sizi seçmezse evinize geri geleceksiniz zaten." Az da olsa bu söz içini rahatlatırken kolunu çekiştirmeyi bırakıp tıpış tıpış askerlerin olduğu at arabasına bindi.

Saraya varana kadar bütün bu olanları düşündü. Bir anda kapısında askerler belirmiş ve onu alıp saraya getirmişlerdi akıl alır gibi değildi cidden.

Araba durduğunda herkes teker teker indi. Askerlerden birisi kendisini takip etmesini söyleyip ilerlemeye başladığında Taehyung hemen arkasından geliyordu.

Kocaman bir saraya vardıklarında büyük kapılar açılmış içeriye girmişti. İçerisi hiç de beklediği gibi değildi.

Her yerde hizmetçi, kahya olur zannediyordu ama onun yerine bir çok kişi vardı.

"Burası misafirleri ağırladığımız saray, majesteleri gelene kadar burada konaklayacaksınız. Ayrıca merak etmeyin burada ki herkes sizinle aynı."

"Hepsi omega mı yani?" Diye mırıldandı. Muhtemelen hayatında daha önce hiç bu kadar fazla omegayı bir arada görmemişti.

Yanına gelen hizmetçi kadınlardan birisi ona odasını gösterip yanından ayrıldığında Taehyung odada yalnız kalmıştı.

İki yatak vardı sanırım bir tanesi boştu diye düşündü.

"Şu prens de acele etse iyi olur, ben yokken çiçeklerime kim bakacak yoksa.." İç çekip yatağın üzerine oturdu. Madem yapacak bir şey yoktu o zaman uyuyabilirdi.

Kendi yatağından farklı olarak yumuşacık yatağa yattığında bütün kaslarının gevşediğini hissetti.

"Burası da çok güzelmiş ya yumuşacık.." Diye mırıldanırken yavaşça kendini uykunun tatlı kollarına teslim etti.

Ertesi sabah apar topar halde uyandırılmış hızlıca aşağıya indirilmişti. Diğer bütün omegalar da aynı kendisi gibi yarı uyku sersemilerdi.

Taehyung yumruk yaptığı eliyle gözünü ovuştururken bir yandan da esniyordu.

"Majesteleri Jeon Jeongguk teşrif ettiler!" Asker avazı çıktığı kadar bağırdığında sarayda ki herkes anında sus pus olmuştu

Jeongguk sıranın başından başlayarak herkese kısaca göz gezdirip ilerlemeye başlamıştı. İçeride neredeyse seksenden fazla omega vardı ve Taehyung bu sıranın sonundaydı.

Dakikalar geçmişti hala içeriden tık çıkmıyordu Taehyung yarım kalan uykusunun yavaşça geri geldiğini hissederken prens gelene kadar belki biraz gözlerini dinlendirebilirdi.

Gözlerini kapatıp ayakta istemsizce ileri geri sallanmaya başladığında tepesinde beliren gölgeyle gözlerini açtı.

Tam önünde tepesinde dikilen geniş cüsseyle göz göze geldiğinde yutkundu. Yaptığı şeyin saygısızlık olduğu aklına geldiğinde hemen başını yere eğdi.

Üzerinde ki gölge bir süre daha olduğu yerde kaldıktan sonra geri çekildiğinde rahat bir nefes almıştı ki koluna giren askerlerle çok erken sevindiğini anladı.

"Majesteleri seni seçti, tebrik ederim." Askerin tek çırpıda kurduğu cümleyle gözleri büyüdü.

"Affedersin ne?"

Yeni bölümle geldim hop

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yeni bölümle geldim hop. Nasılsınız bakalım? Umarım iyisinizdir. Bölüm hakkında ki düşüncelerinizi alabilir miyim acaba? Bakalım Taehyung'un yeni "evliliği" nasıl olacak. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Diğer bölümde görüşmek üzere şeker çocuklar-r.b

The Beauty And The Beast  ○Taekook○Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin