1. Bölüm

168 12 22
                                    

Oy verip bol bol yorum yapmayı unutmayın aşkosular.

Not: Yazım hatası tespit ettiğiniz yerde uyarın ki düzelteyim.

• • •

Kaan Akar. Kendisi bana kafayı takmıştı.

Beni sevdiğini söylemiş ve benden onlarca ret yemişti. Ama akıllanmamış, babamın yanına gidip bizim sevgili olduğumuzu söylemişti. Eğer babama doğruları söylersem de öldürmekle tehdit etmişti, bunu yapabileceğini bildiğim için susuyordum. "Kalk." Şimdi de beni yemeğe götürmeye çalışıyordu.

"Kaan, git başımdan." Dedim sabırla.

"Kalk dedim."

"Bende, git başımdan dedim." Çok yorgundum. Gece uyuyamamıştım, uzun zamandır doğru düzgün uyuyamıyordum.

"Defne," dedi dişlerinin arasından, galiba sabrı bitiyordu.

"Ben neden geliyorum?" Diye sordum. Benim onunla yemekte ne işim vardı?

"Çünkü sevgilimsin." Deyince ona yandan bir bakış attım.

"Sen kendini avutmaya mı çalışıyorsun?"

"Defne son defa söylüyorum. Kalk." Beyefendinin sabrını taşırıyorduk anlaşılan. "Zor kullanmak istemiyorum."

"Kullansana." Tek kaşımı kaldırdım. "Yapmadığın şey mi?" Bana yapmadığı şey kalmamıştı. Derin bir nefes alıp ayaklandım, daha çok ileri gitmeden dediğini yapmam gerekiyordu. "Hâlâ seninle yemekte ne işim olduğunu anlamadım ama neyse."

Arabasına binip onu bekledim. O da binince arabayı gideceğimiz yere sürdü. "Neden bana bunu yapıyorsun?" Diye sordum. Benden ne istediğini anlamıyordum.

"Ne yapıyorum?" Ne yapıyorum mu dedi o?

"Ne yapmıyorsun Kaan?" Diye yükseldim. "Babama gidip sevgili olduğumuzu söyledin, eğer ona gerçekleri söylersem de öldürmekle tehdit ettin ve bunu yapabileceğini biliyorum." Çünkü mafya gibi birşeydi. "Bunlar yetmezmiş gibi hoşuna gitmeyen birşey yaptığımda saçma sapan şeyler yapıyorsun." Şiddet. "Beni zorla öptüğünün farkında mısın? Beni kısıtladığının farkında mısın? Nefret ediyorum senden. Bu saçma sapan hareketlerinden nefret ediyorum." Birden arabayı durdurunca afalladım. "İn."

"Ne-" konuşmama izin vermeyip, "Arabadan in!" Deyince yutkundum. Daha fazla ileriye gitmemesi için inecektim. Arabadan indiğim an araba hızla uzaklaştı. "Allah belanı versin geri zekalı." Diye söylenip olduğum yerde kaldım. Hiç debelenecek halde değildim. Debelensem de bir şeye yaramayacaktı. Hava neden bu kadar soğuktu?
Telefonumun zil sesini duyunca çantamdan telefonumu çıkarıp kimin aradığına baktım, Pelin arıyordu. Aramayı kabul ettim. "Efendim?"

"Yarın akşam davet varmış." Dedi telefonu açar açmaz.

"Kim düzenliyor?" Diye sordum.

"Halan." Deyince şaşırmadım, kendisi hep davet davet dolaşan biriydi. "Bir de, bara geçeceğiz. Sen de gelsene."

"Tamam, konum at geliyorum."

505Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin