Oy verip bol bol yorum yapmayı unutmayın askosularrrrr
• • •
Uyuyamamıştım.
Evde boş boş otururken derin bir iç çektim. "Defne?" Kaan'ın sesini duyunca kendime geldim. Kaan merdivenlerden inerken, "Niye uyumadın güzelim?" Diye soruşunu takmadım, uyuyamadığımı biliyordu. "Bahçeye çıkacağım, gelecek misin?" Davetini reddetmeden bahçeye çıktım, ayı izlesem belki bir nebze rahatlardım. Bahçedeki koltuklara geçerken bakışlarım yandaki evdeydi. Giray da uyumamış, elindeki kahve ile denizi izliyordu. Giray'ı izlediğimi fark eden Kaan, belimden kavrayıp beni kendine çekti. "Kaan," dedim sabırla. "Elini çek seni şurada si-" anında elini çekti. "Tamam, sakin." Dediği şeye göz devirdim. Ondan uzaklaşıp karşıdaki koltuğa oturdum, böylece Giray'a da sırtımı dönmüştüm. "Ne işin olduğunu söyleyecek misin?" Dedim sessizliği bozarak. "Hayır." Diye bir cevap alınca ona yandan bir bakış attım.
Boş bakışlarım aya kayınca yutkundum. Nedenini bilmediğim bir şekilde titremeye başladım. "Bir şey soracağım." Diye mırıldandım. Bakışlarım tekrar Kaan'a kaydı. "Sor güzelim."
"Beni gerçekten seviyor musun yoksa seni istemiyorum diye takıntı haline mi getirdin?" Dediğim şey ile kaşlarını çattı. "Titriyorsu-" derin bir nefes aldıp sözünü kestim. "Farkındayım, konuyu değiştirme." Dedim. "Bana düzgün davransaydın belki bende seni seviyor olabilirdim." Düzgün bir hayatım olabilirdi. "Ama," dedim dişlerimin arasından. "Sen hayatımı bok etmeyi seçtin." Dediğim şeylere sessiz kaldı. Biliyordum, bunları söylediğim için de bir şey yapacaktı. Kaan sakinliğini koruyup içeriye geçti, ben ise hâlâ ayı izliyordum.
Kaç saat olmuştu bilmiyorum ama uzun zamandır bahçede oturuyordum. Üşümeye başlamıştım. Gözlerimi kapatıp başımı geriye yasladım.
...
Omzumda bir el hissedince irkilerek uyandım, ne ara uyuduğumu hatırlamıyordum. "Defne, hasta olacaksın içeriye geç." Giray'ın burada ne işi vardı? Omzumdaki elini çektim. "Bir daha bana izin almadan dokunma." Diyerek ayaklandım. "Amacım korkutmak değildi." Dediğinde çoktan yanından geçip içeriye girmiştim.
Hâlâ geceydi. İçeriye geçtiğimde Kaan'ı salonda oturmuş içki içerken gördüm. Hiç yanaşmadan odama çıkacaktım ki Kaan'ın seslenmesiyle durakladım. "Buraya gel." Derin bir nefes aldım, yanına gidip karşısındaki koltuğa oturdum. "Giray ile aranızda ne var?" Bu işin sonu iyi görünmüyordu.
"Birşey yok." Dediğimde bana inanmadığı ortadaydı ama cidden aramızda birşey yoktu. Ne yaparsam yapayım bana inanmayacağını bildiğim için konuyu değiştirdim. "Benim uykum var, uyumaya gidiyorum."
"Ne kadar kaçarsan kaç en sonunda olacakları biliyorsun." Dediğinde çoktan odama çıkmıştım.
...
Aynı günün akşamında Kaan beni casinoya getirmişti. Benim burada ne işim vardı? Kendisinin kumara ihtiyacı yoktu ama beyefendiye rahatlık batmıştı galiba, eğlencesine oynuyordu. Arkasına yaslanıp elini bacağıma attığında yutkundum, gereksiz temas ediyordu. Bacağımı okşarken ona ters bakışlar atıyordum. Kulağıma eğildi, "Herkesin içinde öyle bakma." dedi sertçe. Kısık sesle, "Elini çek." Dedim dişlerimin arasından, rahatsız olduğumu belirtmek zorunda mıydım ben? Elini çekmek yerine bacağımı sıkınca suratının ortasına geçirmemek için kendimi zor tuttum.
"Ee?" Dedi Kaan'ın karşısında oturan adam. "Devam mı?" Bu adam bana kaçamak bakışlar atıp duruyordu, sinirim tepeme çıkmak üzereydi. Elimi bacağımın üzerinde duran Kaan'ın elinin üzerine bırakıp tırnaklarımı batırdım. "Daralıyorum." Dedim sessizce Kaan'ın kulağına. "Arabanın yanına geç, geliyorum birazdan." Deyince ayaklanıp dışarıya çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
505
Fiksi RemajaKaan yüzünden kısıtlanan Defne, halasının davetinde yabancı bir adamla karşılaşır.. .