12. Bölüm

20 4 21
                                    

En son anasi olmustu PUHAJAJSJDHDKDHDKD

• • •

En son hatırladığım şey Giray'ın bana söylediği şeydi.

Şu an neredeydim bilmiyordum.

Çoktan uyanmıştım ama gözlerimi açmamıştım. Açmak istemiyordum.

"Uyanık olduğunu biliyorum Defne. Kalk." Birden Giray'ın kalın sesini duyunca irkilerek gözlerimi açtım. Burada mıydı?

Karşıdaki koltukta yayılmış bir şekilde beni izleyen Giray'ın gözlerine kaydı baygın bakışlarım. Anlayamadığım bir duygu geçiyordu gözlerinden.

İrkildiğim için vücudum bunu korku olarak algılamış ve titremeye başlamıştı.

Beni böyle görmesini istemiyordum. Koltukta oturur hale geldim. İlk başta kalkacak gücü kendimde bulamadım. Ardından ayaklanmaya çalıştım. Tam odadan çıkacak iken kapıyı açtığım an tekrar kapanması bir oldu. Bu, tekrar irkilerek geriye doğru bir adım atmama sebep oldu. Geriye attığım adımla sırtım sert bir vücuda çarptı. "Korkma." Diye mırıldanışını duydum Giray'ın.

"Elini çek," diyerek titrek bir nefes verdim. Belimi kavrayıp beni kendine çevirerek sırtımı kapıya yasladı.

"Ne yapıyorsun?" Diye yükseldim bir anda.

Bir eli hâlâ kapıya yaslıyken diğer eliyle çenemi tutarak yüzüne kaldırdı.

Kaşlarımı çatıp bakışlarımı gözlerine diktiğimde elini çekip odadan çıktım.

Evden de çıktığımda iki seçeneğim vardı: Ya eve dönüp mışıl mışıl uyuyacaktım ya da Kaan'ı oradan çıkaracaktım.

Bu iki seçeneğin de sonuçları vardı. Eğer eve geçersem Kaan oradan çıktığı an beni götürecek ve yapmayacağı şey bırakmayacaktı, onu oradan çıkarısam ise belki ondan sonsuza kadar kurtulacaktım.

Tabii ki bana göre en iyi seçeneği seçecektim, ikinci seçeneği.

Ama önce evdekilerin uyumasını beklemem lazımdı.

Yaklaşık yarım saat sonra evin yanındaki küçük kulübeye ilerledim, kapıyı açıp içeri girdim.

Kulübenin ışığı açıktı, takmadan yerdeki büyük kapağı kenara çekip orayı açtım ve aşağı indim. Kaan'ın olduğu yere geçince onu duvarı yumruklarken buldum. Onun yanına geldiğimde bakışları bana döndü. Parmaklıklara yaklaşıp, "Neredesin sen?" Diye bağırınca titremem arttı.

"Uyumalarını bekliyordum," diye mırıldandım. Tam söze başlayacaktım ki biri ensemden tutarak beni geriye çekti.

"Ne işin var senin burada?" Diye bağırdı Altay. "Ne boklar çeviriyorsun?"

"Canım sevgilim, beni kurtarmaya geldi." Dedi Kaan. Altay bunun üzerine tek kaşını kaldırdı.

"Madem ki Kaan'a çok meraklısın, onun yanına geç o zaman." Diyerek beni Kaan'ın olduğu bölmeye girdirerek parmaklıkları üzerimize kilitledi. Mekandan çıkmadan önce de, "Bol bol hasret giderirsiniz artık." Demişti.

Vücudumun titremesi abartılı bir şekilde artarken Kaan'a dönmeye korkuyordum. "Aptal!" Diye bağırarak kolumu tutup beni duvara yapıştırdı. "Bir iş becerebildiğin yok! Aptal!" Karnıma sert bir şekilde vurunca nefesim kesildi. "Kar..Karnıma vurma.. N'olur.." diye mırıldandım zar zor.

505Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin