505

13. Bölüm

Oy ver canisi 🎀

• • •

Gecenin bir yarısında uyumaya çalışırken pes edip camdan yansıyan ayı izlemeye başlamıştım.

"Defne," Diye bir mırıltı duyunca vücudumu o tarafa doğru çevirdim.

Giray yanıma uzanmıştı.

"Ne oldu?" Diye mırıldandım ben de zar zor. Konuşmak istemiyordum, boğazım ağrıyordu.

"Söylemek istediğim ama söyleyemediğim o kadar çok şey var ki.."

Söyle o zaman amına koyayım demek isterdim ama ortamı bozmamak için sustum.

Derin bir iç çekip, "Yaran ağrıyor mu?" Diye sordu.

"Hayır." Dedim kısaca, hissetmiyordum bile.

"İyi," diye mırıldanıp yataktan kalktı ve odadan çıktı.

Giray odadan çıktıktan sonra gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldığım an dudaklarımın üzerinde bir el hissettim. "Bağırma." Dedi Kaan'ın gergin sesi.

Kalbim korkuyla atmaya başlarken Kaan'a baktım. Oda karanlık olduğu için bir bok görünmüyordu ama ayın ışığından yüz hatlarını seçebiliyordum.

...

Gözlerimi açtığım anda Kaan'ı görmeyi beklemiyordum. "Kaan.."

"Günaydın sevgilim." Deyip yanağımı öptü. "Rahat uyudun mu? Uzun yoldan geldik sonuçta."

"Ne?"

"Finlandiya'dayız."

"Ne?" Dedim bu defa daha da şoka girerek. "Sen şaka falan mı yapıyorsun?"

Sırıtarak, "Hayır." Demesi beni daha da çıldırttı.

"Ver şu telefonunu." Dediğimde cebinden telefonu çıkarıp bana uzattı. Hızla elinden alıp konuma girdim.

Konum; Finlandiya/Tampere/Ratina

"Siktir," bakışlarım Kaan'a kalktı. "Aptal mısın lan sen?" Diye yükseldim.

"Baş başa güzel anlar yaşarız diye bizi buraya getirdim." Diyerek kendini açıklama gereği duydu.

"Siktirtme güzel anlarını Kaan!" Sanki karnımı uyuşturmadan diktirtmemiş gibi yaptığı mistik hareketleri canımı sıkıyordu.

Telefonunu elimden alıp tekrar cebine attı. "Üzerini değiştir aşağı gel, kahvaltı yaptıktan sonra sana burayı gezdireceğim."

"Karnımdaki dikiş hâlâ duruyor, fazla hareket edemem."

"Dediğimi yap." Dedikten sonra odadan çıktı. Gözlerimi devirdim.

...

Kahvaltı yaptıktan sonra biraz dolaşmıştık, hava kararmaya başlayınca Kaan beni arabaya oturttu. "Bekle güzelim, geliyorum şimdi."

"Ay götüm." Diye mırıldandım gidince.

Kısa bir süre sonra elinde bir buket kırmızı gül ile gelince afalladım. Mezarıma koyacaktı herhalde.