Bol bol yorum yapıp oy vermeyi unutmayiiinnnsss
• • •
Mis gibi uyumuştum. Uykum sandığımdan uzun sürmüştü, galiba yemek yediğim içindi.
Bahçede oturan Giray'ın yanına gittim, beni görür görmez "Eve gitmek istiyor musun?" diye sordu karşısına oturup "Hâlâ Antalya'da mıyız?" diye sordum.
"Evet," dediğinde kaşlarımı çattım. "Eve gitmek istiyor musun?" diyerek sorusunu yeniledi.
"Evet de.." diye mırıldandım "Kaan ne olacak? Delirmiştir şimdi."
"İstanbul'a gitti. Kudurmuş. Deli gibi seni arıyor her yerde."
"Gebersin köpek." diye mırıldandım
"Ben de İstanbul'a geçecektim zaten, beraber gideriz."
...
İstanbul'a gidiyorduk. Yola çıkmamızdan yaklaşık 6 saat geçmişti. Ben yol boyunca uyumuştum, birazdan tekrar uyumam gerekecekti çünkü uzun yolculuklar bana göre çekilmez bir şeydi. Tam gözlerimi kapatıp uyuyacakken, "Bence uyuma." dedi Giray, ona yanından bir bakış attım kimse uykuma karışamazdı. "Niye?" dediğimde önümüzü gösterince yüzümü buruşturdum.
Önümüzde üç siyah bir beyaz Honda vardı gözlerimi devirdim beyaz Honda Kaan'ındı diğer üç siyah Honda ise adamlarınındı. Yolumuzu kesmişlerdi, Giray Bu yüzden durmak zorunda kalmıştı.
Arabasından inen Kaan'ı görünce derin bir nefes alıp verdim. "Silahını ver." Dedim Giray'a sakince. "Ne-" başlamadan "Ver şunu." diyerek sözünü kestim. "Torpidoda yedek vardı, onu al." Hızla torpidoyu açıp içindeki silahı aldım. Arabada iner inmez Kaan'ın "Defne!" diyen bağıran sesini duyduğumda içimdeki sinir arttı. "Bana bağırma sikerim belanı." Sinirden gözüm dönmüştü dövülen bendim, taciz edilen bendim ama yine de bana bağırıyordu "Kaan," dedim dişlerimin arasında "Bak, babama gidip yalan söyledin sustum, beni zorla öptün sustum, dövüldüm sustum, taciz edildim sustum. Benim de sınırım var." Sıkıca tuttuğum silahı ona doğrulttum bunu yaptığım an adamları da silahlarını bana doğrulttular. "İndirin silahları!" dedim adamlara sertçe, dediğimi yapıp silahları indirdiler. Kaan afalladı, hepsi babamın emrindeydiler, benim emrimden çıkarsalar da ya işlerini ya da hayatlarını kaybederlerdi. Kaan bir şey yapamadı, ama ben yapardım sabrımı zorlamıştı. "Eğer," dedim dişlerimin arasında "Peşimden gelirsen veya peşime birilerini takarsan andım olsun ki seni öldürürüm!" Sağ bacağını Bir kurşun sıktım, yediği kurşun ile acıyla inlerken onu arkamı dönüp Giray'ın arabasına geçtim.
Giray, bir bana bir Kaan'a bakıyordu. Şaşırmıştı, bunu beklemiyordu anlaşılan. "Çalıştır artık şu siktiğimin arabasını." Çalıştırsa da geçeceğimiz yer yoktu. Kaan yolun ortasında yığılmış, adamları da etrafında toplanmıştı, derin bir sabır çektim. Başımı pencereden çıkarıp "Çekin şu geri zekalıyı yolun ortasından!" Diye bağırdım hemen dediğimi yaptılar Giray'a döndüğümde çoktan arabayı çalıştırmıştı.
Derin bir nefes aldım, elimdeki silahı torpidoya geri bıraktım. Arkama yaslanıp gözlerimi kapattım. Kısa bir süre sonra anlık bir dürtü ile yorgun bakışlarımı Giray'a çevirdim.
Onun sayesinde doğru düzgün uyuyabilmiştim. Ama ne yaptığı hakkında hiç bir fikrim yoktu.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
505
Teen FictionKaan yüzünden kısıtlanan Defne, halasının davetinde yabancı bir adamla karşılaşır.. .