Herkese merhabalar.
Oldukça yoğun ve yorucu geçen iki haftanın ardından buradayım. Bildiğiniz gibi Çarşamba günü gelecektim ama başıma gelmeyen kalmadı. Bölümümüz silindi. Keşke sadece konu yeniden yazmak olsaydı. Ama bu birkaç günde çok kırıcı cümleler duydum. Ve maalesef belki de karşı karşıya gelsek yüzüme söylenmeyecek sözleri insanlar klavyelerinden rahatça yazabildiler. Bu süreçte ne yalancılığım kaldı ne istenmiyor oluşum ne de bölüm gelmeyecekse neden var oluşum?
Ve sonra şunu fark ettim bu insanların hesaplarına girip baktığımda ya da wattpad hesaplarını kontrol ettiğimde kütüphanelerinde iki yıldır bölüm gelmeyen kitaplar var. Birden çekip giden yazarları takip ediyorlar. Bilmiyorum. Amacım kimseye laf sokmak değil elbette ama benden esirgenen başkalarına bol bol dağıtılınca sinirlerim bozuluyor. İnanın moralim çok bozuk yazdım bu bölümde ne yazdıysam. Bu sizin sorunuzu mu peki? Hayır. Ama belli ki benimde bir insan oluşumu hatırlatmam gerekliydi.
Artık ders konusuna değinmek istemiyorum. On saati aşkın ders çalışıyorum günde. Bu sayı da artacak muhtemelen ve uykumdan kesmemek için başka şeylerden kesiyor olacağım.
Bölüm son birkaç bölüme nazaran daha uzun. Lakin geçen bölüm dediğim o kısa son bölümümüz lafı için erkenci davranmışım. Bu bölüm Ahu'nun bir şeylere bakış açısını okuyor olacağız. O yüzden acelem yok. 35. bölüm final olur demiştim ama kayma olacak muhtemelen çünkü bu bölümdeki bir sahneyi bölmeden diğer bölüme aktardım bile.
Bir süre sosyal medyada aktif olmayacağım. Zamanımı çok işgal ediyor. Bu sebeple diyeceğiniz her şeyi wattpad mesaj kutuma yazabilirsiniz.
Unutmadan. Bölüm sonu çekiliş var. Katılırsanız belki size çıkar.
Bölüm sonu görüşmek üzere.
Kendinize çok iyi bakın.
Kışın ortası, hava eksi derecelerde sürünmeye devam ediyordu o akşam. Şirketten yorgun argın eve dönen Yavuz, saate baktığında Ahu'nun poliklinik nöbeti olmadığını anımsamış, yetmemiş telefonuna kaydettiği Ahu'ya ait haftalık çizelgeden de onaylamıştı bu durumu. Akşam olduğu ve havanın da yeni yeni karardığı düşünülürse Ahu'nun birazdan evde olacağını öngörerek duşa girdi.
Alışamamıştı henüz odasını ikinci bir kişiyle paylaşmaya.Yatağını paylaşmaya da alışamamıştı aslında ama sabahları Ahu' nun onun üzerinde uyanması nedense kafasını karıştırıyordu. Genç kadın kendine ait kocaman bir boşluk yokmuşçasına kocasının gövdesinde uyanıyordu.Hoş, hülyalı bir uykunun kollarında o uyumaya devam ederken genellikle ondan evvel uyanan Yavuz ise bu durumdan hiç şikayetçi olmuyordu.
''Gelen giden yok henüz değil mi Bekir?'' diyen genç adam kulağına yaslı telefondan aldığı olumsuz yanıt sebebiyle derin bir iç çekti sıkıntıyla. Duştan çıkalı epey olmuştu.''Gelen olursa haber ver.''
Bir kez daha karısının adına tıklayıp aramaya başladığında numaranın ulaşılamıyor oluşuyla sinirle fırlattı telefonu yatağın üzerine.
Ahu'ya, yaklaşık dört saattir ulaşılamıyordu. Okulunda yoktu. Hastanede de yoktu. Gidebileceği hiçbir yerde yoktu kısacası. Ve Yavuz meraktan delirmek üzereydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜ ATLASI
Ficção GeralKapak: sırmanur Tam arabama ilerlerken durdum bir anda. Kapıyı açmaya çalışan elim havada kaldığında kırgınlığı üzerime geçirmiştim bir hırka gibi. Dik duruşlu Ahu bir köşeye çekilirken geride sadece çıplak bir ben kalmıştım. '' Asla affetmeyeceğim...