Herkese merhaba.
Lütfen gecikme için kusura bakmayınız.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayın.
Benzetecek olsaydım eğer babamı yıkık,harabe bir binaya benzetirdim.
Öyle savunmasız,güçsüz ve gereksiz hissettirmişti ki bana kendimi senelerce,sırf bu yüzden kendimi onun enkazının altında can vermiş gibi hissediyordum.
Sevilmeyi beklemiştim,geceleri canavarlarla mücadele etmeyi değil babamın masallarındaki prenslere aşık olmayı, yalnızlıkta kıvranmamayı,etrafta babasının kızı olarak anılmayı,en çokta karıştığım kalabalıklardan utanmamayı dilemiştim.Lakin ben ve benim gibilerin kaybetmek kaderi olduğundan olsa gerek elimde avucumda biriken hiçbir şey olmamıştı.
Şimdi uzandığım hastane yatağında elimdeki telefon kapanmışken ve silah sesi kulaklarımda uğuldarken yalnızca tek bir şey yapabiliyordum.Bakmak. Görmek değil ama bakmak. Çünkü benim babam senelerce bana bakmıştı ama beni görememişti.Bu defa da rolleri değiştirmiş,onu uzaktan izleyen ben olmuştum.
Hayat acımzasızdır elbette.Bunu bilecek kadar büyüdüm artık.Bu dünyaya bir evlat armağan ettim.Mücadelelerimi verdim,savaşlardan çıktım.Ama günün sonunda hiçbir zaman o omzumdaki eksikliğin yarattığı soğukluğu atlatamadım.
''Senelerce gözünün içine baktım.''dedim babama.Yerde kıvranıyordu.Oğlu için acı çekiyor,onun öldüğünü düşünüyor olduğundan olsa gerek ağlıyordu.''Bir parça kıymet göster, elini omzuma at,yanımda dur diye hep bekledim.Her seferinde öteledin beni.İttin.'' Yanağıma kayan bir damlayı sildim ve ona dik dik bakmaya devam ettim.
''Bugün bu haldeysek asla bana sahip çıkmadığındandır.Başım babam sayesinde bir defa bile dik duramadığındandır.Ne yaptısan ellerinle inşa ettin,baba.''
Barlas abim içeri girdi.Kızgın görünüyordu ama yüzünde bir parça da olsa rahatlık vardı.
''Sen görmeyeli daha bir yaşlanmışsın,ihtiyar.''dedi yerdeki silahı alıp şarjörünü çıkarırken.Babam yüzüne kondurduğu kindar ifadeyle zorda olsa ayağa kalktı.Yatağımın ucuna tutunmayı ihmal etmedi.
''İnsan, aramıza sakladığı köstebeği dolu silah mı vermiş boş silah mı vermiş bir bakar öyle değil mi?''diyen Barlas abim boş şarjörü gösterdiğinde ağzım şaşkınlıkla aralanmıştı. Babamında benden bir farkı yoktu.''İçeri girmene müsaade ettim çünkü seninde cehennem azabın yeni başlıyor.Gör istedim. Artık Ahu'nun canını yakamayacağını anlaman uzun sürmedi Allah'tan.''Elini omzuma attığında şaşkınlığın perdesine gizlenmiş bir tebessümü sundum ona.Karmakarışıktım.
''Sizi mahvedeceğim.''diye bağırdı babam.''Sizi bitireceğim,duydun mu beni?Oğlumun kılına zarar geldiyse sizi mahvedeceğim.Bu da Vural Tandoğan sözüdür.Ahdım olsun ki yakacağım sizi.''
''Yavuz'un biraz aklı varsa öldürmez zaten seni oğlunu.''diyen abim tiksinir gibiydi.''Senin oğlunun pis kanı bizim ellerimize yakışmaz Vural Bey.''Bana baktı.Suratımda nasıl bir ifade gördü bilmiyordum ama yeniden konuşma ihtiyacı hissetti.
''Ulan şu kadarcıktı,''eliyle alçak bir mesafeyi gösterdi.''bu kızı tanıdığımızda.Defalarca kez yan yana geldi iki aile de. Bir defa ulan bir defa gülerken görmedim ben Ahu'yu.Bir defa içtenlikle kahkaha attığını görmedim.''Babama doğrulttuğu işaret parmağıyla sert bir adım attı onun üstüne.''Senin oğlun öldürüyordu bu kızı.Karnındaki bebekle birlikte ölecekti belki de.Buna rağmen karşımıza geçmiş,yetmemiş birde boşta olsa bir silah doğrultmuş hesap soruyorsun.İnsanda biraz şeref ,utanma,namus falan olur. Siktiğimin eli bir tek bu kıza kalkıyor.O oğlun olacak pezevengi terbiye etseydin böyle olmazdı.''
''Siz yaktınız benim oğlumun başını.O Dimitri denen ibneyi siz saldınız başına.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜ ATLASI
Genel KurguKapak: sırmanur Tam arabama ilerlerken durdum bir anda. Kapıyı açmaya çalışan elim havada kaldığında kırgınlığı üzerime geçirmiştim bir hırka gibi. Dik duruşlu Ahu bir köşeye çekilirken geride sadece çıplak bir ben kalmıştım. '' Asla affetmeyeceğim...