Kusuruma bakmayın, kendimi şu sıralar iyi hissetmiyorum. Bölüm bu yüzden geç geldi. Elimden geldiğince güzel yazmaya çalıştım.
Bölüm Şarkıları
Nurettin Rençber - Söyle Sunam
Pera - Veda Busesi
Sezen Aksu - Begonvil
13.AÇIK YARA
Sabahın en erken saatinde uyanmış, evi temizliyordum. Sanki yıllardır bu eve uğramamışım da öyle derin temizlik yapıyordum. Camları silmiş, oturma odasınıda temizlemiştim. Şu an tek banyo kalmıştı. Acilen temizlemem gerekliydi, terler içindeydim.
Teli almış bir hırsla lavaboyu telliyordum. Limonlu cifin kokusu o kadar güzeldi ki sıktıkça sıkasım geliyordu. Sanırım limonlu şeyler hoşuma gidiyordu. Öpüşmemizin üstünden 2 gün geçmişti. İçimdeki mutluluk hâlâ dinmemişti. O anı düşününce damarlarımdaki kanlar duruyordu sanki. Alnımdaki teri silip üstümü çıkardıktan sonra direkt kendimi duşa atmıştım.
Bu kadar yorgunluğun üzerine sıcak duş iyi giderdi. Vanilyalı duş jelini life sıkıp güzelce vücudumda gezdirdim. Kokusu harikaydı, yiyesim bile geliyordu.
Saçlarımı da köpükledikten sonra durulayıp hemen odama doğru adımladım. Girmeden önce giyeceğim kıyafetleri ayarlamıştım.
Saç kurutma makinasını çekmeceden alıp kurulamaya başladım. Kurulamazsam baş ağrısından duramazdım. Makinayı tam çekmeceye koyacağım sırada telefonuma bildirim geldi. Komodinin üzerinden telefonumu aldım. Gökalpten mesaj gelmişti. Heyecandan dudaklarımı dişlemeye başlamıştım.
Gökalp: Müsait misin?
Asu: Evet.
Gökalp: O halde hazırlan, seni almaya geliyorum.
Son mesajını görünce iyice gerilmeye başlamıştım. O günden sonra ilk kez karşı karşıya gelecektik.
Asu: Nereye gidiyoruz?
Gökalp: Sürpriz.
Keçi inadı yine tutmuştu. Madem söylememekte kararlı bana da hazırlanmak düşerdi.
Asu: Tamam hazırlanıyorum.
Diye mesaj attıktan sonra hızlı hareketlerle iç çamaşırlarımı giyinmeye başladım. Sütyenin kopçasını kapattıktan sonra elbiseyi kafamdan geçirdim. Arkasındaki düğmeyi ilikleyip çoraplarımı giydim.
Aynanın karşısına geçtiğimde saçlarıma büyük dalgalar verip şekillendirdim. Masanın üstünde hazırda duran makyaj malzemelerimden yüzüme sürmeye başladım. Allığı yanaklarıma bolca sürmüştüm. Rimeli tek kat sürüp bıraktım. Kirpiklerim uzun olduğu için bu bana yetiyordu. Dudaklarımı bordo kalemle çerçeveleyip üstüne gloss sürmüştüm.
Makyajla işim bittikten sonra telefonu alıp odadan çıktım. Hızlı hareket etmem lazımdı onu öyle bekletirsem kendimi kötü hissederdim. Bekletilmeyi sevmiyor olabilirdi.
Ayakkabılıktan uzun topuklu çizmelerimi giyindim. Askılıkta duran çantam ve deri ceketi üzerime geçirdim. Kapıyı açıp evden çıktım. Evi kilitlediğime emin olup asansöre adımladım. Sıfır tuşuna bastım. Asansörün içindeki aynada kendimi incelemeye başladım. Gayet güzel gözüküyordum. Saçlarımı önüme atıp karıştırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİRANE GÖNLÜM
Roman d'amour"Sen, sen ölmüştün." diye hıçkırdım. Ellerini yüzüme koymuştu. Onu hissediyordum. Bu gerçek olamazdı. Hayır o gitmişti. Beni bırakıp gitmişti. Canımı hiçe sayıp gitti. Bütün bu olanlar yine hayal miydi? Yine gözümün önüne gelip canımı mı yakacaktı...
