Kurallar

2.3K 29 0
                                    

Beni koridordan başka bir kapıya doğru sürüklüyordu. Kapıyı açtığında beni içeri attı. Kapıyı kapattı ve kilitledi. Hiçbir şey göremedim, herhangi bir yerde ışık açma yeri var mı diye baktım. Şansım yaver gitmedi. Bana nerede olduğuma dair ipucu verecek bir şey hissedip hissedemeyeceğimi görmek için etrafı yoklamaya başladım.

Bir anda elim bir ipe çarptı, ipi çektim ve bir ışık yandı, sanırım o ışıklardan biriydi. Etrafa bakınca en yakın yerde olduğumu gördüm. Klostrofobik değilim, ama küçük alanlarda olmamayı tercih ederim. Umarım bir an önce gelip beni alırlar. Işığı açık bırakıp oturarak, duvra yaslanıp gözlerimi kapattım. Ve ardından çok geçmeden uykuya daldım.

Birinin beni sarsmasıyla uyandım. Uyandığımda kaçırılmanın sadece korkunç bir rüya olduğunu düşündüm. Fakat beni uyandıranı gördüğümde donup kaldım.

Liam'dı. "Kalk, benimle gel." Dedi. Hala çok yorgundum, bu yüzden karşı koymak yerine ayağa kalktım.

Merdivenlerden aşağı yürümeye başladık ve o beni oturma odasına getirdi. Bir grup çocuk oradaydı ve bana bakıyorlardı. Sadece gözlerimi devirdim. Bu dik dik bakma saçmalığı gerçekten sinir bozucu olmaya başladı. Ancak bunu onlara asla söyleyemezdim.

"Hey, göz devirerek bir şey eline keçmez. Kes şunu." Albert açıkça bunu söyledi.

"Seninle kurallar hakkında konuşmamız lazım."

"Kurallar neler?" Onlara hepsinin duyabileceği kadar yüksek sesle sordum.

"Aslında onları takip edecek değilim." Onlar duymasın diye mırıldandım.

"Kural 1. Kaçmaya çalışmayın." Bunu çok kıracağımı zaten biliyorum. Bunun ilk kural olacağı oldukça açıktı.

"Kural 2. Tutum yok, buna karşı konuşma yok ve artık göz devirme yok." Gözlerimi tekrar devirmek istedim, fakat son an da kendimi durdurdum. Bunu kırmamak oldukça zordu. Çünkü gözlerimi devirmek bir alışkanlık gibi.

"Kural 3. Bize İtaat Edeceksiniz." Şu dikkatimi çekti.

"Affedersiniz, ben sizin küçük evcil hayvanınız değilim." Onlara ters ters bakarak söyledim. Hepsi biraz şok olmuş görünüyordu. Muhtemelen bunca zamandır gerçekten bağırmadığım, ya da bu kadar karşılık vermediğim içindir.

"Dediğimizi yapacaksın." O bunu söyleyebilir ama ben yine de söylemeyeceğim.

"İşte bu kadar. Sadece üç basit Kural, anlıyor musun?"

Ah, hayır.. Bunların sadece BASİT kurallar olduğunu söylemedi. Kelimenin tam anlamıyla bir grup adam tarafından kaçırıldıysan eğer, hiçbir kural basit değildir.

"Elbette." Bunu son derece alaycı bir ses tonuyla söyledim.

"2 numaralı kurala uyan,  alaycılık yeter." Bunu biraz yüksek sesle söyledi, açıkcası kızgın görünüyordu.

"Her neyse." Nefesimin altından mırıldandım. Bırakalım onları takip edeceğimi düşünsün. Yine de kesinlikle gitmeyeceğim.

Zor GünlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin