İkinci bölüm

94 8 4
                                    

Gözümü çalan alarm sesiyle açtım. Her ne kadar yataktan çıkmak istemesem de işe geç kalmamak için alarmı kapatıp banyoya yürüdüm kısa bir duşun ardından hemen üzerime dolaptan krem rengi gömlek ve siyah arkası yırtmaçlı kalem eteğimi giydikten sonra saçlarımı düzleştirdim. Yüzüme rimel, hafif ruj ve allık sürdükten sonra siyah çantamı ve çizimlerimi de aldıktan sonra üzerime havalar daha tam anlamıyla ısınmadığı için ceket alıp topuklu ayakkabılarımı giyince asansöre binmek için evden çıktım.

Binadan dışarı çıkıp arabama doğru yürüdüm çantamı ve çizimleri yan koltuğa bırakıp arabayı çalıştırdım ve yola çıktım.
Telefonum çaldığı sırada arayanın Fatih olduğunu görünce gülümseyerek cevapladım

"günaydın yakışıklı"

"Keyifler yerinde anlaşılan sanada günaydın güzelim çıkmadıysan gelip alayım diyecektim"

"Dönmenin şerefine keyfim yerinde artık birlikte çalışacağımız için unuttun mu ayrıca az önce çıktım evden şirkette görüşürüz artık patron" diyip sırıttım

"Patron mu hey dur bakalım öyle bir şeyi bir daha sakın tekrarlama" dedikten sonra onunda güldüğünü duydum.

Şirkette görüşmek üzere telefonu kapattık.
Şirketin otoparkına gelince arabayı park edip eşyalarımı almaya uzandım. Bugün Korkmaz holding ile bir iş görüşmemiz olacak ve eğer şartlarda anlaşılırsa bir otel projesinde birlikte çalışacağız.

Geç kalmamak için eşyalarımı alıp apar topar yürümeye başlamıştım ki arkamdan gelen sesle olduğum yere çivilendim.

"Azra.."

Arkamı dönmeye cesaret edemiyordum bunun beynimin bana oynadığı bir oyun olmasını dilediğim an ses tekrarladı

"Benden nereye kadar saklanabileceğini sanıyordun ha"

Ona doğru yavaşca döndüğüm de içimdeki buzlar yerinden oynadı sanki.
Hiç değişmemişti.
Ona baktığım da hala nefret duyuyordum. Yaşlanıyor muydu?
Onunla göz göze geldiğimiz an içimde bir şeylerin koptuğunu hissettim.

Oysa babalar kızlarının ilk aşkı olmazlar mıydı? Ben neden şuan sadece nefret ettiğimi hissediyordum?

"Sen... Sen benden ne istiyorsun, beni nasıl..."

"Seni nasıl bulduğumu soracaksan eğer kolay olduğunu söyleyemem. Sen nasıl bir evlatsın lan babanın geldiği şu hâle bak nasıl bana bakmazsın, fatih denilen adam mı kurtaracak seni ömür boyu"

"Beni yıllarca dövüp çalışmam için küçük yaşta sokağa atan bulduğu tüm parayı alkole yatıran adama mı bakmam gerekiyordu, senden nefret ediyorum defol git burdan"

"Senin sesin hâlâ çok çıkıyor"

Birkaç adım atıp yaklaştığı sırada istemsizce geriye doğru iki adım attım korkuyor muyum? bilmiyorum fakat tedirgin olmuştum. Tekrar bana el kaldırır mı? Beni yaka paça yerlerde sürüklemeye çalışır mıydı? Ya da...
Ben bu düşüncelerin içinde çırpınırken

"Artık böyle mi giyiniyorsun kimlere yamanıyorsun lan sen beni elaleme rezil mi edeceksin" diyerek üzerime yürümeye başladığı sırada geriye doğru sendeledim vurmak için elini kaldırdığını görmemle gözlerimi sımsıkı kapattım.

Bu anı en son 2 buçuk yıl önce yaşamıştım.
Bana tokat attığı sırada elimdeki çizimlerim ve çantam yere düştü.

"Buradan gideceğiz, evine döneceksin, benimle geliyorsun yürü"

Gözlerimin dolduğunu umursamayıp nereden geldiğini bilmediğim bir cesaretle bağırmaya başladım.

"Evime mi? Hangi evime? Beni her akşam dövdüğün o eve mi? İçip içip sarhoş geldiğin o eve mi? Bana daha fazla eziyet etme diye yurttan gelip aldıkları o eve mi hangi eve? Sen benim hiçbir şeyim değilsin ve ben seninle hiçbir yere gelmeyeceğim "

Ait olduğum yer +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin