20. BÖLÜM

430 18 35
                                    

Aradan iki saat geçmişti ve biz arabada sessizce oturmaya devam ediyorduk. Oturmaktan popomağırmış ve ayaklarım uyumuştu ama bundan şikayet edecek pozisyonda değildim.

"Adamımızın hangisi olduğunu nasıl anlayacağız?" Mırıldanarak konuştuğumda bakışlarım fabrikanıngirişindeydi. Ağaçlık bir alanda tepeden fabrikaya bakıyorduk ve dikkat çekmediğimize emindim.

"Namjoon, fotoğrafını attı. " Telefonunu bana doğru uzattığında bakışlarım ona döndü ve telefondaolan fotoğrafa kısa bir bakış atıp telefonu tekrar bay Min'e uzattım.

"Zaten koruma ordusu ile geziyordur. 'Ben sizin aradığınız adamım' dese daha az anlaşılır olur."Yorgun bir sesle konuştuğumda bay Min'in bakışlarını tekrar üzerimde hissettim ve ona döndüm.Yüzünde sitemle karışık bir şaşkınlık vardı. "Bildiğin şeyleri neden sürekli soruyorsun?"

Omuz silkerek dudaklarımı büzdüm ve bakışlarımı tekrar fabrikanın giriş kapısına çevirdim. "Öylekonuşmak olsun işte." Canım çok sıkılmıştı. Hareketsiz durduğumuz yetmiyor gibi bir de sessizduruyorduk. Bay Min, sürekli uyku uyanıklık arasında gidip geliyordu. Telefonumla oynayamıyordumçünkü şarjım bitmesin istiyordum. Kısacası çok sıkılmıştım.

"Duramıyorsun değil mi konuşmadan?" Bay Min, alaycı bir ifadeyle konuştuğunda göz devirdim vebakışlarım tekrar ona döndü. "Size çekmişim?" Gözlerimi kısarak alayla güldüğümde alaycı ifadesisilindi ve kaşları çatıldı. "Sana ben çok mu yüz verdim acaba?"

Bana yüz vermek? Gözlerim şaşkınlıkla açıldı ve bedenimi ona döndüm. "Pardon da ağzımasıçıyorsunuz? Yüz verme anlayışınız buysa diğer türlüsünü hem merak ediyor hem de ürküyorum."

Önceden olsa bunları bay Min'in yüzüne asla söyleyemezdim ama şu an sıkıntı yoktu. Önceki kadarondan korkmuyordum çünkü bana önce ki kadar ters davranmıyordu. Sanırım bu söylediğini onaylarnitelikteydi yani bana yüz vermiş olabilirdi. Yine de bunu kabul edecek halim yoktu.

"Bazen gerçekten cesaretini taktir ediyorum." Alayla gülüp bakışlarını benden çekti. "Sen böylekonuştukça seni uğraştırmak daha zevkli oluyor."

"Dosyaları düzenleterek mi bana ceza veriyorsunuz? Eğer öyleyse bu benim için yararlı bir şey."

Bay Min, kafasını usul usul aşağı yukarı sallayıp tehditkar bir şekilde gülümsedi. Bu gülüş daha çok şeygibiydi; siktim kızım belanı. Yine de bu beni korkutmamıştı çünkü artık düşüncelerimi içimdesaklamak şişmeme neden oluyordu. Zaten sıkılmıştım bir de onunla uğraşamazdım.

"Arabayı çalıştır." Bay Min'in talimatı ile arabayı anında çalıştırırken bakışlarım fabrika girişine gitti veçıkan arabaları gördüm. Siyah ve oldukça lüks olduğu belli olan arabalar fabrikadan uzaklaşırken bende anayola çıktım.

Fabrikadan çıkan üç araba saymıştım ve önümüze bizi fark etmemeleri için dört arabanın arayagirmesine izin vererek takibe devam ettim. Şehir merkezine doğru yaklaşırken arabalar lüks villalarınolduğu yola girdi.

"Telefonla konuşmalarını dinleyebilmek için yakında olmamız gerekiyor. Eğer korumalar varsa işimizzorlaşır."

Dudaklarımı kemirerek konuştuğumda bay Min herhangi bir cevap vermedi. Bakışlarım arkada durançantalara kaydı ve derin bir nefes aldım. Bütün gerekli malzemeleri Jungkook bize getirmişti veiçeride olan tüm telefon konuşmalarını duyabilecektim. Tabi yeterli yakınlığı sağlayabildiğimizde.

Arabalar büyük bir villanın bahçesinden içeri girdiğinde geride durarak onların içeri girişini izledim.Kapılar kapandığında bakışlarım bay Min'e döndü. "Ne yapacağız?"

GRUMPY PARTNERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin