"Olmasın mı sabahlar?"
Bir elimi Soo Bin'in bir elimi de Kang Joon'un omuzuna koyduğumda Kang Joon gülümseyerek karşılıkvermiş, Soo Bin ise göz devirmişti. Buraya gelirken itiraz etmemişti fakat pek de istekli olduğusöylenemezdi.
Üçümüz birlikte kalabalık bara giriş yaptığımızda Kang Joon ikimizi de öpüp üzerini değiştirmek içinpersonel odasına ilerledi. Kang Joon'un gitmeden önce bize gösterdiği yüksek bar taburelerineoturup etrafı izlemeye başladık. Bayılana kadar içmek ve kafamı boşaltmak istiyordum.
Yüksek sesli müziğe parmaklarımı bar tezgahına vurarak ritim tutturuyordum ve biliyordum ki birkaçkadehten sonra kendimi sahneye atacaktım.
Yukarı çıkan eteğimi aşağı doğru çekiştirip Soo Bin'e döndüm. "Ne ısmarlıyorsun?" Sabırsız birşekilde konuştuğumda Soo Bin umutsuzca kafasını iki yana salladı ve eliyle bar kısmını gösterdi. "Neistersen iç Haru. Ne diye soruyorsun ki?"
Gülümseyerek onu onaylayıp bar tezgahına yaklaşan Kang Joon'a döndüm. "Bana harikakarışımlarından birini yap. Ama böyle 'aman aman nerelere geldik' diyeyim."
Kang Joon, öne doğru eğdiğim kafama hafifçe vurup geriye ittirdi ve eline aldığı şişelerle harikakarışımını yapmaya başladı.
Büyük bir iş başarmıştık ve şu an kendimi ödüllendiriyordum. Güzel şeyler ödüllendirilmeliydi. Ben deonu yapıyordum. Aslında bu durumda bunu patronumun yapması lazımdı ama o tebrik etmekten bileaciz olduğu için ondan elbette böyle bir beklentim yoktu. Maaş alıp almayacağımı bile bilmiyorken birde beni eğlendirmeye asla getirmezdi.
Kang Joon'un önüme koyduğu bardağı alıp hızla dudaklarıma dayadım. Mavi sıvıyı yavaş yavaşboğazımdan aşağı gönderirken Kang Joon'un birden omuzuma vurmasıyla öksürerek kendimegelmeye çalıştım. "Gerizekalı boğuluyordum."
"Sus kız çıngıraklı yılan. Bahsettiğim adam burada." Kang Joon, heyecanla konuştuğunda bakışlarımıbaktığı noktaya çevirdim fakat o kadar kalabalıktı ki hangisi olduğunu anlayamamıştım. "Hangisi lan?"Gözlerimi kısarak adamı bulmaya çalışırken Kang Joon'un saçımı çekmesi ile bakışlarım anında onadönmüş ve saçlarımı elinden kurtarmıştım.
"Yapana kadar canım çıktı salak." Elimle bir saat uğraşarak şekil verdiğim saçlarımı düzeltirken KangJoon kınayan bir bakış attı. "Ne öküz gibi bakıyorsun? Az kalsın görecekti.""E sen bakayım diye söylemedin mi?" Şaşkınlıkla konuştuğumda Soo Bin de kafasıyla beni onayladı."Ben de baktım ki ama göremedim.""Yok zaten kalabalığa karıştı." Kang Joon, dudaklarını büzüp bıkkın bir nefes verdi. "Birazdan belkiiçecek bir şeyler almaya gelir." Kang Joon'un o adam ile alakalı hayalleri neydi tam olarakkestirememekle birlikte az çok tahmin ediyordum ama umarım o umduğunu bulurdu.
"Adamın, erkeklerden hoşlandığını bilip bilmeden boş hayaller kurma." Soo Bin, otoriter bir şekildekonuşup önündeki boşalan bardağı Kang Joon'a uzattı ve Kang Joon gözlerini devirerek bardağı çekipaldı. Ben üçüncü bardağa geçtiğimde ortam gözüme daha güzel gelmeye başlamış ve oturduğumyerden kalkıp ayakta hafif hafif dans etmeye başlamıştım.
Ben dans ederken Soo Bin gülerek beni izliyordu. Kang Joon ise fırsat bulduğu anlarda bizekatılıyordu.
"Geliyor geliyor." Kang Joon, heyecanlı bir şekilde konuştuğunda Soo Bin ile ikimizin bakışları anındaKang Joon'un baktığı yere katmıştı. Ben şaşkınlıkla gelen bedene bakarken Kang Joon kolumu sıkmıştıfakat kendimi gelen kişiye bakmaktan alıkoyamıyordum.
"Çatlak komşu bu." Soo Bin'e fısıldayarak konuştuğumda çatlak komşu yanımıza gelmiş ve bakışlarıbeni bulduğunda onun da yüzüne bariz bir şaşkınlık yayılmıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GRUMPY PARTNER
Fiksi PenggemarHuysuz bir dedektif ve onun tecrübelerine ihtiyacı olan bir çaylak. Not: 2020 yılında yayınlanan kitap. Yeni kurgu değildir. Bir takım sebeplerden dolayı kaldırdığım kitaplarımı tekrardan sıfırdan yeni hesap ile yayınlıyorum.