12. BÖLÜM

84 14 7
                                    

"Bunun ne işi var burada be?"

"Bir günlüğüne gidiyorum demişti ya Kang Joon."

"Bu kız zekasını hiç doğru alanda kullanmıyor. Adamı yatağa atsa hem çok zeki bir çocuğu olacak hemde adam buna daha iyi davranacak."

Seslerden anladığım kadarıyla tam tepemde konuşuluyordu ve yine gelen sesten anladığım kadarıylaSoo Bin, Kang Joon'un kafasına vurmuştu."Kızın yanında da böyle konuşup aklını karıştırma. Kız çalışıyor."

Canım Soo Bin, ne kadar da haklıydı. Kang Joon, gerçekten aklımı karıştırıyordu. Gözlerimi hafifçearaladığımda Kang Joon ve Soo Bin'i kapının önünde gördüm.

"Karışsın kafası. Burada mantıklı olanı söylüyorum. Adamın aklını alsa hiç eziyet çekmez yalan mı?"

Soo Bin, tekrar Kang Joon'un kafasına vurduğunda bıkkın bir nefes verip yatakta doğruldum. Çokfazla uyumuştum ve şu an ayılmak için büyük bir efor sarf etmem gerekiyordu. Gerçi bu görevi KangJoon ve Soo Bin yerine getiriyor gibiydi.

"Aklın fikrin yatakta. Duyan da gecelerin hızlı playboyu zanneder. En son ne zaman seks yaptın ki?"Soo Bin, acımadan Kang Joon'a lafları sokarken uykulu bakışlarım hala onların üzerindeydi. KangJoon, gözlerini kısarak sinirli bir bakış attı ve hayal kırıklığı ile kafasını iki yana salladı. "Dost musundüşman mı?" Ben yataktan kalktığımda ben ikisinin de bakışları bana döndü.

"Selam." Elimi havaya kaldırıp ayaklarımı yere sürte sürte yanlarından geçecek iken Kang Joonkolumdan tutarak beni durdurdu.

"Seviştiniz değil mi? Ondan bu kadar yorgunsun?"

Kang Joon, hevesle yüzüme bakarken göz devirip kolumdaki elini ittirdim. "Hıhı sabahlara kadarçılgınca seviştik." Yanlarından geçip banyoya girdim ve elimi yüzümü yıkayıp banyodan çıktım. SooBin, çoktan mutfağa girmişken Kang Joon banyo kapısında beni bekliyordu.

"Kız doğru söyle seviştiniz mi?"

Kang Joon'un omuzundan iterek bıkkın bir nefes verdim ve salona doğru ilerledim. "Kang Joon,adamın umurunda değilim. Ayrıca adam her boş bulduğu zaman diliminde uyuyor. Yani istesem deadamı yatağa atamam."

Salondaki koltuğa kendimi bıraktığımda Kang Joon vazgeçmemiş ve hemen yanıma oturmuştu. "Kız,erkek değil mi bu adam? Seks için her zaman enerjisi vardır. Sen beceremiyorsundur."

Omuz silkerek dudaklarımı büzdüm. "Belki de kadınlardan hoşlanmıyor." Bu zamana kadar hoşlandığıtürü algılayacak bir hareketini görmediğimden her türlüsü ihtimal dahilindeydi.

"O zaman bana ayarla." Kang Joon, bağırarak heyecanla konuştuğunda suratımı buruşturdum. Tamona saçmalamaması gerektiğini söyleyecek iken mutfaktan çıkan Soo Bin kafasına sağlam bir tanevurarak onu susturmuştu.

"Sen bu akşam bara gitmeyecek misin? Kalk hazırlan, boş boş konuşma."

Kang Joon, kafasını ovalarken bıkkın bir nefes verip ayağa kalktı. Bakışları bana döndüğünde tam birşey söyleyecek iken ona fırsat vermedim. "Bu gece biz de gelelim mi? Eğleniriz?"

Kang Joon, bir süre gözlerini kısarak yüzüme baktıktan sonra beni onayladı. "İçtiklerinizin parasınıödeyeceksiniz." Ona kınayan bir bakış attığımda gözleri şaşkınlıkla açıldı. "Ne? Resmen sünger gibiiçiyorsun ve maaşımdan kesiliyor."

Dudaklarımı büzerek omuz silktim ve üzgün bakışlarımı ona yolladım. "Bu ay ki bütçem suyunu çektive param yok. Ama biraz eğlenmek istiyorum." Ayrıca onların götünü kurtarmıştım ve bu kadarını hakediyordum. Her ne kadar onların bundan haberi olmasa da olan buydu yani.

"Tamam tamam ben hallederim." Soo Bin, eliyle Kang Joon'u kovalarken gülümseyerek Soo Bin'edöndüm. Yüzümdeki kocaman gülümseme ile ona teşekkür ediyordum ve o da bunun farkındaydı.

"Yemek yiyip çıkarız." Soo Bin, mutfağa doğru ilerlerken kaşlarım çatıldı. Normalde onu ikna etmemizgerekirken o çok çabuk kabullenmişti. Bu işte bir iş vardı ve nasılsa öğrenirdim.

Odadaki telefonumdan bildirim sesi geldiğinde hızlı adımlarla odaya girdim ve komodinin üzerindekitelefonu elime aldım. Bay Min'den gelen mesajı hızla açarken beni çağırmaması için dua etmeyebaşladım. Bu gece eğlenmek istiyordum.

Bay Min: kafeler temizlendi.

Haru: haber verdiğiniz için teşekkür ederim.

Bay Min, gönderdiğim mesajın ardından bir şey yazmayınca göz devirdim. Rica ederim yazmak çokzor değildi ya.

Haru: Yarın kaçta geleyim?

Hazır mesaj atmış iken bu konuyu da aradan çıkarmakta fayda vardı. Hem azıcık iletişim kursakölmezdi yani.

Bay Min: 10

Haru: Bugün iyi iş çıkardım değil mi bay Min? :)

Kendime övgü beklerken gelen mesaj ile göz devirdim.

Bay Min: he he

Haru: sizi de tebrik ederim bay Min gerçekten mesajı çok zekice çözdünüz

Bay Min: evet

Haru: Bilerek böyle yapıyorsunuz değil mi?

Bay Min: ?

Haru: nasılsınız bay Min? Dinlenebildiniz mi?

Bay Min: yok

Haru: Neden ki? Akşama kadar uyumuş olmanız gerekmiyor mu? Uyumadınız mı?

Bay Min: uyudum.

Haru: o zaman dinlenmiş olmanız gerekiyor.

Bay Min: mesajla bile başımı ağırtıyorsun çaylak.

Haru: niye ki? İki sohbet ettik diye başınız mı ağırdı?

Bay Min: evet

Sinirden gülerken kafamı iki yana salladım. Mesaj yazmaya üşeniyordu ya. Adamı konuşturmak içinyoğun bir çaba harcıyordum fakat olmuyordu. Gelen cesaret ile parmaklarımı telefonda gezdirdim vemesajı gönderir göndermez ufak bir pişmanlık bedenime yayıldı. Umarım ağzıma sıçmazdı.

Haru: mesaj yazmaya da mı üşeniyorsunuz? Parmaklarınızı oynatmak çok yorucu olmalı. Siz dehaklısınız tabi.

Bay Min: bu aralar sesin çok çıkıyor. Beni kızdırmak istemeyeceğini düşünüyorum. Ayrıca benüşengeç değilim, gereksiz şeyler için enerji harcamayı uygun görmüyorum. Umarım anlamışsındır.Hayatımdaki en uzun mesajı bana yazdırdığın için de tebrikler.

Mesajı tek nefeste okuyup suratımı buruşturdum. Hayatında yazdığı en uzun mesaj bu muydu? Benmesajla hayat hikayemi bile anlatıyordum. Her ne kadar üzerine gitmemem gerekse de şu anyanımda olmamasının verdiği cesaretle cevap yazdım.

Haru: bence rica etmek ya da teşekkür etmek çok da gereksiz değil.

Bay Min: hala mı? Canım kullanmak istemiyor?

Haru: kibar bir insan olmak sizin için iyi bir şey bay Min.

Bay Min: sen şu an bana kaba mı diyorsun?

Haru: yooo

Bay Min: yanımda olmadığın için böyle cesaret hapı içmiş gibi davranıyorsan sana ufak bir hatırlatma.Hala benimle çalışıyorsun çaylak

Haru: teşekkür iyi geceler bay Min

Bay Min'den herhangi bir cevap gelmediğinde telefonu yatağın üzerine attım.

"Yemek hazır."

Soo Bin'in mutfaktan gelen sesini duyduğumda bıkkın bir nefes verip ayaklarımı sürüyerek mutfağadoğru ilerledim. Çok acıkmıştım.

Karnımı doyurduktan sonra bu gece çok içip içip dağıtacak ve çılgınca eğlenecektim. Yani ben öyleolacağını düşünüyordum.

GRUMPY PARTNERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin