Son toplu sınavlarımız da sona erdiğinde, okuldaki tüm 12. sınıfları büyük bir telaş kaplamıştı. Jake ve ben dışında neredeyse herkes her köşede ders çalışıp test çözüyordu.
Arada Jay ile öğrenci-öğretmen ilişkisi içerisinde konuşuyorduk, elbette o konuşmayı başlatan taraf oluyordu,
annem belli ki onla konuşmuştu çünkü ricası üzerine son bir ay kala derse gelmişti eve, onca olan şeye rağmen.Ondan nefret falan etmiyorum, ama eskiden hoşlandığım halini çok özlüyorum. Keşke aynı şekilde olabilseydik. Jay'in aynı şekilde davranmayacağını ve aramızda gene romantik birşeyler yaşanmayacağını biliyorum.
"Lavaboya gidip geleceğim hemen, sende şu son iki soruyu çöz."
O lavaboya gittiğinde tüm dikkatimi sorulara vermişken, telefonundan gelen bildirim sesi dikkatimi dağıttı.
Normalde hiç telefonuna bildirim gelmezdi biz ders yaparken, içimdeki meraka engel olamayıp ekranı açtım.
Gelen bir mesaj bildirimiydi, ekranı kaydırdığımda yüzüm düştü.
bebeğim, gelirken meyve suyu alır mısın?
Ekranı hemen kapattım ve kapının açılması ile soruya geri döndüm. Yanıma geri oturduğunda mesajı gördüğümden haberi yoktu, telefonu eline aldı ve mesaj yazarken bir anda arama gelmesi ile ayağa kalktı.
"Bir dakika, geleceğim."
Kapıyı kapatıp koridorda telefonla konuşurken, kulağımı kapıya dayayıp ne söylediğini anlamaya çalışıyordum.
bebeğim?
Bu kesinlikle bir kadın sesiydi.
ah evet tamamdır, alışveriş listesine onları da eklerim.
Zaten o kadın sesini duyduktan sonra kulağım doğru düzgün başka birşeyi işitmemişti, önüme döndüm ve boş gözlerle teste baktım o gelene kadar.
Jay geldiğinde değişen ruh halimi anlamıştı.
"O kimdi?"
Telefonunu masaya bıraktı, yüzüne bir gülümseme gelmişti.
Ve işte daha da dehşete düşüyordum.
"Bu yaz nişanlanacağız, büyük alışveriş merkezindeki kahvecide çalışan nazik bir kadın."
Kalp atışlarım hızlanmıştı ve şok olmuştum kelimenin tam anlamıyla, bunu hiç beklemiyordum; gözlerimden belliydi aslında ne kadar hayal kırıklığına uğradığım ama göz yaşlarımı tuttum.
"Şu an mutlu musun? "
Sesim titremişti, kendime engel olamamıştım. Jongseong sesimdeki o ince tonu duyduğunda üzüldüğümü anlamıştı, ben üstüne gülmeye çalışsam da gözümden süzülen yaşla beraber gözlerimi kapayıp bir süre akmalarına izin vermiştim.
"Jungwon, ağlama lütfen."
Ah, inanamıyorum.
"Gerçekten seni üzmek istemedim, ama yapamazdık. Başından beri sana böyle yaklaşmamalıydım. Ben suçluyum."
Gözlerimi açtım, hıçkırıklara boğulmak istemiyordum. Derin bir nefes alarak boğazımın acısını ve göz yaşlarından oluşan şelaleyi dindirmeye çalıştım.
Zaten bizim bir ilişki içerisinde olma ihtimalimiz yoktu bile..
"Anlıyorum.. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2 (Jaywon)/Tamamlandı
Fanfictionhayat bazen size hiçbir şey mana etmeyebilir, ona da etmiyordu zaten. ama basit bir edebiyat öğretmenini gözünde çok büyütmüştü. (angst)