Bugün yaşadığım kötü olaydan sonra Jaeyun ile konuşmak gerçekten çok iyi gelmişti, Jay'i bir daha okulda göremedim, ne o ne de arabasından bir eser vardı. Okul bitmeden önce iyice ne yapacağımızı tartıştıktan sonra sonunda bir karara varmıştım.
Eve gittiğim gibi annemin telefonunu aldım ve rehberindeki kişilere baktım, tam da tahmin ettiğim gibi onun numarası oradaydı. Sahiden, şu ana kadar neden onun numarasını almamıştım da hep yüz yüze gelmeyi beklemiştim? Kendi telefonumdan ararsam açmayabilirdi, açsa da belki konuşmak istemezdi ve engellerdi; daha sonra da onunla bir daha kendi numaramdan iletişime geçemezdim, elbette ki engelleyeceğini düşünmüyordum ama ne olacağını bilemezdim, bu yüzden annem ne yaptığımı sorduğunda telefonunu geri verirken mutfak masasına oturdum.
Annem mutfakta bir şeyler hazırlıyordu."Anne, Jongseong hocayı iki gündür okulda çok telaşlı ve yorgun olarak görüyorum. Sanırım bir şeyler olmuş, ben sormaya çalıştığımda morali çok bozuktu. Arayalım mı?"
Annem elindeki tabak çanağı bırakıp hemen masaya, yanıma oturmuştu.
"Ben bir arayayım."
Rehberini açıp onun adının üstüne tıkladı.
Park Jongseong (Jungwon'un öğretmeni)
"Anne hoparlöre alsana, ciddi bir şeyi var mı yok mu öğrenmeliyim. Dersi de erteleriz ona göre"
Ben böyle dedikçe annem daha da endişeleniyordu, istemsizce içime bir gülme gelse de Jay'in telefonu açması ile hemen ciddileştim.
"Merhaba Bay Jongseong, nasılsınız iyi misiniz?"
"Merhaba Bayan Yang, teşekkür ederim iyiyim siz nasılsınız?"
İyi? İyiysen neden ben iyi olduğunu göremiyorum?
"Ben de iyiyim teşekkür ederim. Jungwon sizden bahsetti bugün bana, çok yorgun ve bitkin gözüküyormuşsunuz. Acaba bir rahatsızlığınız mı var veya kötü bir haber mi aldınız? Durumunuzu sormak için aradım"
"Ahh, anladım. Durumum gayet iyi. İkinci dönem toplantılarını erken yaptık, sınav senesinde olan öğrencilerimiz için sıkı bir çalışma programı üzerinde çalışıyorduk. Biraz yoğunuz 12. Sınıf öğretmenleri olarak, sorduğunuz için teşekkür ederim endişelenecek bir şey yok."
Her şey bu muydu yani?
Tüm kalbimle sorunun bu olmasını umuyorken, annem öğrencilerle ne kadar yakından ilgilendiklerini överek iyi akşamlar diledi ve telefonu kapattı.
İçim tamamen rahatlamış sayılmazdı ama gene de bu kadarına bile ulaşamamış olabilirdim onun şuanki hali hakkında, o yüzden kendime bu gece; sabah olanlar hakkında ağlamama sözü verdim.
Odama gidip Jake'e de olanları anlattıktan sonra hiçbir şey yapmadan uyudum.
-----------
Jungwon dün gece ağlamadan uyumayı başarmıştı. Sabah, içinde büyük bir telaşla uyandı ve okula gitti. Doğru düzgün kahvaltı edememişti, Jaeyunla karşılaştığında beraber kantinden bir şey alıp yediler. Bugünün edebiyat dersini iple çekiyordu, her şeyi düşünmüş ve taşınmıştı fakat ne yazık ki ders saatinde Jongseong gelmedi. Jungwon o kadar hayal kırıklığına uğramıştı ki, öğlen Jaeyun'un onun moralini düzeltmek için anlattığı şeyleri dinlerken sürekli başka yerlere dikkati dağılmıştı.
Son dersten çıktıklarında Jaeyun'a Jongseong'u bekleyeceğini söylemiş, sırf bu yüzden inat edip ona bağırmıştı. Arkadaşı onu alttan alarak gittiğinde sınıfın penceresinden dışarıyı izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2 (Jaywon)/Tamamlandı
Fanfictionhayat bazen size hiçbir şey mana etmeyebilir, ona da etmiyordu zaten. ama basit bir edebiyat öğretmenini gözünde çok büyütmüştü. (angst)