Adam yattığı yerde hafifçe ürperirken, sessizce, odada var olan yeni ağırlığı tartıyordu.
Yine yalnız gitti diye düşünmesinin ardından, neredeyse gün ağarmak üzereydi ve beklediği kişi ancak dönebilmişti. Buna rağmen uyuyor gibi yaparak, gelen kişinin sıcak vücudunun yavaşça yanına yerleşmesine ve neredeyse anında uyuyakalmasına izin verdi. Ve adam; O, huzursuz diyarlarda gezinirken kaskatı kesilen vücudunu, her şeyden korumak istercesine sarmaladı.
BULUŞMA
CRAIG
Odadan gelen seslere karşılık kaşlarımı çatarken içeriye adımımı atıyorum.
Her zaman aynı anda hem burada hem de milyonlarca yerdeymiş gibi görünen Tank, ışığın saçlarında altın rengi haleler yarattığı Ceb, egzotik kıyafet seçimine rağmen her zamankinden daha katı Mickey ve onların tam karşısında fazlasıyla hareketli Isac'in bile kaşlarını çatarak bakışlarını yoğunlaştırmasına neden olmuş olan Samira.
Dimdik duran sevgilim henüz kapanmamış konuya son noktayı koyarcasına, bana özel gülümsemesiyle ışıl ışıl yanıma geliyor.
"Ne tartışıyordunuz?" diyorum soruma cevap vermeye istekli ve fazlasıyla gergin meleklere bakarak.
"İşler güçler" diyor Samira gözlerini devirip ufak bir gülümsemeyle parmaklarının ucuna yükselirken. Çenesinden tutup gözlerine bakarak ne düşündüğünü söylemesi için yalvarmak istesem de yaptığım tek şey onu öpmek oluyor.
Boğazını temizleyen Mickey'e dönerken, kaşları çatılan Samira'yla, yüzü endişeli bir hal almış Ceb konuşuyor.
" Lütfen Lumiére, en azından bir kez daha düşün."
"Güven bana Ceb, zaten düşünüyorum."
Beni şaşırtarak bir nefes verip başını iki yana sallıyor. Birine karşı yenilgiyi kabul eden melekler, kabul edilemez.
Baş işaretleriyle yapılan selamlaşmalar sonrası dört melek de salonu terk eder etmez;
"Bana anlatmayacak mısın?" diyorum beklentiyle.
"Henüz değil" diyor kollarımdan ayrılırken gülümseyerek.
"Samira... Eğer bana hiçbir şey anlatmazsan, seni nasıl koruyabilirim?"
" Beni rüyalarımdan koruyorsun, inan bana bu gerçekliğin kendisinden çok daha önemli."
" Lanet olsun Samira" diyorum sinirlenerek "Gecenin bir yarısı nereye olduğunu söyleme zahmetine bile katlanmadan gizlice evi terk ediyor ve ancak gün ağarırken yorgunluktan bayılır bir halde geri dönüyorsun. Kükürt kokularıyla..."
Benim sinirimin aksine tamamen düz bir ses takınarak;
"Sen uyanık mıydın?" demekle yetiniyor karşımdaki inatçı kız.
"Ben senin koruyucunum Samira. Senin. Lanet. Koruyucun. Ve korumakla görevli olduğum Gardiyan, gecenin lanet bir vakti, yatağımı terk etmeye karar verdiğinde bunu fark etmezsem, ölmüşüm demektir!"
SAMİRA
Hissettiğim hayal kırıklığını yüzüme yansıtmamaya özen göstererek gülümserken;
"Bak" diyorum sakince "sen istesen de istemesen de beni zaten koruyorsun. Yanındayken uyuyabiliyorum"
Ve belli ki şimdiye kadar sadece bunu yapabiliyorum.
"bunun ne kadar önemli bir şey olduğunu bilemezsin."
"Bu benim özel-"
"Özellikle yaptığın bir şey değil, evet ama bu ne kadar önemli olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Beni kendimden koruyamazsın Craig. Yapmam gereken işler var ve sana söyledim, gittiğim yerlere gelmen demek kimliğimi açığa çıkartman demek. Bu kolye benim auramı gizleyebiliyor ve ben de onu gittiğim yere uygun kamufle olacak şekilde gösterebiliyorum. Senin auranı örtebilecek bir şey bulana kadar da yanımda gelmen mümkün değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GARDİYANLAR 'L'
Fantasía2. KİTAP TAMAMLANDI +13 İÇERİK GARDİYANLAR serisinin 2. kitabı olan GARDİYANLAR 'L' ile birlikte Samira'nın hayatı vampirler, melekler ve büyük bir savaşla birlikte rayından çıkıyor. Ve belki kalbi de öyle ;) Lucifer'ın tohumları onun peşinde...