...
"Mell?"
Sessizlik.
"Mell?!" Tanrım. Tanrım. Tanrım. "Craig! Math!"
Sessizlik. Sessizlik ve lanet sessizlik.
Gözlerimin açık olduğundan eminim ama şu an diplerinde tuttuğum ellerimi bile göremiyorum.
Korkumu bir an için yutup zihinimi boşaltırken, gözlerimi kapatıp ellerimi iki yanıma indiriyorum.
Sen ışıksın. Yan!
Ve ışık oluyor.
Aynı anda göz kapaklarımın üzerinden hızla hareket eden gölgeler geçerken, nihayet daha da güçleniyorum. Gözlerimi açarken çevremde oluşan ışığın öfkeli versiyonu da gözlerimde yanıyor. Emrimi beklercesine dans eden gücümü her yere yayıyorum. Ta ki arkadaşlarımın her biri görüş alanıma girene kadar.
"Samira." diyor Mell engelleyemediği bir titreyişle bendeki öfkenin aynısını taşıyan Math'in güven verici sıcaklığına sokulurken. Kendi koruyucumun da kalemini hızla kılıca dönüştürüp yanımdaki yerini alışını başımı sallayarak kabul ediyorum.
Mell'e cevap vermektense neler döndüğünü tahmin ederek, ışığımla her birini yeniden güvende hissettirip toparlanmalarını sağlıyorum. Daha çok da Mell'i tabi.
"Lumiére" diyor ışığın şekillendirdiği gölgelerden biri "gelişinizi beklemiyorduk."
Öfkeyle öne doğru ilerlerken, hızla harekete geçen koruyucular silahlarıyla bizi aralarına alıyorlar. Craig'in başını hafifçe iki yana sallayışına karşı gelmek istesem de, mantıklı davranmaya çalışarak kabul ediyor ve yerimde kalıyorum.
"Les nerede?"
"Tam olarak benim yanımda." diyor karanlık şekillerden biri kocaman taht gibi bir şeyin üzerinden. Fazlasıyla değerli taşlarla parlayan şeyi birbirine bağlayan o beyazlıklar umarım sadece ahşaptır.
"Kendisiyle bir anlaşmamız var." diyorum diğer gölgelerin arasında korkuyla sinmiş Les'e bir bakış atarken.
"Ne yazık ki onu serbest bırakmamız mümkün değil Lumiére. Aile meselesi, bilirsin. Çok uzun zamandır kaçaktı."
"Benim de onu burada bırakmam mümkün değil. Anlaşma anlaşmadır. Sözünü tutması gerekiyor."
"Kızımın ne olduğunu biliyor musun Lumiére?"
Kızım?
"Evet." diyorum karanlıkla savaşmak isteyen ışığı kontrol altında tutarak "Tıpkı sizin gibi, o da bir cin."
Karşıdan kahkaha olduğunu düşündüğüm garip bir ses yükselirken Craig'in kılıcı kendi gücüyle parlıyor.
"Tam olarak değil Lumiére. O bir ifrit. Bunun ne demek olduğunu biliyor musun?"
"Haber çalanlar." diyor Mell fısıltıyla ve benim şaşkın bir kaş çatışla kendisine bakmama neden oluyor.
"Doğru, gardiyan. O bir haber çalan. Aslında son haber çalan da diyebiliriz."
"Yani?" diyorum sadede gelmesini isteyerek.
"Yani," diyor karanlık şekil "gökyüzünden atılmamıza neden olan kişidir o. Çaldığı son haber o kadar büyüktü ki, sonsuza kadar yeryüzüyle cezalandırıldık. O zamandan beri de kayıptı. Şimdi yaptıklarının sonucuyla yüzleşmeli."
Karanlıktan yükselen intikam isteğini görmezden gelerek;
"Bu kadar önemli ne haberi çalmış olabilir ki?" diyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GARDİYANLAR 'L'
Fantasy2. KİTAP TAMAMLANDI +13 İÇERİK GARDİYANLAR serisinin 2. kitabı olan GARDİYANLAR 'L' ile birlikte Samira'nın hayatı vampirler, melekler ve büyük bir savaşla birlikte rayından çıkıyor. Ve belki kalbi de öyle ;) Lucifer'ın tohumları onun peşinde...