"13. Bölüm : Ateş"
Bahçede, çimenlerin üstünde oturmuş kafamı dinliyordum. Fakat kafamı dinlemek bana hiç iyi gelmiyordu, çünkü kafamdaki düşünceler iyi değildi. Hava çok soğuktu, çünkü Aralık ayına girmiştik. Kar olmamasına rağmen çok soğuktu ve üstümdeki hırka beni ısıtmıyordu.
Üşümeyi sevmiyordum... ama şu an üşümekten başka çarem yoktu.
Bir haftadan fazla geçmişti. Dün taburcu olmuştum ve hastanedeyken sadece Bora benimle ilgilenmişti. O beni mutlu etse de, bir şeyler çok eksikti. Birisi çok eksikti... ve beni böyle yalnız bırakması hayal kırıklığına uğramama sebep olmuştu.
Bacaklarımı kendime çekmiş, kollarımı dizlerimin üstüne koymuştum ve kafamı kollarımın üzerine yaslamıştım. Çimenleri, havuzu, ağaçları, yıldızları izledim ama hiçbiri tatmin etmemişti. Hiçbiri bana iyi gelmiyordu.
İyi hissetmek istiyordum sadece ama bunu her seferinde herkes bana çok görüyordu.
"Abla, delirdin mi?"
Arkamdan gelen sese döndüğümde uykulu kardeşimi gördüm. Yüzümde mutluluğu andıran küçük bir tebessüm hayata geldiğinde bana kızması çok tatlıydı.
"Ya! Abla, hemen içeri giriyorsun! Buz gibi dişarısı, kısacık şeylerle çıkmışsın bir de!"
Israrları üzerine onun yardımıyla yerden kalktım ve kol kola içeri girdik. Bahçenin kapısını kapattığında beni koltuğa oturttu ve iki battaniye örttü üzerime. Yanıma oturduğunda başını omzuma yasladı ve kollarıyla sarıp sarmaladı beni, yaralarıma dikkat ederek. "Daha iyi mi? Isındın mı?"
Başımı olumlu anlamda salladım.
Tam olarak ısınamamıştım...
İçim üşüyordu, Bora. İçimi de ısıtabilir misin kardeşim?
"Yaraların nasıl abla? Ağrın sızın var mı?"
"Ağrım yok." dediğimde biraz yalan söylemiştim. Yaptığım kazada kaburgalarım çatlamıştı, hareket etmemde bir sorun yoktu fakat ağrım vardı. Bedenim yara ve morluk içerisindeydi, ağrı kesiciler işimi kolaylaştırsa da öncesinden çok daha bitkin hissediyordum. "Sadece bitkin hissediyorum. Merak etme sen beni."
Kafama kondurduğu öpücük gözlerimi yummama neden olduğunda elleriyle saç tellerimi sevdi. "Çok korktum. İyi ki buradasın. İyi ki yine benimlesin abla."
"Ben seni bırakmam derken ciddiydim, Bora." derken mayışmıştım. "Benden kurtulamazsın."
"Beni kendinden kurtarma, olur mu?" dediğinde yüzümde bir gülümseme oluştu. "Ve... abla ben..."
"Evet bebeğim?"
"Abla, ben çok özür dilerim." dediğinde sesindeki gözyaşlarını duyuyordum. "S-sana ettiğim her kelime yüzünden. O pislik kız yüzünden sana dediğim her şey yüzünden çok özür dilerim. Çok pişmanım ve yüzüne nasıl bakabilirim bilmiyorum. Abla ben çok üzgünüm..."
Kalkacaktım ama buna izin vermedi, kafamı göğüsüne bastırarak saçlarımı sevdi. "Hayır, bakma bana. Korkuyorum..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz (+18)
RomanceFırtına gibi bir kadın. Rüzgar gibi bir adam. Kadın, cinayet kadar gürültülü. Adam, ölüm kadar sessiz. Peki fırtına gibi esen gözünü intikam bürümüş o nefret dolu kadın, adamın acılı sessiz rüzgarında huzur bulursa, neler olabilir? --- ‼️Ağırlıkla c...