BÖLÜM 38.

416 26 13
                                    

Bölüm Yağızın ağzından:)







"Aleda çık konuşacaklarımız var.Lütfen"

Kapıya hızla vururken bir Umut çıkmasını bekledim.

Çıkmadı.

Vazgeçmedim.

Yine üst üste vurdum.

Dün gece neler olmuştu... Hepsini hatırlıyordum. Hiçbir dediğimdende pişman değildim.

Hepsi gerçekti.

Ben Aledaya aşık olmuştum. Köpek gibi aşık olmuştum ben bu kıza.

Öl dese bir saniye düşünmeden ölürdüm.

Şimdi de sadece sarhoşken değil ayık kafayla da ona aşık olduğumu söyleyecektim. Emindim.

Kimseye vermezdim onu. Kimseyle paylaşamazdım. O Bora denen herif ona her yaklaştığında ben deliriyordum. Ama hiçbirsey diyemiyordum. Çünkü bir vasıfa sahip değildim.

Şimdi söz sahibi olma zamanıydı.

Kapıya tekrardan yine sertçe vurduğumda kapı açıldı. Kapıdan ise yeni uyanan bir adet uyuyan prenses çıktı...

Her uyandığında bu kadar tatlı mı oluyordu gerçekten Aleda?

Neden o zaman her sabah uyandığımda onu böyle görme şansım yoktu ki...?

Onu görünce yüzüme düşen gülümsemeyi engelleyemedim. Benim aksime o somurtkan bir ifade ile bana bakıyordu.

"Aleda güzeli-"dememe kalmadan o lafımı kesip konuşmaya başladı. Ses etmedim. Gerçi şuan kafamı kesse yine ses etmezdim.

"Dün gece olanlar için geldiysen sorun değil. Anlıyorum ben seni. içmişsin sonrada gidecek bir yer bulamayıp gecen iyice şenlensin diye yanıma gelmişsin. Bende gerekeni yaptım. Merak etme hiçbirsey olmadı. Şimdi sorsan dün gece ne dedin diye? Hiçbirsey söylemem. Çünkü hepsini unuttum.Bitti."

Yalan söylüyordu. Unutamazdı. Benimle ilgili olan hiçbirşeyi Aleda unutmazdı.

Kırgın yada sinirliydi biliyordum. Ama eninde sonunda kalbini tekrar kazanacaktım. Benim olanı geri alacaktım.

Bu sefer ben konuşmaya başladım kendimden emin şekilde. O güzel yeşil gözlerine bakıp hemde.

"Dün gece ne söylediysem hepsinin arkasındayım"dedim tek nefeste. Önündeki ellerini yavaşça tutup okşadım. Elleri buz gibiydi. Her uyandığında böyle mi oluyordu elleri acaba?

"Ben sana aşığım Aleda. Kör kütük aşığım ben sana"dediğimde avucumun içindeki elleri yavaşça kıpırdadı ama çekmedi ellerini.

Yüzünden ise hiçbir mimik okunmuyordu.

"Sen yağmur olsan ben bulut olurum"durmadım devam ettim"Sen yeryüzüne düşen yağmur damlası olsan ben toprak olurum"

Gözlerimde olan gözlerini hızla kaçırıp ellerinide benden çektiğinde ellerim öylece boş kaldı.

Ama dediğim gibi vazgeçmek yoktu.

Bakışları başka tarafa bakarken konuşmaya başladı.

"Senin toprağında benden sonra çok yağmur yağmış Yağız ağa. Seller fırtınalar kopmuş orada.Ve ben oraya düşen zavallı yağmur damlalarından olmam."

Dediğinde kalbimin sıkıştığını hissettim.

Ben onun kalbini paramparça yapmıştım biliyordum. Şimdi de her parçasını toplayıp öpüp koklamak istiyordum. İzin vermezdi biliyordum. Ama ben ona bu kadar yakınken uzakda duramazdım.

Yıllar sonra atan kalbimi susturamazdım.

"Beklerim"dedim hiç beklemeden"Hep beklerim. Eğer sonunda bana geleceksen ben hep seni beklerim Aleda"

Söylediklerimle küçük bir kıkırdama kaçtı dudaklarından. Gülüşü bile güzeldi...

Bir insan birinin herşeyine aşık olabilir miydi?

"Beklersin öyle mi?"dedi bana bakıp hâlâ gülerken.

Hızla kafamı salladım evet anlamında. Onun ise gülen yüzü düştü. Ciddileşmişti bir anda.

"Ben kendimi bile bile ateşlere atmam"dedi net bir ses tonu ile. Ama gözleri asla öyle söylemiyordu.

"Ama ben o ateşte çoktan yandım Aleda. Kül oldum..."dediğimde gözlerini yine kaçırdı.

"Bende yandım"dedi düz tutmaya çalıştığı sesi ile"Ama bak? Hayattayım. Yaşıyorum ölmedim."dediğinde bu sefer gözlerime daha derin baktı.

"Sen üç günlük aşkın ile benim 10 yıllık aşkıma meydan mı okuyorsun? Yazık..."

Durmadı. Kalbim paramparça oldu ama o durmadı devam etti.

"O köprünün altından çok su aktı Yağız. Ben kalbimi susturdum. Şimdi sıra sende. Ya o kalbini sustur yada söyle o kalbine birdaha gelip değmesin gözlerime"

"Kalbim senin için atarken susamaz. Kalbim bir seni görmek isterken gözlerine bakmamazlık yapamaz"

Sertçe yutkunup odanın kapısını kapattı. Kapatmadan hemen önce durdu ve sanki son kez bana bakıyormuş gibi konuşmaya başladı.

"Bitti Masal."dedi Yeşil gözleriyle bana bakarken.

Sonum olacaktı o yeşil gözleri... Sonum böyle güzel olacaksa ben razıydım bitmeye.

"Masal bitmedi."dediğim gibi hızla eğilip küçük ve naif olacak şekilde yanağına bir öpücük kondurdum.

Öpücüğün etkisi ile donduğunda ben konuşmaya devam ettim.

"Prens prensesi öptü ve masal yeni başladı"












GERİ DÖNÜŞ OLSAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin