[22](Han Jisung)

268 46 81
                                    

˖◛⁺

8 Temmuz
(Kaesong kampında ilk gün)

Sevgili bilinmeyen,

Ah bu çok saçma... Mektubu kime yazdığımı bile bilmiyorum. Sevgili... Felix? Hayır... Kafam çok karışık. Kimse bunları okumayacaksa neden yazdığımı da bilmiyorum. Sanırım sadece hayatımda bu kadar çok şey olup biterken içimi dökecek birilerine ihtiyacım var. Bulunduğum düşman topraklarında tek imkanım mektuplar. Ne diyebilirim ki,

Berbat bir durum.

Yabancı hissediyorum... Seul'deki evimde ya da kışlada mektup yazmaya alışkınım. Kendimi oradaymış gibi hayal etmek istiyorum ama hayır, mümkün değil. Kilometrelerce uzaktayım ve buradan çıkış yolu şu anlık yok. Bunu kavradığım her saniye panik atak geçirecekmişim gibi hissediyorum...

Dün gece... Sınır köyündeki o evde kuzeylilerle karşılaşmadan önce birçok şey hissettiğimi hatırlıyorum. Gözlerimi Pyongyang'da açtığımdaysa adeta hissizleşmiş gibiydim. Hala albay Bang'in ne kadar sinirlenmiş olabileceğini düşünüyorum, tanrım... Haksız da sayılmaz, büyük bir bela ve büyük bir başarısızlık. Peşimi bırakmaya karar verip beni buraya mahkum bıraksa ona hak vereceğim. Peki ya Felix? Günışığından parlak canım dostum, eminim çok endişelenmiştir benim için...

Berbat biriyim. Tek bir görevi bile başaramadığım ve bunca şeye sebep olduğum için kendime inanamıyorum...

Eve dönmem gerekiyor, annem için endişeliyim hala. Burası berbat bir yer. Bu mektubu bile sanki tarih öncesinde yaşıyormuşuz gibi mürekkeple yazıyorum, inanılır gibi değil. Hava bile hoşuma gitmiyor, Pyongyang'daki sessizlik beni öldürecek gibiydi. Daha sonra beni Kaesong bölgesine getirdiler, askeriyede kalmak benim için psikolojik açıdan daha iyi gibi, bilmiyorum. Hala boktan bir durum.

Yalnızca bir günde birçok kişiyle tanıştım. Aptal bir general bunlardan biri, ondan hiç ama hiç haz etmedim... Kampta tanıştığım rütbeli askerler de var. Birisinin adı Soobin, uzun boylu bir subay. Sıradan, kuzeyli askerlerden biri işte, gıcık olmamak elde değil.

Bir de... Bir yüzbaşıyla tanıştım, adı Lee Minho'ymuş... Garip biri. Hoş. Ama garip. Bilmiyorum. Gıcık. Bir de tatlı bazen. Yakışıklı da. Bilmiyorum.

Hayır... O gerçekten garip biri! Bu saatte masaya oturdum ve tamamen kafam dağılsın diye boş boş mektup yazıyorum ama dağılmıyor işte! Yalnızca birkaç dakika önce mutfak tezgahında oturmuş su içiyordum ve yüzbaşı geldi. Nefret ediyorum ondan! Resmen benimle oyun oynuyor... Sabahtan beri şakasına flörtleşiyorum onunla ama o... Sikeyim, boynum sızlıyor sanki... Dudakları tenime değdiğinden beri garip hissediyorum.

Ne düşünüyorsam hala, bir kuzeyli işte. Yüzbaşının teki. Evet, o tam olarak bu.

Buradan bir an önce gitmek istiyorum, radyo dinlemek bile dehşet sıkıcı.

Han Jisung

˖◛⁺

11 Temmuz

Sevgili bilinmeyen,

Kampa geleli 4 gün oluyor. Bugün ekstra boktandı. Yemekhaneden zar zor su arakladım ve bahsettiğim o aptal Yüzbaşı hepsini içti. Salağın teki cidden, hala sinirliyim.

fatal flaws  ➵ ◛ °minsung √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin