fatal flaws ➵ ◛ °minsung √

[14]

medyayla okuyun ya da medyayı bi ara açın dinleyin benim dinlerken hep aklıma fatal flaws minsung geliyor

જ⁀➴

(Jisung'dan)

Güneşin ilk ışıkları rahatsız edici derecede odaya dolarken bilincim yavaş yavaş yerine geliyordu. Elimde olsa yatakta biraz daha kalmak isterdim... Kalabilir miydim ki? Günlerden hangi gündü bugün? Ve ben neredey-

Gözlerimi hızla açıp odada gezdirdim. Siktir...

Dün gece olanlar hafızamda birer birer yer ederken şu an yüzbaşının odasında uyanmış olduğum gerçeği beni çıldırtmak üzereydi. Boşluğa bakan tarafa dönük yattığım için hala uyuyor olup olmadığını bilmiyordum. Yine de işittiğim düzenli nefesleri ve boynumun altından uzanan kolu bana uyuyor olduğunu düşündürmüştü. Gözlerimi tekrar kapattım.

Dün gece... Söylediği şeyler, boynumdan aşağı doğru yer eden yumuşak dudaklarının bıraktığı nemli öpücükler...

Bu sefer yaşadığım dün geceye ait flashback ile gözlerimi hızla açıp yavaşça doğruldum ve üstümüzdeki örtüyü kaldırıp bedenime baktım.

Nihayet yersiz endişemi bir kenara bırakıp gülümserken derin bir nefes verdim. Rahatlamıştım... Bu rahatlayışım saniyeler sürerken hala yatakta yatan Minho'nun sesini duymam ve söylediği şeylerin tekrar huzurumu kaçırması daha kısa sürdü.

"Giyinik olman dün gece yapmadığımız anlamına gelmez."

Hızla arkamı dönüp çıkıştım. Bu sırada yüzünde aptal bir sırıtışla dinliyordu beni.

"Yapmadık bir şey! Saçmalama istersen?!"

"Sana da günaydın inci tanesi."

Yatakta doğrulup esnediği sırada mırıldanmış, ardından gerinmeye başlamıştı. Derin bir nefes alıp odada gözlerimi gezdirdim. Gözüme çarpan biri şey varsa bu da odanın dağınıklığıydı. Birkaç kıyafet parke zeminde yerde duruyordu ve çalışma masasının üstü bakmama izin vermediği kağıtlarla doluydu. Eskimiş ve yer yer boyası kalkmış duvarlarda ise herhangi bir saat görememiştim.

"Saat kaç?"

"Merak etme bay bütün kurallara uyan güneyli kişisi. Henüz güneş yeni doğdu."

Gözlerimi kırpıştırarak ona baktım. Güneşin yeni doğduğunu nereden biliyordu ki?

"Sen uyumadın mı?"

"Uyudum." Kestirip attığı sırada kaşlarımı kaldırdım, o da bunun üstüne ekledi. "Biraz."

"Neden biraz?" Gece uykusu olduğunu söylemişti. Anlamayarak ona baktığım sırada sırıtmasıyla aklıma gelen şey yüzünden kıpkırmızı olduğuma emindim. "Uyurken beni mi izledin yoksa manyak?"

"Merak etme o yüzden değil." Hala sırıtarak konuştuğunda kısık bakışlarımla onu izliyordum. "Gün boyu çenen durmuyor ve etrafta özellikle ben başta olmak üzere herkese laf yetiştiriyorsun Jisung. Uyurken sessiz olduğun halin daha çok hoşuma gitti diyelim."

Ne demeye çalışıyordu şimdi? Komik miydi bu? Eğer çok konuşmama sinir oluyorsa bildiğim iyi olmuştu, daha fazla konuşmak için elimden geleni yapardım o zaman. Göz devirerek söylendim.