1. GERÇEKLER

13.4K 470 143
                                    


Hey sen Yeni Hoşgeldin aramıza.

Buralar benim mekanımdır ; ben yazar, çizer, yönetirim buraları. Herhangi kötü bir şeyde ya da iyi bir durumdan her zaman ben sorumluyumdur. Herhangi bir sorunun olursa bana gelebilirsin Yeni. Yalnııız herhangi bir sorun çıkartmaman ricam olur dediğim gibi burası benim mekanım benim sorumluluğumda. İyinde de kötündede daima kibar ol dostum.

Aramıza girmen için herhangi bir şey yapmana gerek yok. Herkese kapımız açık bizim. Ama her bölüm sonunda oy ve yorumla destek olursan ileride mekanımızı büyütmeye yardımcı olabilirsin Yeni. Tekrardan hoşgeldin. Mekanı seninmiş gibi benimse benim için hiç sorun olmaz hatta mutlu dahi edersin. Hadi bakalım başla mekanı tanımaya. Daha sonra görüşürüz. -Yazar DENKA

Bir yaz kitabıyla karşınızdayım.
(Tamamen sıkıntıdan yazılmıştır.)

*******************************************************

Nefes almak nefes vermek kadar kolaydır çoğu zaman. Saniye de ciğerlerinde hissettiğin oksijen sana yaşamayı bahşederken. Yıllardır bahşetmiş olduğu nefesi anlık bir esirgemesi ile yıllarında ki saatlerinde ki aylarında ki minneti unutursun. Kelimelerine yol bulamazken tek emelin o dakikalarda ya bir bardak su dersin ya da tek çekimlik nefes. Dudakların önce kurumaya başlar ardından kanın damarlarında ki serüveni yavaşlar artık kesim kesim üşürsün. Ellerin ayakların anlık saniyelerin esirgemiş olduğu nefeslerle buz tutar. Dermanın kalmaz harekete kelimelere...

Çoğu bahşedilmiş olan nefeslerini iliklerine kadar hissederken geçirdikleri her iki dakika da bir mızmızlanmayı şikayet etmeyi seçer oysa ki. Bilmez anlayamaz o anların ne kadar değerli ve müstesna olduğunu. İnsanoğlu bu işte sadece şikayet edip bencillik eder. "Neden ben?"der hep çekinmeden, utanmadan. Yapması gereken şey belki de en sevdiklerine sarılmaktır, öpmektir, sevmektir. Sonradan son nefeslerinde pişman olmamak için düşünmesi gerekir aciz sıfatıyla.

Şu küçücük aptal dünya da her insanın kendine ait olan bir hikayesi vardır. Kimisi gurur verir, kimisi mutluluk, kimisi aşk, kimisi ise tıpkı benim ki gibi acı verir. Acı en zulümlüsüdür belki de şans eseri olarak. Aşk iki yıl gibi kısa bir süre de olsa ömür boyu devam edecek bir zaman dilimi de olsa huzur verir bu geçici bedenine. Gurur, her an göçüp gidebilme ihtimalimize karşın egomuzu tatmin eder ve üstünlük psikolojisini sunar. Mutluluk adı üstünde mutluluktur işte. Her an sırıtıp gülümseyebileceğin bir duygudur mutluluk.

Fakat acı ise dediğim gibi belirsiz ve zulümlüdür. Her yönden tatdırır sana kendisini. Gurursuz durumuna düşersin acı çekersin. Ne kadar bir zaman diliminde olursa olsun son nefesin dahi olsa aşkın biter acı çekersin. Mutluluğun elektriğini keserler mutsuz olup acı çekersin. Dolayısıyla acı herşeyin sonucu olabildiği gibi herşeyin başlangıcı da olabilir.

Ben Deniz Aşkın eğer şu dakikalarda nerede olduğumu öğrenemezsem soğuktan ölebileceğimi hissedebiliyorum Şuan da belki de acı ile çektiğim son nefeslerimi dudaklarım arasında gel git yaparak nemlendiriyorum. Şuan da belki de dünyaları içine sığdırabileceğim ruhumu çıplak bedenimden yavaşça soyutluyorum. Şuan da belki ölümü gerçekten hissediyorum...

Ellerimi çıplak bedenimin üzerinde gezdirirken üzerimde ki beyaz örtüyle birlikte ayağa kalkarak soğuk zeminle ayaklarımın temasa geçmesine izin verdim. Titreyen ellerim ve istemsiz çekilen nefeslerimle gözlerimin önünden akıp giden film şeridine izin verdim. Tam 4 ay önce başlayan sessiz çığlıkları içerisinde barındırıp birçok insanın hayatını etkileyen film şeridine. Anında çatılan kaşlarıma karşın buruşup suratım ve yumulan gözlerim ile birlikte sessizce ağlamayı bastırma terapisini uygulayarak ellerimi ağzıma bastırdım. Kaldırdığım ellerimle birlkte ellerimden kayarak yere serilen beyaz çarşaf çıplak, beyaz ve soğuk bedenimin acizliğini gözler önüne seriyordu.

Babamın Kampı - Ölü Çocuk |Final|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin