Babamın Kampı - Ölü Çocuk |Final|

13. KURBAN

Multideki şarkıyı dinleyerek oku ilham kaynağım. Yazar o piyanonun ritimlerinde yazdı kelimeleri.

Ludovico Einaudi - Experience

       》》》》》》》》》》ÖNCEKİ BÖLÜMDEN《《《《《《《《

Rıhtıma ayakkabılarımı çıkarıp otururken elimdeki cep telefonumun ekranını açarak müziği durdurdum. Dedemin numarasını usulca tuşlarken görüntülü arama seçeneği ile beklemeye başladım. Telefon her dıt çalışıyla heyecanım artarken endişem kanımın her hücresinde geziniyordu. Telefon kendisini ulaşılamıyora atıp aramayı sonlandırırken tekrar aramanın en doğrusu olduğunu düşünerek yutkundum ve numarayı tekrar tuşladım.

En az üç kez arama yaptığım telefonumla birlikte olduğum yerde otururken ayağa yavasça kalkarak ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Dedemin neden benim telefonlarımı açmadığı konusu düşüncelerimi karıcalandırırken soru işaretlerimin artmasına sebep oluyordu. Eteğimi aşağı doğru çekiştirip düzeltirken saçlarımı karıştırarak arkama dönmeye yeltendim ki kımıldayamadım.

Ensemin kökünde hissettiğim bir ağırlıkla sabit kanca olduğum yerde süzülürken o sadece silahı soğancığıma iyice yerleştiriyor ve tüylerimin daha da ürpermesine sebep oluyordu. Seslice yutkunup kronolojik sırayla tüm tehditleri gözümün önünden sıralı geçirirken,
"SANA GİTMENİ SÖYLEMİŞTİM AŞKIN."diyerek tısladı.

                                         ♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧
KORAY'DAN《《《《
"Lan saçmalamayın."dedim kahkaha atarak.

Hepsi olanaklı bir sıfatla yüzümü süzüp ciddi bir ifade takınırken Emre,
"Valla söz verdin karışmam."dedi işaret parmağı ile beni işaret ederek.

Dişlerimi göstererek seslice gülerken kafasından ki renkli saçları çıkararak bize doğru gelen Erez'e doğru gözlerimi çevirip,
"Nerdesin ulan sen? Sabahtan beri çocuklar seni arıyor."dedim içinde bulunduğumuz konuyu ört pas ederek.

Umursamaz tavırlarıyla masaya oturarak kendi ayrılmış olan tepsiyi kendi önüne çekti. Hiç birimizi de suratında ki boyayı da kaalesine almadan paket olarak bulunan bardak suyun naylon poşetini kaldırarak içmeye başladı. Erez'in tepki vermesini tüm masa olarak beklerken suyunu bitirip plastik kısmını masanın üzerine sinirle fırlatırken,
"Sikerim böyle işine."dedi sandalyesine yaslanıp homurdanarak.

Kaşlarımı çatarak açıklama beklerken Erez gözlerini öndeki masalara doğru sinirle kilitlerken,
"Hayırdır?"dedim beş dakika evvel ki sırıtmalarımı yok ederek.

Ön masalardan çektiği gözlerini bana döndürerek boyalı yüzüyle suratıma sinyaller yolluyordu.
"Şerefsizim ki sabahtan beri gülümsemekten yoruldum."eliyle ağzının kenarlarına kırmızı boyalarla çizilmiş olan gülümseme mimiklerini göstererek devam etti, "Gelecekte bir on yıl gülümsememeyi planlıyorum mesela."dedi.

Erez'in kelimelerine gülümseyip dalga geçen bakışlar yollarken kaşlarını iyice çatarak,
"Çok mu komik lan."dedi sinirle.

Kafamı iki yana sakin bir tavırla sallayıp reddederken gözlerimi ön taraflara çeviridim. Yüzümde ki tebessümle birlikte içeri girenleri teker teker süzerken masada oturup kendi aralarında konuşanlara dönerek,
"Deniz girdi mi lan içeri?"dedim.

Sohebtlerini bırakıp hepsi bana dönerken,
"Hayırdır?"dedi Erez kaşlarını çatarak surat ifademi inceleyerek.

Gözlerimi diğerlerinden çekip Erez'e açıklama yaparken,
"En son ormana gitmişti ondan sonra da daha da görmedim."dedim dirseklerimi masaya dayayarak. "Ardından da Tutku gitmişti." dedim imalı imalı.