18. ZAFER

1K 101 58
                                    


                    》》》》》》》》》》ÖNCEKİ BÖLÜMDEN《《《《《《《《《《

Dudaklarımı birbirine bastırıp tekrar bir duygu patlamasina kurban gitmemeye çabalarken Murat,
"Demek küçük kızımız zamanında kahramanlık yapmış ha?"dedi buz kesen bir gülumsemeyle. "Demek beni alt etmeye kalkmış ha? Demek güçlüymüş?"

Düğüm hissettiğim nefesimle birlikte elinde ki bidonu merdivenlerden aşağı yuvarlarken cebinden bir kibrit çıkarıp,
"Kusura baka ufaklık. Ben bana meydan okuyacak kadar güçlü kalanları yaşatmam."demesiyle birlikte kibritten bir çöp çekip yakarak merdivenlere atttı.

Aniden alev alan merdivenler turuncu ışığı etrafa yayarken Erez kolumdan tutarak iki üç adım geriye çekti. Şok edasınsa kalbim duracakmışcasına adımı atarken Murat kahkahalar ile kapakları süruyekerek kapattırdı. Hatırladığım son kelime ise Erez'in,
"Deniz yüzüme bak! Deniz bana bak!"kelimeleriydi.

                                                 ♧ ♧ ♧ ♧ ♧ ♧ ♧ ♧ ♧ ♧ ♧

Türkiye de kış mevsiminde her on insandan altısı karbondioksit zehirlenmesinden yok oluyormuş bir gazetede okumuştum aylar önce. İlk baştan o zehiri bedenlerine çekip ardından dudaklarından içeriye sızdırdıkları o gazla bedenlerinde ki organların tek tek oksijen yetersizliğinden denatüre olmasını sağlıyorlardı elbette tıbbi olarak. Bedenlerine oksijen girmiyor girmediği her dakika karşılığında enzimler duraksıyor ve yavaş yavaş ölüme teslim oluyorlardı. Bu canını bedeninden uzaklaştıran insanların yakınları tarafından adaletsizlik olarak algılansa da doğanın kanunu böyleydi bi kere.

Eğer bir insan bir yerde yalnış yapıp olmaması gereken şeyler yaşarsa bedeninde ki ruhunu bunun karşılığında kaybederdi. Ve son. Bu kadar adaletsiz bir adiliyetti bu.

Burnumdan içeriye saniye saniye giren zehiri bedenimde ki organlarım hissederken vücudum şok içeren tavırlar sergiliyordu. Gözlerim yuvalarindan çıkarcasına büyürken bedenim karşımda alevlerin püskürmesine rağmen buz gibiydi. Yüzümde ki kanlar çekilerek pes bayraklarını çekmişlerdi bile. Olduğum yerden adımı bir adım daha geri atarak dudaklarımı açarak dudaklarim arasından nefes alamaya başladım. Kolumdan tutarak beni sarsan Erez'e dönmeden bu alevlerin söndürülmesi gerektiğini bir kez daha hatırlattım kendime. Bir kez daha. Kolumu hızla avucundan kaydırarak kendime çekerken iki üç adım daha geriye attım adımlarımı.

Tahta merdivenler öylece alevin kurbanı olurken alevler sanki birazdan diyordu gözlerimde ışıldayarak. Sadece birazdan küçük kız. Birazdan herşey sona yakın. Yerin iki üç metre altında sesimizi duyurmak zorken yardım beklemek aptallık olurdu. İki elimin parmaklarını da saçlarımın arasından geçirirken alt dudağımı dişlerimin arasına alarak,
"Bir şey yapmamız gerek."diye bağırdım iki adım yan tarafımda lan Erez'e sesimi duyurarak.

Erez iki adım ötemden hızla sağa tarafa doğru adımlarını ilerletirken istemsizce o yöne kafamı çevirdim. Gözlerine saniyelik bakarken guçsüz göz kapaklarımı zorlukla açarak,
"Yanamayız."dedim sesizce kendimin dahi duyamayacağı bir seste fısıldayarak.

Kelimeler ağzımdan henüz çıkar çıkmaz sağa tarafa doğru özgürlüğe adım atarcasına koşmaya başladım. İçerideki ısı her ne kadar yerin altındaki bu soğuk yeri ısıtsada içerideki oksijeni her geçen saniye yok ediyordu. Bir nefes daha çekip odadaki bir mol oksijeni de sindirirken ortalıkta annesini kaybetmiş küçük ufaklıklar gibi koşuşturuyordum. Koşmaya bırakarak tek adımla bir yerde kalırken hızla etrafımda iki adımla dönerek gözlerimle herşeyi süzdüm.

Babamın Kampı - Ölü Çocuk |Final|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin