Bölüm On: İlk ve Kayan Dilek Yıldızları

4 0 0
                                    



selam gencler!

bölümü okumadan küçük bir duyuru geçeyim; bölümümüzde bir cinayet var, fazla detaylı yazmadım yine de okumak istemeyenler için işaret bırakacağım, ondan sonrasını okuyabilirsiniz. İyi okumalar!!

bölüm müziği: Shamrain - Raindrop

Bölüm On:
İlk ve Kayan Dilek Yıldızları

"elimden tut yoksa düşeceğim
yoksa bir bir yıldızlar düşecek"

Attilâ İlhan - Yağmur Kaçağı

Utku Kaya

Hayatın akışına siz karar veremezsiniz ama onun hangi yönde ilerleyeceğine karar verebilirsiniz.

Tabi bunu nasıl yapacağını bilmelisiniz.

Yoksa başkalarının hayatı için kendinizi oradan oraya rezil edersiniz ve vicdanınızdan kaçamazsınız.

Adımlarınızın nereye ve neden gittiğinin bilincinde olun. Onları durdurmakta ilerletmekte sizin elinizde. Ama korkmayın. Korku eylemleri tersine çevirir.

Ve size bu gece verebileceğim son tavsiye.

Sakın yardım almaktan ve danışmaktan çekinmeyin. Eğer ki bir işe tek karar veriyorsanız kusura bakmayın ama aptallığınız burada başlıyor. Yardım almak veya destek almak sanılanın aksine acizlik değil güçtür. Bunun özgüvenle de bir ilgisi yok. İnsanın sınırlı bir varlık olduğu her kitapta geçer. Eğerki Tanrı gibi doğru kararları verebilseydik her seferinde tek başımıza, cehennem cennetten kat ve kat iyi olurdu.

Şimdiyse kendime cehennemde görüşmek için adam öldürüyorum.

Hadi ama o korkunç yere bir insanın gidebilmesi için kötü olması gerekir. Çok kötü. Buraya ve buradaki insanlara bakınca da kötülüğü iliklerime kadar hissediyorum.

Onlardan birisi olmak da elbette felaket hissettiriyor.

Adımlarım elime verilen dosya ile duraksadı. Bakışlarımı kırmızı kapaklı dosyaya indirdiğimde ilk sayfasını çevirdim ve altmışlı yaşlarının başında bir adamın fotoğrafıyla karşılaştım. Kucağın da küçük torunu...

Bu hikaye bir yerden tanıdık geliyor.

Nefesim birkaç dakikalığına sekteye uğradı ama kendimi hızlı toparladım ve dosyayı incelemeye devam ettim.

Ali Koyuncu.

Kendisini tanımıyordum ama bu dosyadan sonra ailesinin bile bilmediği şeyleri öğrenmiş oldum. Midemin bulandığını hissettim. Dosyayı kenarıya fırlattım. Adımlarım hızlı bir şekilde ameliyathaneye ilerdi. Ne kadar hızlı olursam bu kabustan o kadar hızlı uyanırdım.

Lacivert ışıklı odaya girmeden aklıma Ezel'in sözleri geldi, hareket etmekte zorlandım.

"Yaşamasını geç, kendi kız kardeşin olduğuna daha emin olmadığın bir kız için değer mi? Bu kadar mı yalnızsın, Utku?"

Gözlerimi birkaç kez açıp kapatmak şu âna odaklanmamı daha iyi sağladı. Düşünmeyeceğim. Düşünmeyeceğim. Düşünmeyeceğim.

Eğer başka bir yol bulursam pişman olurdum ve pişman olmak için saat çok geçti.

Bana çok absürt gelen takma isimlere sahip olan ölüm hemşireleri adamı odaya getirdiğin de tek amacım onu öbür dünyaya uğurlayıp buradan siktir olup gitmekti.

sessiz çığlıklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin